| Tavuk mısırla besleniyor, sonra eti kıyma olarak çekiliyor ve şişirmek ve yapışık tutmak için daha fazla mısır ürününe bulanıyor, ve sonra mısır yağında kızartılıyor. | TED | يأكل الدجاج الذرة، وينمو لحمه ويتم خلطه بالمزيد من منتجات الذرة ليضيفها بالجملة، ثم يتم قليها بزيت الذرة. |
| Bütün yaz boyunca, tanrılar insanların mısırla beslenmesini sağladı fakat verimli yaz ayları kayboluyor. | TED | حافظت الآلهة على إطعام الناس الذرة طوال الصيف، لكن أشهر الصيف الخصبة في طور الاختفاء. |
| Tam anlamıyla muhteşem! mısırla beslenmiş kızlar. Taşralılar. | Open Subtitles | أعنى أكثر الفتيات الريفيات اللاتى تغذين على الذرة ، الريفيات |
| Bu arada, şu mısırla ilgili sözleri ben söylemiştim. Jumpei değildi. | Open Subtitles | مهماً يكن ,ولكن بخصوص قصة الذرة,كنت أنا من قال ذلك و ليس جونبي |
| Bilirsin, Clark annenlerin mısırla beslemesi seni güçsüz yaptı sanırdım ama senin karanlık tarafını küçümsemişim. | Open Subtitles | تعرف كلارك أنا دائماً إعتقدت أن إطعام والديك الذره لك جعلك ضعيف لكن من الواضح أني أستهترت بجانبك الشرير |
| Çocuk menüsünde ise, benim klasik mısırla ezilmiş çubuklu karides var. | Open Subtitles | وللأطفال، روبياني الكلاسيكي بالذرة المخلوطة بالطحين على عود |
| Amerika'dan gelen bu ucuz mısırla baş edemediler. | Open Subtitles | لم يستطيعوا ان يتنافسوا مع الذرة الامريكية الرخيصة |
| Üretim fazlası mısırla ilgili bir konferanstaydı. | Open Subtitles | كان لديه مؤتمر صحفيّ كبيرًا عن الفائض من الذرة. |
| Bu patlamış mısırla ya da tavandaki çarpı işareti ile mi alakalı? | Open Subtitles | هذا حول الذرة الصفراءِ، أَو إكس على السقفِ؟ |
| Gelecek baharda domuz alma ve onları mısırla semirtme planlarım var. | Open Subtitles | انا اخطط ان اشتري خنازير في الربيع القادم واسمدة الذرة |
| Şimdiden mısırla beslenen sevgiline mi dönüyorsun? | Open Subtitles | أنت يركض إلى الخلف إلى أن صديقته التي تغذيها الذرة لك بالفعل؟ |
| Bilim insanı değilim ama mısırla yıllardır sürecim bu olmuştur. | Open Subtitles | أنا لست عالماً لكن هكذا أهضم الذرة لسنين |
| Biliyorum evleneceğim ve Çocuklarım olacak, ve sen de manavda bir şise viski , ve kucak dolusu mısırla dolaşacaksın. | Open Subtitles | أنت تعلم , سوف أتزوج وأحصل على أطفال وأنت سوف تتساءل حول متجر البقالة تمسك زجاجة من السكوتش , و كوز من الذرة |
| Dünyayı beslemek istiyorsanız bunu daha fazla mısırla yapabilirsiniz. | Open Subtitles | لأنك إن أردتَ إطعام العالم، بمقدورك أن تطعمهم المزيد من الذُرة، باستخدام الذرة والقمح. |
| Hayatımızı, biber ve mısırla sürdüremeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نعيش على الذرة و الفلفل |
| Sütümüz de var ama onu da patlamış mısırla yiyorsun. | Open Subtitles | أو هناك حليب، ولكنك تتناوله مع الذرة |
| - mısırla beslenmiş şu vücuda bak. - Tyrese Gibson. | Open Subtitles | أنظر الى هذا الصديق المتغذي "على الذرة "تايرون غيبسون |
| Ayrıca bu elmalar %70 oranında suni mısırla yapılmış. | Open Subtitles | وهذه التفاحات قد تمت زراعتها بواسطة 70% من الذرة الأصطناعية |
| Hava atmak gibi olmasın ama kazanırsanız mısırla ilgili daha önce hiç hissetmediğiniz şeyler hissedeceksiniz. | Open Subtitles | لا اريد التفاخر ولكن إن قبلتم ستشعرون بأشياء تجاه الذره لم تشعروا بها من قبل |
| Küçük, siyahi, yüzü mısırla kaplı Yahudi meleklere bir avuç dolusu mendil uzatıyor ve her şey düzelecek gülümsemesini sunuyor. | Open Subtitles | و يعطي الملائكة الزنوج الصغار بوجوههم مليئة بالذرة يداً مليئة بالمناديل و بالابتسامة التي تشير الى ان كل شيء سيكون على ما يرام |