| Ve güneş çoğu materyali bu soğutma etkisini kaybedecek şekilde ısıtır. | TED | والشمس ترفع درجة حرارة معظم المواد بما يكفي لإبطال تأثير التبريد. |
| Aynı materyali farklı ve şaşırtıcı yeni şekillerde kullanmanıza izin veriyor. | TED | إنها تتيح إستخدام نفس المواد بطرق عديدة مختلفة، وطرق جديدة مفاجئة. |
| Binbaşı ve ben çekirdek için gerekli radyoaktif materyali almaya gideceğiz. | Open Subtitles | سندخل أنا و الرائد لتحديد موقع المواد الإشعاعفية الضرورية للنظام المركزى |
| Buradaki amaç, onun rotasını değiştirmek değildi. Amaç, kuyruklu yıldızın yüzeyinde bir çukur açarak derinlerdeki materyali ortaya çıkarmaktı. Bunu da biraz başardık galiba. | TED | لم يكن الغرض من الإصطدام دفعه بعيداً. بل كان الغرض صٌنع فوهة تشق المادة لنرى ما يوجد تحت سطح المذنب، حيث تعلمنا شيئاً عنه. |
| genetik materyali devam ettirirler ve birleştirirler ve genetik materyali bir hücreden iki ayrı hücreye çekerler. İşte tam bu şekilde bir kanser hücresi iki, | TED | هذه السلاسل تتقدّم وتلتحم بالمادة الوراثية وتسحب المادة الوراثية من خلية إلى خليتين. |
| materyali bitirdiğimizde yıldızlar alıyoruz. | Open Subtitles | نحصل على النجوم عندما نتقن المادّة المغطاة |
| Öğrenciler bu materyali, kendi temelleri yetenekleri veya ilgi alanlarına göre farklı biçimde tekrar inceleyebilirler. | TED | و يمكن للطلاب اجتياز هذه المواد بطرق مختلفة، اعتماداً على خلفياتهم، ومهاراتهم ورغباتهم. |
| materyali aileme ve arkadaşlarıma okutturabilir, ve sonra onu ihtiyacım oldukça defalarca okuyabilirdim. | TED | كانت لدي عائلة وأصدقاء يقرؤون لي المواد و عندها أمكنني إعادة القراءة عدة مرات كلما كنت في حاجة إلى ذلك. |
| Etki yaratabilmek için kilit nokta, materyali nasıl kullandığındır. | TED | ليكون لها تأثير, الشيء الرئيسي هو كيفية استخدام هذه المواد. |
| İşte bu yüzden bu kutsal ağacı, meyve veren meyve ağacı tarzındaki materyali aradık ve bulduk. | TED | لذلك بحثنا عن تلك المواد الكتابية، عن شجرة الفاكهة المثمرة النوع من المواد، ووجدنا |
| öğretmenlere nasıl öğretileceğini öğreten öğretim materyali geliştirmek ve sağlamak için platform olarak Connexions'ı kullanacaklar. | TED | لتطوير وإرسال المواد التعليمية لتعليم المعلمين كيفية التدريس في 84 دولة حول العالم. |
| Fakat aslında çağdaş yaşam, iletişimi ve telefon kablosu şeklindeki tamamen yeni bir materyali beraberinde getirdi. | TED | لكن الحداثة في الواقع جلبت الإتصالات وكل المواد الجديدة في شكل توصيلات الهاتف |
| Sistemimizi etkinleştirdikten yirmi dakika sonra birileri istismar materyali yüklemeye çalıştı. | TED | في خلال عشرون دقيقة للبث المباشر على نظامنا، حاول شخص ما رفع قطعة معروفة من المواد المسيئة. |
| O tarz tavan materyali neredeyse 20-30 yıldır kullanılmıyor. | Open Subtitles | هذه النوعية من المواد لم يتم استخدامها منذ 20 او 30 عام |
| Yaklaşınca sadece materyali görüyorlar. Biz çöpçüyüz, sadece geri gönüşümleri görürüz. | Open Subtitles | بما أننا جامعين ، فنحن لا نرى سوى المواد القابلة لإعادة التدوير |
| Yani insan. O şey, inorganik bir materyali kopyalayamaz. | Open Subtitles | لذلك هو بشري , لا يمكن للكائن أن يقوم بنسخ المواد الغير عضوية |
| Olay devam ediyor, çok büyük miktarda çok önemli materyal var ve herkes bu materyali yayımlamak için çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الأمر سيستمر، هذه كميّة كبيرة من المواد المُهمة للغاية، والتى يعمل عليها الجميع سوف تخرج للعلن. |
| Bazıları seni görmek için sürpriz olmalı Araştırma materyali ile aşağı tartılır . | Open Subtitles | قد يستغرب البعض بعدم رؤيتك مثقف بكل هذه المواد البحثية. |
| materyali, örneğin her biri 8 ila 12 dakikalık, tutarlılığı olan kısa modüler birimlere bölebilirsiniz. | TED | يمكنك تجاوز المادة على سبيل المثال، لهذه الوحدات القصيرة من 8 الى 12 دقيقة، كل منها يمثل مفهوما متماسكا. |
| Bu materyali yapmak için kullandığımız üretim metodu, büyük hacimli ölçeklerde hâlihazırda var. | TED | طريقة التصنيع التي استخدمناها لصنع هذه المادة في الحقيقة تُستخدم بالفعل على المقاييس كبيرة الحجم. |
| Bizim bütün türümüz gibi o da laboratuvarda yapıldı. Seçilmiş bir donörün genetik materyali ile. | Open Subtitles | و كسائر جنسنا، استولد في مختبر باستخدام المادّة الوراثيّة لمتبرّعٍ معيّن. |