| Ne Filistin ne de İsrail tarafında çözüme dair iyi niyet yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك حسن نية من الجانب الفلسطيني وليس من الجانب الإسرائيلي |
| Bunu cömert liderinizden hepinize yapılmış bir iyi niyet gösterisi olarak görün. | Open Subtitles | إعتبروا ذلك كحسن نية مني من زعيمكم الذي يحب الخير لكم جميعا |
| Nijerya'da öldürülen erkek ve kadınlar, uzun süredir kapılarını dünyaya kapalı tutan bir ülke adına iyi niyet göstergesi bir programın parçasıydılar. | Open Subtitles | أولئك الرجال والنساء الذين قتلوا في نيجيريا , كانوا جزءاً من مهمة ذات نوايا حسنة من دولة تاهت طويلاً في غياهب الظلام |
| - Ne için? Sen benim için yaparsan ben de senin için bir şeyler yaparım. Biraz iyi niyet göster. | Open Subtitles | أنا أعمل لك، أنت اعمل لي ارنى بعض حسن النيّة |
| Tüm niyet ve amaçların için onu senden daha çok düşünüyoruz. | Open Subtitles | وبالنسبه لجميع النوايا والمقاصد نحن أكثر تصميما منك على الحفاظ عليه |
| ama iyi ya da nötr niyet varsaydığımızda aklımıza diyalog için çok daha güçlü bir çerçeve vermiş oluyoruz. | TED | لكن حين نفترض نيّة حسنة أو محايدة، نعطي لدماغنا إطاراً أقوى للحوار. |
| Ve iyi niyet göstergesi için de, size çamaşırhanede bir iş ayarladım. | Open Subtitles | بالواقع، كعرض ذي حسن نية أولي، لقد رتبت لك العمل في الغسيل. |
| Bazı insanlar, iyi niyet kisvesi altında aşağılayarak sana ne yapman gerektiğini söylerler. | Open Subtitles | يظن بعض الناس أن من حقهم أن يملوا عليك مايجب عليك فعله إزدراء مع حسن نية |
| "Lyi niyet göstergesi olarak bir çocuğu serbest bırakacağım. | Open Subtitles | كلفتة حسن نية سأسمح لطفل واحد أن يُطلق صراحه. |
| Onu geçitten iyi niyet göstergesi olarak geri göndermeyi bile düşünebiliriz. | Open Subtitles | حتى لو تركناه يعود عبر بوابة النجوم، كبادرة حسن نية |
| İyi niyet ve fiziksel çabanın olmaması golf oyununun kurulduğu temel budur. | Open Subtitles | .... نوايا طيبة, ولا عمل طبيعي مطلقا والذي بنيت عليها لعبة الغولف |
| Muazzam bir gemi olan bu ülke, iyi niyet dalgaları yüzünden batmamalıdır. | Open Subtitles | سفينة البلاد العظيمة لا يجب أن تغرق من موجة نوايا حسنة |
| Oh, sizi emin ederim beyefendi, onun için kötü bir niyet beslemiyorum. | Open Subtitles | أوه ، أؤكد لك سيدي لا أنوي أي نوايا خسيسه إتجاهها. |
| ...iyi niyet elçisi gibiydi, herkese kahve getirirdi. | Open Subtitles | رجل النيّة الحسنةَ الذي حَصلَ على القهوةِ لكُلّ شخص آخرِ، |
| Aidat planını kabul edersem iyi niyet göstergesi isterim. | Open Subtitles | نعم، لا أعرف إذا كنت سأقوم بخطة التسديد هذه أنا بحاجة لعرض حسن النيّة كما تعرف |
| Bütün bir iyi niyet ve amaçla, onlar yeniden canlanmış cesetler. | Open Subtitles | ، لجميع النوايا والمقاصد . أنهم ما يزالون جثث أعيد تحريكها |
| Soruyu sorarken söylenen sözler de önemli, ama sorunun ardındaki niyet, anlayışınızı ve sonunda cevabınızı belirler. | TED | الكلمات التي استخدموها لطرح السؤال مهمة، لكن النوايا وراء السؤال تتحكم في فهمك وفي النهاية ردك. |
| Katrina, beni Amerika'nın iyi niyet elçisi olarak düşün. | Open Subtitles | كاترينا، أُريدُك أَنْ تُفكّرَي بي كسفير نيّة أمريكا الحسنةِ. |
| Biraz iyi niyet gösterin. Hala 4000 askeriniz olacak. | Open Subtitles | أظهري حسن نيتك ما يزال لديك 4000 جندي هناك |
| Öylece gitmeme izin verdi. İyi niyet göstergesi olduğunu söyledi,başka bir sebebi yok. | Open Subtitles | لقد تركنى أذهب وقال أننى دليل على نيته الحسنة ولم يقل شيئاً آخر |
| Kendini öldürmek konusunda en ufacık bir niyet bile göstermemişken gene de onurlu bir şekilde harakiri yapmaktan bahsediyor. | Open Subtitles | ليس لديه أدنى نيه فى قتل نفسه ومع ذلك يتحدث عن "هراكيرى" الجدير بالأحترام |
| Stanford'da tenis oynamak için niyet mektubunu çoktan imzaladığını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنك وقعتِ خطاب بنية لعب التنس في جامعة ستانفورد. |
| Sen bana iyi niyet göstergesi olarak o gemideki ailelerin yarısını verirsin ben de sana füzeni veririm. | Open Subtitles | أنت قم بإعطائي نصف العائلات الذين على السفينه كعلامه على حُسن النيه وسوف تحصل على قاربي |
| Seste ve dinlemede niyet çok önemlidir. | TED | ان النية .. هي أمرٌ مهم في الصوت والاستماع |
| Şimdi bir düşündüm de, iyi niyet pastası diye bir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد ادركت للتّو بأنّه ليس هناك ما يدعى بـ كعك مثير للعطف |
| Zira, güneşin altında her niyet için bir zaman vardır. | Open Subtitles | هنَاك وقَت لِكل غرَض تحَت الشَمس |
| Benim gösterebileceğim en iyi niyet, en değerli hediyemi sana vermek. | Open Subtitles | لذا ، أكبر بادرة من جهتي هو أعطائك أفضل هدية لك |
| Ben seninle konuşmadan önce biraz iyi niyet görmek istiyorlar. | Open Subtitles | "يحتاجون أن نظهر حسن نوايانا قبل أن أتحدث معك." |