| Ve de kiliseye gitmememin nedeni de çoğu kilisenin eşcinselleri pek düşünmemesi. | Open Subtitles | وسبب عدم ذهابي للكنيسة هو أن أكثر الكنائس لا يفكرون كثيراً بالشوّاذ |
| İnsanların bana gelme nedeni de güvenlerini boşa çıkarmayacağımı bilmeleridir. | Open Subtitles | وسبب قدوم الناس إليّ هُو لأنّهم يعرفون أنّي سأبقيهم أسرار. |
| Bu korkunun nedeni de babasıyla olan uzak ve yapay ilişkisinden kaynaklanıyor olabilir. | Open Subtitles | هي الخوف من الحميمة وسبب ذلك هو توحده وعلاقته المتأثرة مع أبيه |
| Belki şu an bu kadar çabalamasının nedeni de bu. | Open Subtitles | نعم. وربما هذا هو السبب في أنها تحاول جاهدة الآن |
| Bangladeş işçilerine bu kadar az ücret ödenmesinin nedeni de budur. | Open Subtitles | ذلك هو السبب في أن تدفع القليل جدا للعاملين في بنغلاديش. |
| İşte bu, doğruluk ve dürüstlük örneğidir. Ayrıca Fey'in performansının kalıcı etki yaratmasının nedeni de budur. | TED | هذا ما يعنيه الصدق والنزاهة، وهو أيضا السبب في أن تشخيص فاي ترك انطباعا دائم. |
| Onunla ilgilenmenin tek nedeni de şu saçma sapan taşıyıcı annelik önerisi. | Open Subtitles | لا أحد طلب منك شئ والسبب الوحيد الذي يهمك بأمي |
| Biliyorum. Onu sevmemin bir nedeni de buydu. | Open Subtitles | أعرف، لقد كان واحداً من الأسباب التي جعلتني أحبه. |
| Ve bunu biliyor olmanın nedeni de terapisti senin önermiş olman. | Open Subtitles | وسبب معرفتك لذلك لأنك قمت بتزكية الطبيب النفسي |
| Ve bunu biliyor olmanın nedeni de terapisti senin önermiş olman. | Open Subtitles | وسبب معرفتك لذلك لأنك قمت بتزكية الطبيب النفسي |
| Ateşin nedeni de enfeksiyondan kaynaklanan sepsis. | Open Subtitles | وسبب الحمى هو الإنتان الناتح عن العدوى |
| Burada bulunmanızın nedeni de hafta sonu Donna'yla yapabileceğiniz şeyler için fikir yürütmeniz. | Open Subtitles | وسبب وجودكم هنا هو حاجتي لأفكار عن أمور نقوم بها أنا و(دونا) في عطلة الأسبوع |
| Araştırma'nın soruları nereden aldığıyla ilgili soru sormamamızın nedeni de Araştırma'nın asla yanılmaması. | Open Subtitles | وسبب عدم سُؤالنا من أين يحصل (ريسيرش) على الأرقام لأنّ (ريسيرش) لا يُخطئ أبداً. |
| Ve sayılara hayranlık duymamızın nedeni de, işte tam olarak bu. | TED | وهذا هو السبب في أننا يجب أن نكون مفتونين بالأرقام. |
| Kızımın meselesini seninle konuşmamamın nedeni de buydu. | Open Subtitles | هذا هو جزئيا السبب في أنني لم أتحدث عن هذه الأعمال من ابنتي. |
| -Ve benim gibilerin de varoluş nedeni de bu. | Open Subtitles | انها حرب وهذا هو السبب في وجود اناس مثلي |
| Azınlıkların yok edilmesinin nedeni de bu korkudur. | Open Subtitles | فهذا الخوف هو السبب في اضطهاد الأقليـــات. |
| - Bana çemkirme şimdi. Evini arayamamanın nedeni de sensin nerede olduğunu bilmememizin nedeni de. | Open Subtitles | لا تتخابثي معي أنتِ السبب في عدم استطاعتك |
| Yüzüğü tanımamın nedeni de... okula girip, tekrar dışarı çıkamadığı günden önce... | Open Subtitles | والسبب الوحيد الذي جعلني أتذكره هو أنه الخاتم الذي قدمه كيث لكارين عندما خطبها |
| Seni ve o haşerelerini buraya getirmemin nedeni de buydu zaten. | Open Subtitles | هذا من الأسباب التي جعلتني أحضرك أنتووحوشكإلىهنا فيالمقامالأول . |