| Onu bitirmek için gücü olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | إنه كان يعلم أنه ليس لديه القوه لإنهائها |
| Bu genç Central Park beşlisinin DNA eşleşmelerinin olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | كان يعلم انه لا يوجد تطابق لعينات الحمض النووي المأخوذة من خماسي المنتزه المركزي |
| Luciano ve Lansky, Masseria için çalışmanın sonu olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | كان ( لوتشيانو ) و ( لانسكي ) يعلمون بأن العمل لدى ( مازاريا ) نهايته الموت |
| - Sevgilin de güvenli olmadığını biliyordu! - Baban da biliyordu. | Open Subtitles | . حبيبك يعرف أنه ليس آمن . والدك كان يعرف أيضا |
| - Hayır, öncekinde haklıydın. Yeterli zamanın olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | لا , كنتى على حق من قبل إنه يعلم أنه لا يوجد وقت كافى |
| Zeki insanlar evrende düşünen, hisseden varlıkların sadece biz olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | الأذكياء علموا أننا لسنا الكائنات المفكرة ذات الإحساس الوحيدة في الكون |
| Leah da doğduğunda erkek olarak kayıtlara geçmişti ve çocukluğundan beri bir erkek olmadığını biliyordu, o bir kadındı. | TED | لعلمكم، تم تصنيف لياه ذكر في ميلاده وكانت تعلم منذ كانت طفلة شابة أنها ليست ذكر، وأنها كانت أنثى. |
| Carry kaybedecek bir şeyimin olmadığını biliyordu ve kirli işlere elini sürmeyi hiç sevmedi. | Open Subtitles | كارى كان يعلم أنه ليس لدى ما أخسره لذا فقد أرسلنى هذه المره لأؤدى العمل القذر |
| Thorn kaza olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | و ثورن يعلم أنه ليس حادثا |
| Petrol tankerinde füze taşınması ihtimalinin olmadığını biliyordu fakat bu Khrushchev için, ne kadar ciddi olduğunu gösteren bir işaretti. | Open Subtitles | كان يعلم انه لا يوجد إمكانية ،لتحميل صواريخ على ناقلة نفط ولكن ذلك الفعل كان بمثابة إشارة إلى خروشوف بأن الأمر بالنسبه له جدي للغاية |
| Luciano ve Lansky, Masseria için çalışmanın sonu olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | كان ( لوتشيانو ) و ( لانسكي ) يعلمون بأن العمل لدى ( مازاريا ) نهايته الموت |
| Çocuğun kendi avukatı bile hiçbir şansı olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | للذين يصيحون عالياً، محامي الولد الخاص كان يعرف أنه ليس لديه أية فرصة. |
| Maxim, babanın kendisi olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | لقد أخبرت "ماكس" بذلك ماكسيم" كان يعرف أنه ليس الأب" |
| Max'e söylemişti. Maxim, babanın kendisi olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | لقد أخبرت "ماكس" بذلك ماكسيم" كان يعرف أنه ليس الأب" |
| Senin gibi hırsızlar için son bir iş diye bir şey olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | ربما كان يعلم أنه لا يوجد هناك "مهمةٌ أخيرة" عند اللصوص أمثالك. |
| Zeki insanlar evrende düşünen, hisseden varlıkların sadece biz olmadığını biliyordu. | Open Subtitles | الأذكياء علموا أننا لسنا الكائنات المفكرة ذات الإحساس الوحيدة في الكون |
| Bir erkek olmadığını biliyordu. | TED | عرفت دومًا أنها ليست صبي. |