| Kuzey tarafı, etekleri meşe ağaçlarıyla dolu alçak dağlarla sınırlanmıştı. | Open Subtitles | يحدها من الشمال تلال منخفضة اسفلها الكثير من اشجار البلوط |
| Bir meşe kadar sapasağlam ayakta durup asılarak idam edilmek gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أحسن من الشنق تقف هناك بصلابه فوق خشب البلوط |
| Şimdi meşe palamudu meşe ağacıyla ilgili, tabi ki İbrahim ile ilişkilendirdiğimiz meşe ağacında yetişiyor. | TED | ان البلوط حتما مرتبط بشجرة البلوط الذي ينمو فيها .. والتي هي بدورها مرتبطة بالنبي إبراهيم |
| Kuzey ucunda meşe ağacı olan uzun bir taş duvar var. | Open Subtitles | به حائط صخرى طويل و شجرة بلوط كبيره فى نهايته الشماليه |
| Artık bir erişkin olarak, yumurtalarını bırakacağı başka bir meşe ağacı aramalı. | Open Subtitles | الآن كحشرة بالغة، عليها أن تبحث عن بلوط آخر لتحقن به البيض. |
| Eve gitmek istemiyorum. Beyaz meşe kazdığını alıp onu öldürmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد العودة للبيت، بل أريد أخذ وتد السنديان الأبيض وقتلها |
| Şimdi bu yol, bu meşe palamudu gibi, sürecin daha başında. | TED | ان الطريق اليوم هو مثل البلوط .. في مراحله الاولى |
| meşe ağacı nasıl bir şey olacak peki? | TED | ولكن .. كيف ستبدو عليه شجرة البلوط لاحقاً ؟ |
| meşe ağaçları, buğday tarlaları ve üzüm bağlarıyla muhteşem bir yer. | TED | إنها خلابة، بأحراش البلوط وحقول القمح وتكعيبات العنب. |
| Oturma odası, kapılar ve zemin meşe, lambriler tik ağacıdır. | Open Subtitles | هذه هي غرفة الجلوس. أبواب البلوط الصلبة والأرضيات في جميع أنحاء المنزل. الماهوجني وينسكوتينغ في جميع الغرف. |
| Hayır, onlar meşe. 100 yıl daha dayanırlar. | Open Subtitles | لا ، إنها من شجر البلوط ، إنها ستمكث لمائة سنة أخرى |
| Büyük meşe ağacının altında yapmış olduğum sandığın içinde. | Open Subtitles | إنها في الصندوق الذي أعدّته خصيصاً لها تحت شجرة البلوط |
| Asker, amaç meşe ağacını ortaya çıkarmaktı. | Open Subtitles | أيها الجندى ، إن الفكرة كلها كانت فى شجرة البلوط الكبيرة |
| Burada bir meşe palamudu var yanımda sene başında bunu yürüyüşümüz sırasında almıştım yanıma | TED | لدي هنا بلوط اقتطفته عندما كنت اسير هناك في بداية هذا العام |
| Oradaki tahtanın meşe olmadığnı farkettim. | Open Subtitles | رأيت أن الخشب الذي يجمع الألواح لم يكن بلوط. |
| Kapatmak için dışarı koştum bahçede meşe ağacı olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | جريت للخارج لأوقفه ونسيت أن لدينا شجرة بلوط |
| Yani iki kişi sorumludur. Şansları varken beyaz meşe bozulmaz için, | Open Subtitles | إذًا المسؤولان عن عدم تدمير السنديان الأبيض لما سنحت لهما الفرصة |
| Gölgemiz ol sen, başucumuzdaki meşe ağacı. | Open Subtitles | مبسوطه من خشب السنديان تطرح الظل حيثما نستلقي |
| Gerçekten son kalan beyaz meşe kazığını, herhangi bir vampirin öylece gelip alabileceği bir yerde sakladığımı düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتحسبيني كنت لأترك آخر وتد سنديان أبيض حيثما يسع أيّ مصّاص دماء الدخول وأخذه؟ |
| Hatta bahçedeki en büyük meşe ağacına Martha'yla isimlerinin baş harflerini bile kazımıştı. | Open Subtitles | حتى أنّه نقش أحرفهم الأولية على شجرة البلّوط الكبرى |
| Ve kış gelene kadar yeterli meşe palamudu toplamak zorunda. | Open Subtitles | يقوم بجمع ما هو كافي من الجوز ليواجه الشتاء القادم |
| Ceset Ak meşe yolunda 1812 numarada. | Open Subtitles | الجثة يمكن أن تجدها في طريق وايت أوك " 1812 " |
| Yolda meşe'nin Yeri'ne uğrayacağım. Döndüğümde görüşürüz. | Open Subtitles | سأمرّ بمتجر (أوكين) في طريقي ستراني فور عودتي |
| Hatta sentor, meşe yaprağı, kardan adam, atom da çiziyordum. | Open Subtitles | مخلوقات من أنواع معينة، أوراق بلّوط... رجال ثلج، مخطط ذرّي. |
| Oh, bunu hallederim, kızkardeş Oak (meşe). Her yıl biraz daha kısalıyor olsa da. | Open Subtitles | لقد تم تدبير كل شيء أيتها الأخت اوك والكل مستعد والأمور تتحسن |
| Hem bir meşe tomurcuğu, hem de değişik bir şey gelişmeye başlar, mazı. | Open Subtitles | لا يتكوّن إلى جوزة لكن لشيء مختلف تماماً، عفص. |
| Her yerin abanoz ağacı meşe ve orman olduğu yerler. | Open Subtitles | كانت ممتلئة بغابات عظيمة من خشب الساج والأبنوس. |
| Kahve yapmak için meşe palamudu toplarlar. | Open Subtitles | انهم يجمعون ثمار البلوط ويصنعون منها القهوه |
| Bir meşe gibi Dik durmalısın | Open Subtitles | # ومثل البلوطة ينبغى أن # # تقف ثابتاً # |
| Ortadaki şu büyük meşe ağacını biliyor musun ? | Open Subtitles | هل تعرف تلك الشجرة البلوطية فى المنتصف ؟ |