| Kendra haklıydı. Azdım, ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك |
| Bu Onun gibi değil, ben daha çok Scotty gibiyim. | TED | هذه ليست من هذا القبيل. أنا أكثر شبها بـ سكوتي. |
| Onun gibi adamlar böyle zayıflıklarınızı kullanıyorlar zaten. | Open Subtitles | الرجال أمثاله يعتمدون على مثل نقطة الضعف هذه |
| Elinde Onun gibi parlak birşey var,... ve sen onu boşa harcıyorsun. | Open Subtitles | إن لديك شيئاً عبقرياً بالفعل مثل هذا و أنت تضيعه و حسب |
| Bu da Onun gibi ama gönderdiğin şey kendi yüzünün küçük bir resmi. | Open Subtitles | أجل ، بالتأكيد هذا مثله تماماً ، عدا أنك ترسلين صورة صغيرة لوجهك |
| Ama sen Onun gibi değildin. Bana babana benzemeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | و لكنك لست مثلة لقد قلت أنك لا تحب أن تكون مثلة |
| Kendra haklıydı. Azdım, ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | كندرا كانت على حق أنا مثارة أو شيئ مثل ذلك |
| Ukalalık ya da Onun gibi bir şey yapmaya çalışmadım. | Open Subtitles | أنا لا أحاول أن أكون شخص ذكي أ, شيء مثل ذلك |
| Demek istediğim Onun gibi birisiyle ileriye gitmeyecek kadar kafası çalışır. | Open Subtitles | أَعْني، عِنْدَها إحساسُ كافيُ أَنْ لا يَتدخّلَ مَع أي واحد مثل ذلك. |
| İstismara maruz kalmış ya da Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | هو كان من المُعتدِىِ عليهم أو شيء من هذا القبيل. |
| Ben bir Midnight Cowboy ya da Onun gibi bir şey değilim. | Open Subtitles | أنا لست لا كاوبوي منتصف الليل أو أي شيء من هذا القبيل. |
| Cevabınızın posta ya da Onun gibi bir şeyle gecikmediğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد أن ردك لم يتأخر في البريد أو شيئًا من هذا القبيل |
| Ama aslında... Onun gibi adamlarla ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لكن الرجال الغير عاديين أمثاله يجعلوني أبدو سيئاً |
| Onun gibi doktorlar tahmin yürütmezler. İşlerini yaparlar. | Open Subtitles | الأطباء أمثاله لا يفترضون بل يقومون بالعمل |
| Neden senin gibi kızlar Onun gibi tiplerle zamanını harcıyor? | Open Subtitles | كيف لفتاة مثلك تهدر وقتها مع رجل مثل هذا ؟ |
| Bak, bunu zaten denedim. Ailesi de Onun gibi. | Open Subtitles | اسمع، لقد حاولت بالفعل، لكن والديه مثله تماماً. |
| Onun gibi yürümek ,konuşmak Onun gibi oturmak... herşeyi onun yaptığı gibi yapmak. | Open Subtitles | أمشي مثلة أتكلم مثلة أجلس مثلة ان أفعل كل شيء بنفس طريقتة |
| Onu jürimde istiyorum. 11 aday daha bulalım ve Onun gibi üç yedek. | Open Subtitles | أريدها بين المحلفين.. أيها السادة أريد 11 محلفاً آخر وثلاثة احتياط من أمثالها |
| - Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | ولقد صادف بأنه كان فارغ. شيءٌ من ذلك القبيل. |
| Burası cehennem, araf ya da Onun gibi biryer mi? | Open Subtitles | هل هذا الجحيم أو مكان التطهير أو ما شابه ؟ |
| Suç silahı... düzgün bir bıçak, ya da Onun gibi keskin bir alet, hala tam olarak-- | Open Subtitles | سلاح الجريمه كان مؤس حلاقه أو أي سلاح مشابه |
| Onun gibi biriyle çalışmak ne kadar zor biliyor musun? | Open Subtitles | تعرف كيف بشدّة هو أن يعمل مع شخص ما مثل ذلك؟ أعرف. |
| James sihre sadece Onun gibi bir ressamın hükmedebileceğini söylemişti. | Open Subtitles | جيمس قال أن هذا السحر لا يُمكن إرتياده إلا من قبل رسام مثلهُ |
| Peki ya birbirimize sertifika ya da Onun gibi bir şey yazsak? | Open Subtitles | مارأيكم أن تكتب لبعضنا شهادات أو ماشابه ذلك ? |
| Ve Onun gibi biriyle ne kadar çok evlenmek istediğimi yazdım. | Open Subtitles | كَانتْ عادلة وفقط وحول كَمْ أردتُ لزَواج شخص ما مثلها تماماً. |
| Pekala, hepimizin büyüyünce Onun gibi olmak istediği bir çocukluk kahramanı vardır. | TED | كلنا كان لدينا أبطال في طفولتنا وددنا أن نصبح مثلهم تمامًا، أليس كذلك ؟ |