| Onun hakkında bildiğimiz tek şey, çok tehlikeli ve paranoyak olduğuydu. | Open Subtitles | كل ما كنا نعرفة عنه أنه خطير للغاية و مذعور للغاية. |
| Adam paranoyak, kızgın, ve parmağıyla işaret ettiği uzun bir düşmanlar listesindeyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل مذعور ، غاضب و نحن على قائمته الطويلة من الأعداء |
| Stres bozukluğu olan paranoyak bir eski askeri, seri katile yem olarak kullanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نستخدم محارب مصاب بجنون العظمة مع أضطراربات ما بعد الصدمة كطعم للسفاح. |
| Ben o düz paranoyak için meşgul gelen atlanır söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنا أقول أنها تخطت الإنشغال و تحولت الى مذعورة |
| Sanırım bu çok paranoyak olduğum için ama içimde senin böyle olmadığına dair bir his var. | Open Subtitles | أعتقد أنني مرتابة فقط ولكنني أشعر أنك لا تفعلين |
| Sarah geldiğinde, nasıl yemek yaptığıma bakmıştı, ve beni o paranoyak şizofrenik, sersemleşmiş | Open Subtitles | عندما عادت سارا عرفت فورا حالتي و نجحت في اخراجي من حالة الذعر |
| Çok yorgun olmasaydım, bu kadar paranoyak olmayı bırak derdim. | Open Subtitles | لو لم أكن متعبه كنت سأقول لك لا تكن مرتاب |
| Çünkü bu paranoyak tantrumlarla ikimizi de incitmekten vazgeçmelisin. | Open Subtitles | لانه عليك التوقف عن الاساءة لنا نحن الاثنين بتلك النوبات الغاضبة المذعور. |
| Yemek ve su yokluğu onları bütünüyle şaşkın ve paranoyak yapar. | Open Subtitles | قد يكون نقص الطعام والماء جعلهم مشوشى الذهن ومصابين بجنون الارتياب |
| paranoyak dâhi olsam, bu, takip edilmediğimiz anlamına gelmez. | Open Subtitles | علي الرغم من أني قد أكون مذعوراً لا يعني بأننا لم نُتعقّب |
| Adam paranoyak, kızgın, ve parmağıyla işaret ettiği uzun bir düşmanlar listesindeyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل مذعور ، غاضب و نحن على قائمته الطويلة من الأعداء |
| Hayır, Alan 51 aslında bizim bulduğumuz paranoyak bir fantazi... bu mekanın gizliliğini sağlamak için bunu yaptık. | Open Subtitles | هل سيتركون ألين؟ كلا ألين 51 في الحقيقة هو مذعور خيالي ضعيف |
| Bir paket yüzünden paranoyak olmuşsun.. | Open Subtitles | أنت مذعور حول بعض الرزمة بينما رجل قتل أسفل القاعة. |
| O, evinin kapısından nadiren dışarı çıkan, paranoyak bir adamdır. | Open Subtitles | إنه منعزل بجنون العظمة حيث أنه لا يخرج عن ممتلكاته |
| Evet! Çünkü paranın satın alabileceği en güvenli yerdir. paranoyak olma. | Open Subtitles | لأنهم يملكون أفضل ما يمكن ان يشتريه المال من انظمة حماية فلا تصاب بجنون العظمة |
| Annem paranoyak diye, senden emir almak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لا يعني أن امنا مذعورة يجب أن نتلقى الاوامر منك |
| Pek sayılmaz. Çoğu suçlu gibi senin de paranoyak bir kişiliğin var. | Open Subtitles | ليس حقاً أتساءل كأغلبية المجرمين أنك تحظى بشخصية مذعورة |
| Zavallı adam paranoyak. Çocuklarım da öyle. | Open Subtitles | الفتاة المسكينة مرتابة بعض الشىء أطفالى كذلك. |
| Binbaşı, paranoyak hayallere yol açan bir kimyasal yayılma, bana uzaylıların SGC'yi ele... | Open Subtitles | ماجور , التسرب الكيميائى يسبب الوهمو الذعر.. هذاتفسيرأكثر قابليةمن.. |
| İş arkadaşları onun yapmacık, ketum ve paranoyak olduğunu düşünür. | Open Subtitles | زملائه سيصفونه بالهستيري مرتاب و يعمل سرا |
| Çünkü suikastçı... akli dengesi bozuk, saplantılı... trajik biçimde paranoyak yalnız tetikçi... seni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لأن القاتل المهووس الرجل المسلح الوحيد المذعور |
| Ya bir paranoyak ya da korumaya çalıştığı çok değerli bir şey vardı. | Open Subtitles | إما أنه مصاب بجنون الارتياب أو هناك شيء قيم للغاية كان يقوم بحمايته |
| Birkaç karışıklık olsa hemen paranoyak oluyorsun. | Open Subtitles | تعرف كيف تكون مذعوراً عندما تخرج في سفرية |
| Daniel paranoyak hayallere, sesli ve görüntülü sanrılara sahip. | Open Subtitles | دانيال لديه جنون الإرتياب ، وهلاوس سمعيه وبصريه |
| - Sakin, Charlie. Öyle bir şey demedim. Sendrom seni paranoyak yapıyor sanki. | Open Subtitles | بروية, لم اقل ذلك اشعر ان تلك المتلازمة تجعلك مريضاً بالشك |
| Kamu Hizmetleri Komisyonunda istatistikçi ve paranoyak şizofren teşhisi konulmuş. | Open Subtitles | انه إحصائي في لجنة المرافق العامة ولديه فصام جنون العظمة |
| Sinirleri yıpranmış. paranoyak olmuş; kafayı sokaktaki insanlara takmış. | Open Subtitles | أعصابه منهكة ومذعور ويطارد أناس مجهولين في الشارع |
| paranoyak, ketum biriysen olmazdı. Sadece kendi bildiğin bir güvenlik odası yapardın. | Open Subtitles | ليس إن كنتَ من النوع الذي يشعر بالذعر والسريّة فإنك ستبني غرفة آمنة لا يعرف بها أحد سواك |
| paranoyak davranıyorsun. İnsanlar her zaman bahis oynar. | Open Subtitles | إنّك شكّاك حسنًا، الناس يراهنون على الدوام |