| Kimliğini gizleyen tek kişinin Sara olmadığı anlamına geliyor bu. | Open Subtitles | وهذا يعني أيضاً أن " سارة " ليست الوحيدة التي تخفي هويتها |
| Ayrıca Korku Doktorları'nın yarattığı şey her neyse son Chimera her neyse, onun yeni bir şey olmadığı anlamına geliyor sanırım. | Open Subtitles | أظنه يعني أيضاً أنه أياً كان ما صنعه أطباء الرعب أياً كانت ماهيّة الـ"كايميرا" الأخير فإنه ليس بمخلوق جديد. |
| Hayır, Tiffany'nin bırakmak için hazır olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | لا، ذلك يعني انها ليست مستعدة للتخلي عنيّ |
| Zollinger-Ellison olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني انها ليست زولنغر |
| Tabii ki, hâlâ çok yüksek bir rakam ama bu aynı zamanda her yıl 8 milyon çocuğun fakirlikten dolayı ölmek zorunda olmadığı anlamına geliyor. | TED | إنه كبير جدًا بالطبع، لكنه يعني أنه كل سنة، هناك ثمانية ملايين طفل لن يموتوا بسبب الفقر. |
| Filmi açmak, hikayenin merkezine kadın koyulduğunda erkek koyulduğunda olan yatırım getirisinin olmadığı anlamına geliyor. | TED | فتح الفيلم يعني أنه إذا كنت تضع أنثى في محور القصة، لن تحصل على العائد على الاستثمار كما لو ضعت ذكرًا كمحور للقصة. |
| Bu yüzeye doğru bir akım olmadığı anlamına geliyor Ve esasında yiyecek de olmadığı anlamına geliyor | TED | فإن ذلك يعني أنه ليس هناك مياه ستصعد من قاع البحر إلى سطحه و لن يكون هناك بالأساس أية مواد غذائية |
| Bu da hackleme şansımın olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | مما يعني أنه يستحيل أن أخترق تلك البرمجيات. |
| Bu da elinde hiçbir delil olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه لنحاية الدليل، فأنت لا تملك شيئاً. |
| Soğuk noktalar olmaması hayalet olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | لا توجد أماكن باردة وهذا يعني أنه لم يكن شبحًا |
| "Bizim için zevkti" demek, onun bu işle ilgisinin olmadığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعني أنه لم تكن له علاقة بالأمر |