| Gerçekten mağazam için bir sürü alabilirim. | Open Subtitles | حقا، يمكنني الاستفادة من الكثير من هذه في متجري |
| Yoksa mağazam sana uyuşturucu deposu gibi mi görünüyor? | Open Subtitles | هل يبدو متجري لكِ مكاناً لبيع المخدرات |
| Burası benim mağazam, efendim ve bu meseleyi örtbas etmemin nedeni size olan saygım ve düşüncemden ötürüydü. | Open Subtitles | ... هذا متجري , سيدي و إن كنت قد تجنبت الخوض في هذا الأمر فذلك لمحاولتي الخرقاء لأظهر لك الاحترام و التقدير |
| Oh, İşte benim favori mağazam. Hey. | Open Subtitles | هذا متجري المفضل |
| Ama mağazam ve Beverly Hills adına konuşmam gerekirse yöntemlerinizi tasvip etmiyoruz. | Open Subtitles | ولكن بالتحدث عن متجرى و مدينة بفيرلى هيلز نحن لا نعرف ، قصصك |
| mağazam soyuldu ve saldırıya uğradım. | Open Subtitles | لقد سرق متجرى , و تعرضت للاعتداء |
| Ülkem ve mağazam için. | Open Subtitles | لصالح بلدي و متجري. |
| Bu benim mağazam. | Open Subtitles | -هذا متجري . -حقّاً؟ |
| Dee, burası benim mağazam! | Open Subtitles | يا (دي), انتِ في متجري! |
| Burası benim mağazam. | Open Subtitles | إنّه متجري. |
| mağazam alışverişe hazır olsa iyi olur. | Open Subtitles | يجب أن يكون متجرى فى أبهي حله |