| Ulu bilgelik ruhu sana yalvarıyorum sakın bu paha biçilmez kitap koleksiyonunu yok etme. | Open Subtitles | يا روح المعرفة العظيمة ، أتوسل إليكِ لا تدمري مجموعتكِ الضخمة من الكتب الثمينة |
| Kapının önünde duran bu titrek merdiven paha biçilmez Ming vazomuz için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | هذا السلّم مكان مثالي لهذه الزهرية الثمينة |
| 30 seneyi aşkın bir süredir sergilenmemiş paha biçilmez bir sanat eseri. | Open Subtitles | قطعة لا تقدر بثمن لم يظهر علنا منذ أكثر من 30 عاما. |
| Bir kağıt, beş sent. Bir annenin sevgisi, paha biçilmez. | Open Subtitles | تكلفة الورق 5 سنتات أما حب الأم فلا يقدر بثمن |
| Stratejik plan eksikliği ve bölükleri ikmal etmedeki başarısızlığı paha biçilmez bir fırsatı heba etmişti. | Open Subtitles | النقص فى خطته الإستراتيجية والفشل فى تجهيز قوّاته بدّد فرصة ثمينة |
| Bu adam benim için paha biçilmez olacak, binbaşı. | Open Subtitles | هذا الرجل لايقدر بثمن بالنسبة لي أيها الرائد |
| Süper model'in etrafındaki smokinli adamların sebebi üzerindeki kıyafetin paha biçilmez olması. | Open Subtitles | وسبب وجود اولئك الشباب المفتولوا العضلات ذو البدل الرسمية المحيطون بها هو وجود تلك القطع من المجوهرات الثمينة |
| Ulu bilgelik ruhu sana yalvarıyorum sakın bu paha biçilmez kitap koleksiyonunu yok etme. | Open Subtitles | يا روح المعرفة العظيمة ، أتوسل إليكِ لا تدمري مجموعتكِ الضخمة من الكتب الثمينة |
| Bu paha biçilmez sinema sorusu sana bedava olsun. | Open Subtitles | يمكنك أن يكون لديك هذة القطعة الثمينة من توافة السينما الأكيدة الحرة |
| paha biçilmez eserlerin aceleye getirilmiş kazıları. | Open Subtitles | وجمع الآثار في كومة واحدة من الأثريات الثمينة |
| Batı'da kaybolmakta olan klasik dünyanın paha biçilmez bilgeliğini barındırıyordu. | TED | وضمت علوم العالم الكلاسيكي التي لا تقدر بثمن والتي تلاشت في الغرب. |
| Son penimle kedi kürkünden anorak aldım, az önce paha biçilmez bir şalgamı berbat ettim. | Open Subtitles | صرفت آخر أموالي على معطفٍ ثقيل، وللتو حطمت لفتةً لا تقدر بثمن |
| İncelikten falan değil, mail listeleri paha biçilmez değerde olacak. | Open Subtitles | نسيت طيفة، القائمة البريدية ستكون لا تقدر بثمن. |
| Ama yazdıkları, kasettekilerle örtüşürse bu kaseti paha biçilmez yapar. | Open Subtitles | لكن إن طابق ما يوجد بالشريط فسيجعله لا يقدر بثمن |
| - Ne kadar? Ah, bunu söylemek zor, paha biçilmez oluşu... ve dahası düşünülürse. | Open Subtitles | من الصعب تحديد ذلك إذ إنه لا يقدر بثمن من جميع النواحي |
| Durun, beyler. Eviniz için paha biçilmez bir parça. | Open Subtitles | توقف يا سيد جوهرة ثمينة لعائلتك |
| İngiliz milyarderi Mike Wilfrid'e ait paha biçilmez bir mücevher Wilfrid Diamond International'ın yeraltındaki kasasından çalındı. | Open Subtitles | ألماس لايقدر بثمن تم سرقته من من سرداب ولفريد العالمي للألماس والذي هو يعود إلى صاحبه البليونير الأنجليزي مايك ولفريد |
| Yani paha biçilmez bir sanat eserini bir taklidiyle değiştirip kimsenin fark etmemesini mi umacaksın? | Open Subtitles | إذاً سنقوم فقط بإستبدال اللوحة التي لا تُقدر بثمن بالمزورة و من دون أن يلاحظ أحد ذلك ؟ |
| paha biçilmez bir heykel. | Open Subtitles | إنه تمثال نفيس. |
| Türümüzü devam ettirmek için derin, paha biçilmez ve evrimsel ihtiyaçlarımız tarafından kontrol ediliyoruz. | Open Subtitles | لقد تم اقتيادنا بواسطة الظلام ،بشيء لا يُقدر بثمن بالحاجة إلى التطور حتى نتغذى على الأصناف |
| Benim için paha biçilmez bir danışman ve dost olmaktan başka bir şey yapmadın. | Open Subtitles | إنك لم تقم بشيء غير كونك مستشارًا لا يُقدّر بثمن بالنسبة لي وأيضاً أفضل صديق |
| Tangka'nın sahip olduğu büyük güç, üzerinde bulunan paha biçilmez mücevherleri gölgede bırakıyor. | Open Subtitles | الجواهر التى لاتقدر بثمن فى التانجا صغرت من حجم الطاقة الهائل التى تحتويها |