| ona teşekkür etmelisin. Üç tane kesin alıcıyı kaçırdı. | Open Subtitles | يجب عليكِ شكره لقد قام بمنع ثلاثة مشترين محتمل بأن يشتروا المنزل |
| Gitmeden önce, hayatınızı kurtardığı için ona teşekkür etseniz iyi olur. | Open Subtitles | قبل أن تُغادر يُسْتحسن أن تشكرها على إنقاذ حياتك |
| Ama yaşlı beden eğitimi öğretmeninin ağzı gevşek. ona teşekkür notu yazmalısın. | Open Subtitles | لكن مدرسة الألعاب عندك فتان يجب أن تشكره |
| Bana soracak olursan kaçmadığı için ona teşekkür etmelisin. | Open Subtitles | أنت تجِبُ أَنْ تشكريه لأنه لا يكون بعيدا |
| Yalnızca ona teşekkür etmelisiniz, bana değil. Lütfen. | Open Subtitles | الوحيدة التي عليك شكرها لا انا , رجاءا |
| O halde ona teşekkür borçluyum. | Open Subtitles | حسناً. أنا أدين له بالشكر |
| Bütün kalbimle ona teşekkür ettim ve sordum "Neden bana yardım ediyorsun? " | TED | شكرته من كل قلبي، وسألته، "لمً تساعدني؟" |
| Hayır. Ben ona teşekkür ederim. Sen kendine yardım etmelisin. | Open Subtitles | لا انا اشكره هو انت لا يمكنك أن تساعد نفسك. |
| Kocama yardımcı olduğu için ona teşekkür ediyorum. | Open Subtitles | وافق على الأنظمام إلينا للعشاء أردتُ شكره لمساعدته زوجي |
| Biri onu bulabilir mi? ona teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | هل يستطيع احد ايجاده اريد شكره |
| Sanırım o bir şeyler biliyor. Ayrıca, kızımı da kurtardı ve bu sebeple ona teşekkür etmek istiyorum. - Teşekkürler. | Open Subtitles | أعتقد أنه يعرف شيئاً ما، علاوة على أنه أنقذ ابنتي، وأودّ شكره! |
| ona teşekkür edip buraya dönmeliydin. | Open Subtitles | كان ينبغى أنك تشكرها كثيراً و تعود إلى هنا |
| Sen şimdi kızgınsın ama o bebeklerden birisi patlayınca ona teşekkür edeceksin. | Open Subtitles | أنت غاضب الآن ولكن عندما ينفجر أحد هذه الطرود, فسوف تشكرها |
| Nazik ol. Woo-Rahm'a baktığı için ona teşekkür etmelisin. | Open Subtitles | كن لطيفاَ ,عليك أن تشكرها "لمراقبتها ل " وو راهم |
| Ama yaşlı beden eğitimi öğretmeninin ağzı gevşek. ona teşekkür notu yazmalısın. | Open Subtitles | لكن مدرس الألعاب عندك ثرثار يجب أن تشكره |
| Benim geldiğim yerde, birisi kaybettiğin bir cüzdanı bulup getirdiğinde ona teşekkür edersin. | Open Subtitles | من أين جئت ؟ شخص يعيد محفظتك الضائعة يجب أن تشكره |
| Sen de ona teşekkür etmek isteyebilirsin. Eve git, biraz uyu. | Open Subtitles | ربما يجب أن تشكريه أيضاً إذهبي ، إحظي ببعض النوم |
| İkisini de öldürebilirdi. ona teşekkür etmen gerek! | Open Subtitles | كان يستطيع قتلهما يجب عليكِ ان تشكريه |
| Sınav için bana yardım ettiği için ona teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | أردت شكرها لمساعدتي في ذلك الامتحان |
| ona teşekkür etmelisiniz. | Open Subtitles | هذه من يجب عليك شكرها حقا. |
| O halde ona teşekkür borçluyum. | Open Subtitles | حسناً. أنا أدين له بالشكر |
| Ben sadece, değerli sözleri ve tavsiyelerinden dolayı ona teşekkür ettim. | Open Subtitles | شكرته على كلماته الحكيمة. |
| Yanına gittim ve ona ve inançlarına hayranlığımı belirttim ben ona teşekkür ederken o bana pavurya sevip sevmediğimi sordu. | Open Subtitles | جئت اليه وقلت له انني اقدره وما يؤمن به وعندما كنت اشكره سألني ما اذا اعجبني السراطين |
| muhabir iyi iş çıkardı, ona teşekkür ediyorum, fakat birisi pozitif PR mailini, altta geçen yazıları düzenleyen kişiye göndermeyi unutmuş. | TED | فالمراسلة قامت بعمل فائق ، و لها الشكر على ذلك، ولكن أحدهم نسي أن يرسل داخليا في الشركة رسالة الاعلام الايجابي للشخص المشرف على تزويد شريط الأخبار الذي يظهر أوتوماتيكيا أسفل الشاشة. |
| O zaman bana verilmiş en güzel hediye için, senin için ona teşekkür etme şansım olurdu. | Open Subtitles | و بذلك سيكون لدي الفرصة لأشكرها على أعظم هدية حظيت بها أنتِ |
| Özellikle böyle bir günde işini yaptığı için ona teşekkür etmeye çalıştım, ama ağlamaya başladım. | TED | حاولت أن أشكره لقيامه بعمله في ذلك اليوم بالذّات، لكنني بدأت بالبكاء. |
| Ama yine de beni arayacağını söylediği için... aramayacağını söylemek için aramalıydı... ve ben de bunun için ona teşekkür ederdim. | Open Subtitles | لكن حتى لو أنها ذكرت انها ستتصل كان عليها ان تتصل لتقول انها لن تتصل وكان على وقتها أن اشكرها للأتصال |
| Şey, ben ona teşekkür ederim. Cranberries. | Open Subtitles | أوه، سأشكره بنفسي بدأت فرقة، كرانبيريز |