| Şef, seninle konuşacak önemli bir şeyi olduğunu söylememi istedi. - Tamam. | Open Subtitles | و الزعيم طلب مني أن أخبرك أن هناك شئ هام يريد أن يتحدث هو إليك عنه |
| Annem sana annelerin şurada, dadıların da şurada olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أمي أخبرتني أن أخبرك... أن الأمهات بتلك الجهة، والمربيات بالجهة الأخرى |
| Dunbar olduğunu söylememi mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | أتريدين مني أن أقول بأنها كانت (دانبر)؟ |
| Dunbar olduğunu söylememi mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | أتريدين مني أن أقول بأنها كانت (دانبر)؟ |
| Baban, sana Loeb'un akciğerlerinde sıvı birikmesi olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أراد مني والد أن أبلغك أن هناك تجمعاً للسائل في رئتي العميل (لويب). |
| Emerald City'i tamamen kapatmak istiyorsun, her şeyin sorumlusunun mahkûmlar olduğunu söylememi istiyorsun ve operasyon yaptırma hak verilmesini istiyorsun. | Open Subtitles | تُريدُ إغلاقَ مدينة الزُمُرُد نِهائياً تُريدُني أن أقول أن السُجناء مسؤولونَ عن كُل شيء و أنَ إقحامَكَ لفريق سورت كانَ مُبرراً كُلياً |
| Ona senin için büyük bir gece olduğunu söylemeye çalıştım Dean ve ...ona başka bir zaman gelmesini söyledim ama bir iş olduğunu söylememi ve senin ne olduğunu anlayacağını söyledi. | Open Subtitles | حاولت إخباره بأهمية الليلة لك وطلبت منه العودة في وقتٍ لاحق لكنّه طلب مني أن أخبرك أن لديه مهمة وقال أنك ستفهم معنى هذا |
| Sana, birinin e-postasını açmanın federal bir suç olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | وحسناً, لقد طلبت مني إيصال رسالة بسيطة أخبرتني بأن أخبرك أن فتح بريد الآخرين يُعتبر جريمة فيدرالية |
| Bu mücevherin lanetli olduğunu söylememi istiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أخبرك أن هذه الجوهرة مسحورة |
| Sana Casey Donovan'ın evlatlık olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | طلبت مني أن أخبرك أن (كايسي دونوفان) ابن بالتبني |
| Tony, bıçaklarınızın çantada olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | (توني) أمرني أن أخبرك أن سكاكينك في الحقيبة. |
| Baban, sana Loeb'un akciğerlerinde sıvı birikmesi olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | أراد مني والد أن أبلغك أن هناك تجمعاً للسائل في رئتي العميل (لويب). |
| Shaw'un Bertrand olduğunu söylememi istediler. | Open Subtitles | أرادوا لي أن أقول أن شو هو برتراند . |
| Bak, Beth çantanın bende olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | إنظري، (بيث) أخبرتني أن أقول أن الحقيبة معي هل تريدي مني أن احضرها لكِ؟ |