| Ve dedim ki, heyecan dolu bir New Yorklu Yahudi oldum, değil mi? | TED | وكنت اعتقد انه يعني حينا. يهودي متحمس من نيويورك أليس كذلك؟ |
| New Yorklu degilken öyle oldugunu söylemek. | Open Subtitles | أن تقولان أنكما من نيويورك والحقيقة لستما كذلك |
| Taksiye senden daha çok ihtiyacı olan birinin taksisini kapmadan gerçek bir New Yorklu sayılamazsın. | Open Subtitles | لن تكوني نيوركية حقة حتى تسرقي تاكسي من شخص يحتاجه أكثر منك |
| O gün daha sonra, üç bekar New Yorklu Melekler Şehri'ne geldi. | Open Subtitles | في وقت لاحق، وثلاثة من سكان نيويورك واحد وصل الى مدينة الملائكة. |
| Tıpkı New Yorklu çılgın enkırmen Dan Rather'ı yediğim gibi! | Open Subtitles | مثلما أَكلتُ مذيع الأخبار النيويوركي المجنون دان راذير |
| 3 milyon New Yorklu, cep telefonu kullanıcısı. | Open Subtitles | ثلاث مليون أحد سكّان نيويورك مستعملي هاتف خلوي |
| New Yorklu çocuk. | Open Subtitles | أي شيء عن هذا الطفل انه من مدينة نيويورك |
| Bir New Yorklu olarak okumakta geç kalmışım da. | Open Subtitles | حسنا، هذا نيويوركر و قليلا وراء على القراءة لها. |
| New Yorklu biri olarak bazen çok aptal olabiliyorsun. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص من نيويورك , فإنك تبدو غبياً في بعض الأحيان |
| New Yorklu olduğun için seni buralar hakkında aydınlatmaya çalışacağım. | Open Subtitles | لأنك من نيويورك أنا أحاول تعليمك عن الوضع هنا |
| Tekstil fabrikası olan New Yorklu zengin bir adam gelmeye başladı, sanki biz kazazedeydik, o da bir gemiydi. | Open Subtitles | ذلك الرجل الغني من نيويورك كان يمتلك مصنعاً للنسيج بدأ يأتي إلينا، ولقد كنا كـ المنبوذين وهو كان كـ السفينه |
| Bir hamam böceğini çıplak elle öldürmeden gerçek bir New Yorklu sayılmazsın. | Open Subtitles | لن تكوني نيوركية حق حتى تقتلي صرصور بيدك العارية |
| Herkes gerçek bir New Yorklu olmadığımı söyleyip duruyor. | Open Subtitles | جميعكم تقولون أنني لست نيوركية حقة |
| Robin, bir New Yorklu'nun Woody Allen'ı görmemesi mümkün mü? | Open Subtitles | (روبن) ، كيف تكوني نيوركية دون رؤية (ودي آلن)؟ |
| Amy ile New Yorklu çiftler gibi günah içinde birlikte yaşıyoruz. | Open Subtitles | ايمي وأنا نعيش معا في الخطيئة، مثل زوجين من سكان نيويورك. |
| Ve bana şu soruyu sordu: "Peki bu yeni bir milyon New Yorklu'yu nereye yerleştirmeyi düşünüyorsun?" | TED | وسألني لذا أين سوف تضعين المليون الإضافي من سكان نيويورك |
| - Görüyorsun ya, kendini o önyargılı, kibirli New Yorklu olarak görmüyorsun ama öylesin. | Open Subtitles | لنرى، تظنين انك لست ذاك النيويوركي المُتحيّز، المتعجرف، لكن أنت كذاك، لأن في عقلك، |
| Gerçek bir New Yorklu bunu hayatta giymemezlik etmez. | Open Subtitles | المواطن النيويوركي الحقيقي لن تجلب له هذه الملابس العار. |
| 3 milyon New Yorklu, cep telefonu kullanıcısı. | Open Subtitles | ثلاث مليون أحد سكّان نيويورك مستعملي هاتف خلوي |
| Bakar mısın New Yorklu. | Open Subtitles | المعذرة، أحد سكّان نيويورك. |
| "Çocuklar, ben New Yorklu bir yazarım. | Open Subtitles | "يا شباب، انا الكاتب الذي انتقل الى هنا من مدينة نيويورك |
| New Yorklu olduğum için ehliyetim yok. | Open Subtitles | نعم - أو اي شيء آخر - لكني لا أملك رخصة قيادة لأني من مدينة نيويورك |
| Bu arada başka bir New Yorklu dolu hayatının tadını çıkartıyordu. | Open Subtitles | وسط مدينة أخرى نيويوركر كان يتمتع حياتها الكاملة. |
| Daha New Yorklu olmadan turistler hakkında söylenmeye başladın. | Open Subtitles | إنّهم لا يعتبرون نيويوركيين حتى، ويتذمّرون بشأنْ السياح بالفعل. |