"olan bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيءٌ ما
        
    • شىء واحد
        
    • شيءُ
        
    • شيء له
        
    • شيء حدث
        
    • شئ واحد
        
    • شيء ذو
        
    • يوجد شيءٌ
        
    • ولكن شيء واحد
        
    • هذا أمر حدث
        
    • شيئ
        
    • شيء يخصّني
        
    • شيئا يمارس من وقت
        
    • شئ ذو
        
    Aslında kayıp olan bir şey var. Open Subtitles في الحقيقة، يوجد شيءٌ ما مفقود
    Eğer hayatta kesin olan bir şey varsa, eğer tarih bize bir şey öğrettiyse, o da kimi istersen öldürebileceğindir. Open Subtitles لو أن هناك شىء واحد مؤكد فى هذة الدنيا و اذا كان هناك شيئاً تعلمناة من التاريخ فهو أنة يمكنك قتل أى شخص
    İçimde olan bir şey duvar ve demir çubuklarıyla kilit altında tutamayacakları yerde. Open Subtitles ذلك شيءُ داخلي إنهم لا يقدرون علي منعنا بحواجزهم وجدرانهم.
    Zaman fiziksel olarak var olan veya sadece zihnimizde var olan bir şey miydi? TED هل الزمن هو شيء له وجود مادي، أو هو موجود فقط في عقولنا؟
    Ben doğmadan önce olan bir şey için suçlanamam. Open Subtitles لا يمكن أن تلومني على شيء حدث قبل حتى أن أولد
    Neden korkarsak korkalım, doğru olan bir şey var. Open Subtitles , مهما كان ما نخاف منه . . شئ واحد لديه الحقيقة
    Bakın, ben sadece ailesinin gözden kaçırdığı, manevi değeri olan bir şey arıyorum. Open Subtitles ،انظرِ... أنا أبحث عن شيء ذو قيمة عاطفية عائلته استولت على كل أغراضه
    Temel olarak seninle bağlantısı olan bir şey. Open Subtitles شيءٌ ما مرتبط فيك بشكلٍ أساسي
    Şarj olan bir şey mi var? Open Subtitles شيءٌ ما يتم شحنه؟
    eğer hayatta kesin olan bir şey varsa eğer tarih bize bir şey öğrettiyse o da kimi istersen öldürebileceğindir. Open Subtitles لو أن هناك شىء واحد مؤكد فى هذة الدنيا و اذا كان هناك شيئاً تعلمناة من التاريخ فهو أنة يمكنك قتل أى شخص
    Politik hırslarım benim için ne kadar önemli olsa da önemli olan bir şey daha var. Open Subtitles و على نحو مهم و هذا من أجل أن يكون طموحى السياسى فى إرتياح هناك شىء واحد يجب أن يكون
    İçimde olan bir şey duvar ve demir çubuklarıyla kilit altında tutamayacakları yerde. Open Subtitles ذلك شيءُ داخلي إنهم لا يقدرون علي منعنا بحواجزهم وجدرانهم.
    Chuck'un, o plakaların yatta olduğunu düşünmesine neden olan bir şey var mı? Open Subtitles هل هناك شيءُ قاد تشك للاعنقاد بان تلك الصفائح على مركب كيرك؟
    Duygusal değeri olan bir şey değildi, değil mi? Open Subtitles هو ليس شيء له قيمة عاطفية ,أليس كذلك؟
    Bilmiyorum, gerçek olan bir şey. Open Subtitles لا أعلم أي شيء له علاقة بالواقعية
    Bugün işteyken olan bir şey yüzünden kesinlikle iptal etmediğimi. Open Subtitles قطعا أنا لم ألغيها بسبب شيء حدث في العمل هذا اليوم.
    Çünkü burada olan bir şey hakkında dışarıyı aramaya çalışıyormuşsun gibi görünüyor. Open Subtitles لأنه يبدو لي أنك تحاول الاتصال بأحد من الخارج بشأن شيء حدث هنا
    Kesin olan bir şey var, afişe edildiğin gibi sevimlisin. Open Subtitles يوجد شئ واحد مؤكد أنت بالفعل جميل كما يقولون.
    Winnie Foster için doğru olan bir şey vardı. Open Subtitles لــ ويني فوستر شئ واحد كان حقيقى
    Belki değeri olan bir şey ya da muzip bir şaka. Open Subtitles ربما تكون خدعة ذكية أو شيء ذو قيمة.
    Ezbere olan bir şey yok. Planı yöneten benim. Open Subtitles لا يوجد شيءٌ يحفظ عن ظهر قلب حول هذا الموضوع
    Ama kesin olan bir şey var: Open Subtitles ولكن شيء واحد مؤكد:
    Iı, o buraya taşındıktan... birkaç ay sonra olan bir şey. Open Subtitles لا هذا أمر حدث فقط... بعد انتقالنا إلى هنا ببضعة أشهر
    İyi tasarım ve halk gururunun birleşimi her yerde ihtiyacımız olan bir şey. TED إرتباط التصميم الجيد و الفخر و الإعتزاز هي شيئ نحتاجه في كل مكان.
    Sadece, zaten önceden benim olan bir şey için ödeme yapmak istemiyorum. Open Subtitles إنّما لا أحبّذ الدفع مُقابل شيء يخصّني في المقام الأوّل.
    Demokrasi, bazen olan bir şey değildir. Open Subtitles دائما الديمقراطية ليست شيئا يمارس من وقت لآخر
    Nihayet gerçekten anlamı olan bir şey yapma fırsatım var şu an. Open Subtitles هذه فرصتي لكي افعل شئ ذو معنى اخيرا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more