| Merakım beni donmuş bir bölgeye ve bir keşif gezisinde liderlik yapmaya 1918 İspanyol gribinin nedenini ortaya çıkarmaya itti. | TED | فضولي أوصلني إلى أراضِِ مجمدة على رأس بعثة، للكشف عن سبب الانفلونزا الاسبانية 1918. |
| Bu yüzden, biri beni tehdit ederse yalnızca, Merakım daha da artacaktır. | Open Subtitles | لذلك عندما يهددني شخص ما, فإن ذلك يزيد فضولي. |
| Ama Merakım sürekli beni yeniyor. | Open Subtitles | ولكن هنالك العديد من الاوقات التي اثر فضولي علي |
| Bak, medikal boklara. hasta bir Merakım olduğunu kabul ederim ama o kadar da meraklı değilim. | Open Subtitles | أعترف بأن لدي فضول ناحيه الدواء والطب ولكنني لستُ بهذا الفضول |
| Ve son günlerdeki şu marazi Merakım yüzünden | Open Subtitles | وحول الشيء الوحيد الذي يجعلني أستمرّ في هذه الأيام ... هو الفضول المَرَضي ... |
| Ve, Merakım da tatmin olduğuna göre, artık yatabilirim. | Open Subtitles | مسرورةٌ لك و بما أن فضولي قد أُشبِع سأذهب إلى النوم |
| Hayal gücüm içindekileri öyle bir tasavvur etmişti ki Merakım benden üstün geldi. | Open Subtitles | لقد وضع خيالي العديد من الاحتمالات لمحتوياته فضولي قادني للكثير |
| Ve Merakım beni sıra dışı yerlere götürdü. | TED | كما قادني فضولي لأماكن مذهلة. |
| İşte o noktada Merakım arttı. | TED | لذلك في تلك المرحلة، زاد فضولي. |
| Evimize her iblis gelişinde Merakım uyanıyor. | Open Subtitles | فعندما يدخل أحد "الشياطين" منزلنا يثير الأمر فضولي |
| Merakım çabuk davranmamı sağladı. | Open Subtitles | من المؤكد أن هذا أزاد من فضولي |
| Merakım cezbedilmişti. | TED | أثار ذلك فضولي. |
| Merakım beni durmaya teşvik etti. | Open Subtitles | ان فضولي أرغمَني على التوقف |
| Merakım kabardı. | Open Subtitles | فلقد أثير فضولي |
| Sen de bana iyi gelmezsin ve ben de seni analiz etmeyi bırakamam çünkü senin hakkında profesyonel bir Merakım var ve... | Open Subtitles | وأنت لن تكون ملائماً لي، ولن ...أكون قادرة على التوقف عن التحليل، لأن ...لديّ ذلك الفضول المهني الذي يعتريني ...نحوك و |
| Bilimsel Merakım, bir noktada, profesyonel olmaktan çıktı. | Open Subtitles | في مكان ما على طول خطي الفضول العلمي أصبح... غير مهني. |
| Merakım geri geliyordu. | TED | انتابني الفضول مجددا. |
| Çünkü benim durmadan çalışan beynim için hizmetçi olmak yeterli gelmiyordu ben de, beni tatmin eden şeyin zencilerimin nasıl işlediğine dair çocuksu Merakım olduğunu anladım. | Open Subtitles | لأن كوني مضيفة لم يكن أبداً كافياً لعقلي الذي لا يهدأ وأدركت أن ذلك كان فضول طفولي |
| Benim işçi sınıfıyla ilgili hiçbir Merakım yok. | Open Subtitles | ليس لى فضول تجاه الطبقات العاملة |
| -Anlayamadım? -Sadece profesyonel Merakım. | Open Subtitles | عفواً - فضول محترفين فقط - |