| Fred, taş ocağında çalışanlara bugün ne olmuş duydun mu? Evet. | Open Subtitles | فريد ، هل سمعت ما حدث للجميع في المحجر اليوم ؟ |
| Çok yoruldum, belki taş ocağında bir deliğe düşerim ve hepimize tazminat verilir. | Open Subtitles | أنا من كتر تعبي ممكن أقع في حفرة في المحجر وساعة الحظ تدقلنا |
| Birkaç gün önce taş ocağında çalışan biraz sakar birisiydim. | Open Subtitles | قبل أيام قليلة كنت مجرد , تافه أعمل في مقلع. |
| Taş ocağında kullandığımız aside benziyor. | Open Subtitles | يبدو مثل الاسيد نستعمله في مقلع الحجارة س |
| 2019 ocağında bir gün San Diego'daki büromdan çıkıp sınırı geçip Meksika'daki evime gidiyordum. | TED | في أحد أيام يناير عام 2019، كنت أُغادر مكتب عملي في سان دييجو لأعبر الحدود وأعود لمنزلي في المكسيك. |
| Artık yeter! İlk önce taş ocağında hile yaptılar şimdi de taşları vermiyorlar. | Open Subtitles | لقد تمادوا في تصرفاتهم في البداية خدعونا في ملكية المحجرة |
| Torunumun yaptığı gibi, ...ben de taş ocağında, kayaların arasında yarısı yanmış bir ceset bulmuştum. | Open Subtitles | تماماً كما فعل حفيدي, لقد وجدت جثه في المقلع في حفره,نصف مدفون بالحجاره. |
| Maden ocağında. Duvardan altın çıkarıyor. | Open Subtitles | فى المنجم إنه يستخرج الذهب من الجدار |
| Kalbim seni, o taş ocağında geçirdiğin her zor günden sonra... hep böyle rahatlarken görmek istiyor. | Open Subtitles | انها تجعل قلبي جيداً ان اراك مرتاحاً بعد يوم من العمل الشاق في المحجر |
| Piyango vurması veya senin taş ocağında elmas bulma ihtimaline geri döndük. | Open Subtitles | عدنا لربح الياناصيب أو أن تعثر على ألماسة في المحجر |
| Walter çok kötü bir şekilde öldü. Cesedini bu sabah bir taş ocağında buldular. | Open Subtitles | والتر مات ميته فظيعه وجدوا جثته صباح اليوم فى المحجر |
| Ertesi sabah, Mike taş ocağında Edie Teyze'yle karşılaştı. | Open Subtitles | صبيحة اليوم التالي مايك قابل خالتي اندي في المحجر |
| Taş ocağında bir kaza olursa rapor etmem gerekir. | Open Subtitles | لو حصلت حادثة في المحجر يجب أن أبلغ عنها |
| çünkü sert bir tutumu vardı bir diğer sebepse taş ocağında bir kaza oldu ve yüzünde dinamit patladı. | Open Subtitles | وبسبب إسلوبه الصلب وأيضاً ، بسبب لقد تعرض لحادثه في مقلع حجري و ديناميت تفجر على وجهه |
| Sana söyleyeyim, ben de böyle hareketler yapabilseydim bir taş ocağında çalışmazdım. | Open Subtitles | أقول لك , لو كان عندي تلك المهارة, لما كنت أعمل في مقلع. |
| Terk edilmiş bir taş ocağında iki boyunca işkence edilerek öldürülmüşlerdi. | Open Subtitles | " و اُخِذت الى مقلع مهجور بالقرب من مدينة " تايغرد و تم تعذيبُها لمُدة يومين |
| 1943 ocağında hayata geçirdiğimiz bir planımız vardı, | Open Subtitles | كانت لدينا خطة لتطبق في يناير 1943 |
| 1961 ocağında, New Orleans'ta, Bolton Ford dükkanında... bizim bildiğimiz Oswald Rusya'dayken... | Open Subtitles | في يناير كانون الثاني عام 1961, في نيو أورليانز في توكيل بولتون فورد عندما كان أوزوالد -كما نعرف |
| Ve en iyisi, taş ocağında güzel bir taş bulduğunda her zaman benim için eve getirdin. | Open Subtitles | وأفضل شيء على الإطلاق عندما كنت تعثر على صخرة جميلة في المحجرة كنت دوما تحضرها لي عند عودتك |
| Taş ocağında çalıştığına inanamıyorum. | Open Subtitles | أوه، لا أصدق أنكٍ تعملين في المحجرة |
| Taş ocağında bugün çift vardiya çektim. | Open Subtitles | لقد عملت لفترتين في المقلع اليوم. |
| Sonra Shoes'i senin taş ocağında ölü buluyoruz. | Open Subtitles | "ثم نج "شوز ميتا فى المقلع الذى تملكه |
| Amador oraya gelmeden 20 dakika önce maden ocağında olmamız gerekiyor... | Open Subtitles | يجب أن نكون فى المنجم قبل أن يصل (أمادور) بـ20 دقيقة |