| Her tanıştığımızda, onu daha çok tanıyorum, ...o beni daha az tanıyor. | Open Subtitles | في كل مرة نلتقي فيها، أتعرف عليه أكثر لكنه لا يعرفني جيدا |
| Bakmaya devam edin lütfen. Bu sayede onu daha iyi tanıyabilirsiniz. | Open Subtitles | لا ، لا ، تابع النظر حتى تتعرف عليها بشكل أفضل |
| onu nasıl tanımlayabiliriz ve nasıl onu daha kullanışlı kılacak bir çerçeve verebiliriz? | TED | كيف يمكننا وصفه ونمنحه إطارًا يجعله أكثر نفعًا؟ |
| Kiraz çiçeği bir hafta içinde dökülür-- en hafif rüzgarlarda dağılır-- bu özelliği onu daha da güzel yapar. | TED | تسقط أزهار شجر الكرز في غضون أسبوع واحد ويمكنُ تحركها بعيدًا في يومٍ ذي نسيم عليل وهذا ما يجعلها أكثر جمالًا. |
| Bu onu daha da delirtir. Onu tanımıyorlar. | Open Subtitles | كان فقط سيجعله مجنونا إنهم لا يعرفونه . |
| Keşke onu daha iyi tanısaydım. | Open Subtitles | أتمنى لو سنحت لي الفرصة لأتعرف عليها أكثر. |
| Medyayı buna teşvik etmiş olabilir, ama yine de zayıflıkları, aşırıya kaçmaları, onu her zaman özel yaptı ve halk, bu yüzden onu daha çok sevdi. | Open Subtitles | لعلها شجّعت كل ذلك، ولكنها تبقى... ذلك الشيء الرائع فيها... ضعفها وتجازواتها... |
| Bu adam hastane hademesi gibi giyinmiş ama onu daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي يرتدي ملابس كبار السن ولكني لم اره من قبل |
| Ve çaldığımız her yeni şarkıda, onu daha da tanıdım. | Open Subtitles | وكل أغنية جديدة عزفناها تعلمت المزيد عنه. |
| Onu yaralama gafletinde bulundum ve bu onu daha da acımasız hâle getirdi. | Open Subtitles | "لقد إرتكبت خطئاً مريعاً بجرحه فحسب، "مما تسبب فقط في جعله أكثر شراسة. |
| Lanet bir "Hafta sonu babası" olursam bu onu daha çok altüst eder. | Open Subtitles | سيكون الأمر أكثر صعوبة عليه من ما هو الآن لا أرغب في أن أصعب الأمر عليه أكثر بلعب دور الأب في أيام الآحاد |
| Korsanlar artık yeter! onu daha iyi tanıyana kadar bekle. | Open Subtitles | يكفي كلام عن القراصنة انتظر حتى تتعرف عليه أكثر |
| Geri dön ve onu daha da kızdırmayı dene. | Open Subtitles | والعودة في محاولة للحصول عليه أكثر سخونة. |
| Gerçekten. Sadece onu daha iyi kontrol etmek üstünde çalışmalıyım. | Open Subtitles | إنني أحبها بالفعل، ولكن عليّ السيطرة عليها بشكل أفضل |
| onu daha yakından tanımak isterdim. | Open Subtitles | حسنًا، قطعًا أودّ فرصة التعرّف عليها بشكل أكبر. |
| "Böylece birisi pişman olacağı bir hata yaptıysa onu daha da pişman etmek sizin elinizdedir." Marv Peterson. | Open Subtitles | "إذا قام أحدهم بغلطة, في حياته فسيندم عليها، ومن السهل جعله يندم عليها بشكل أكبر" |
| Ama daha da iyi olanı yağ hücrelerinde birikmiş toksinlerin yaktığı her kaloride onu daha da hasta etmesi. | Open Subtitles | لكن الفكرة الأكثر قبولاً هي أنّ لديه سموماً مخزونة بخلاياه الشحميّة وكلّ سعر حراريّ يحرقه يجعله أكثر مرضاً |
| Bu onu daha tehlikeli yapıyor. | Open Subtitles | هذا يجعله أكثر خطورة حتى إن شعر بالإحباط وواجه عدة عوائق |
| Anlıyorum ama bu onu daha değerli yapmıyor. | Open Subtitles | إنني أتفهم هذا، ولكن ذلك لا يجعله أكثر قيمة بالنسبة لي. |
| Bunun onu daha mutlu edeceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تظنين أن ذلك كان من الممكن أن يجعلها أكثر سعادة؟ |
| Bu onu daha da delirtir. Onu tanımıyorlar. | Open Subtitles | كان فقط سيجعله مجنونا إنهم لا يعرفونه . |
| Bir şeyler saklıyor. onu daha çok zorlamalıydım. | Open Subtitles | انها تعرف شيئاً قديماً كان ينبغي عليّ أن أضغط عليها أكثر |
| onu daha önce hiç böyle... şey bu kadar böyle görmemiştim. | Open Subtitles | لم اره من قبل كذلك حسناً، ليس تماماً مثل ذلك |
| Babamı aramak... ..ve onu daha yakından tanımak istiyorum. | Open Subtitles | أريد البحث عن والدي أودّ معرفة المزيد عنه |
| Evet ama bu onu daha çok kızdırdı. Sonra bana yumruk sallamaya başladı. | Open Subtitles | أجل، لكن ذلك جعله أكثر جنوناً، ثم بدأ بتوجيه لكمات إليّ. |