| Bir kadın hastane dışında her yere makyaj malzemeleri parfümü ve mücevherleriyle gider. | Open Subtitles | لماذا تذهب المرأة إلى أى مكان عدا المستشفى ومعها دائماً المكياج العطر والمجوهرات |
| Bir kadın hastane dışında her yere makyaj malzemeleri parfümü ve mücevherleriyle gider. | Open Subtitles | لماذا تذهب المرأة إلى أى مكان عدا المستشفى ومعها دائماً المكياج العطر والمجوهرات |
| Koklayacağınız parfümü bir daha asla aynı şekilde koklayamayacaksınız. | TED | إنّ العطر الذي ستَشْتمّونه الآن، لن تكونوا قادرين على اشتمامه بنفس الطريقة مرة أخرى. |
| Burnun romantizme katkısı ise parfümü ya da kolonyayı farketmekten fazlasıdır. | TED | مساهمة الأنف في الرومانسية أكبر من مجرد ملاحظة عطر أو كولونيا. |
| Sizi yeni, etkileyici Gotham Kadını parfümü hakkında aramıştık. | Open Subtitles | نتصل بكي لنخبرك عن عطر سيده جوثام الجديد المثير |
| Bu kızla cinsel ilişkiye girmek istiyorsan babasının hangi parfümü kullandığını öğren. | Open Subtitles | اذا اردت أن تكون لك علاقة مع تلك الفتاة, اكتشف نوع عطرها |
| Mahkemede bu parfümü kullanma. Konsantrasyonumu mahvediyor. | Open Subtitles | ممنوع وضع هذا العطر في المحكمة إنه يفسد تركيزي |
| Kocanız hayattayken de bu parfümü mü kullanıyordunuz? | Open Subtitles | هل كنتى تضعين هذا العطر عندما زوجك كان على قيد الحياة ؟ |
| Annemin ona verdiği parfümü kullanmamasını söyler misin? | Open Subtitles | هل من الممكن أن تخبريه إلا يضع من العطر الذي أعطته أمّي؟ |
| Hedeflerin nedir bilmiyorum, ...ama parfümü aşırıya kaçırma. | Open Subtitles | لا أعلم ما هي أهدافك لكن لا تبالغين في وضع العطر |
| parfümü kokladığım anda bu reklamdan vazgeçmeliydim. | Open Subtitles | لن أعود لذلك الإعلان التجاري لكي لا أشم رائحة ذلك العطر |
| Aman Tanrım! parfümü mahkemeye götürüp | Open Subtitles | يتوجب علينا أن نحضر العطر للمحكمة ونقول ذلك |
| Kendi parfümü var. Gördün mü Oskar? | Open Subtitles | أختك تملك عطر خاص بها ، هل رأيته يا أوسكار ؟ |
| Tanrım, bir travesti ile aynı parfümü kullanıyorum. | Open Subtitles | يا إلهـى أنا أعطر نفسى بنفس عطر تلك المخنثة |
| Kontes'in parfümü beni boğuyor. Bir an bile dayanamam artık. | Open Subtitles | عطر الكونتيسة توتنلوت خنقي ليس للحظة أطول |
| Çünkü bu akşam çıkarken bu parfümü sürdüğünü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أتذكر أنك تضع عطر منذ هذا المساء |
| Kasabın kızıyla aynı parfümü kullandığınızı düşünün! | Open Subtitles | تخيل شراء عطر مشابه تماما لما تضعه ابنة الجزار |
| Sevdiği parfümü sordum. | Open Subtitles | سألت العارضةايضا ما عطرها المفضّل ثانية واحدة |
| Belki sadece roldü ya da öyle denk geldi bana ama kahvemin tadı Blair'in parfümü gibiydi. | Open Subtitles | ربما النظال كله تمثيل, وربما هي صدفه فقط. أن طعم قهوتي مثل عطرها. |
| Gece eve geldiğinde kıyafetlerindeki parfümü kokluyor. | Open Subtitles | انها رائحة العطور على ملابسك عندما تأتي ليلا. |
| Ayrıca lanet parfümü beni neredeyse odasından kaçırtıyordu. | Open Subtitles | غالبية الرجال يفعلون ويستخدم عطراً يجعلني أترك حجرته |
| Bakışlarımızın dansı, meydan okuma, feragat, yok etme, dehşetimizin parfümü. | TED | رقص لمحاتنا ,تحدي, تنازل عفو , وعطر من خوفنا |
| Bir defasında erkek parfümü satmıştım. | Open Subtitles | قمتُ مرة ببيع عطور رجالية بالسوق المركزي |
| Bilmiyorum hangi parfümü kullanıyor ama insanı tahrik eden bir kokusu vardı. | Open Subtitles | ولا أعرف ما العِطر التي تستخدمه لكنّه كان رقيق و... مغري. |
| Cilt artık biraz daha gevşek olduğu için parfümü daha iyi tutuyor değil mi? | Open Subtitles | . الم تكتشفى ان البشرة الان سميكة قليلا وتحتفظ بالعطور لفترة اطول ؟ |
| Evet, araç yıkama yerinde araba parfümü aldım. | Open Subtitles | نعم, اشتريت معطر جو من مغسلة السيارات. |