| Arabanı park yerinde görünce, belki kahve için ara vermek istersin dedim. | Open Subtitles | رأيت سيارتك في المواقف خلت أنك قد ترغب في أخذ استراحة للقهوة |
| park yerinde koruyucu kuleler vardı. | TED | وكان هناك أبراج حراسة في موقف السيارات. |
| Aracı hâlâ park yerinde duruyor. | Open Subtitles | لا زالت سيارتها مركونة هناك بموقف السيارات |
| Şimdi arabası burada park yerinde bulundu. | Open Subtitles | حسنا الآن ، سيارتها وجدوها في الموقف هنا |
| Zaten bütün çocuklar dışarıda. Onları park yerinde bekletmeye devam edelim. | Open Subtitles | جميع الأطفال الذين بالخارج, لنحتويهم في مواقف السيارات |
| Kazanın olduğu yerin yanındaki park yerinde bu 22'liği buldum. | Open Subtitles | وَجدَ هذا الـ22 في مكان الوقوف قُرْب التحطّمِ. |
| Benimkini saymazsak park yerinde üç araba var. | Open Subtitles | هناك ثلاث سيارات في مكانِ الوقوف ، مع سيارتي |
| Ve projeksiyonu hastahanenin dışında bulunan park yerinde bulunan duvarın üzerine kurduk. | TED | ووضعنا جهاز اسقاط على جدار موقف للسيارات خارج المستشفى. |
| Sabah saat 3'i biraz geçe park yerinde bulmuşlar. | Open Subtitles | وجدناه في ساحة انتظار بعد الثالثة صباحاً |
| Ben orada bir güzel dayak yerken sen yukarıda, park yerinde bekliyordun. | Open Subtitles | ، أنا كنت هناك بالأسفل وأتلقى ضربة على رأسي وأنت كنت تنتظر في المواقف ؟ |
| Ralph beni onunla park yerinde hızla dolaştıracak. | Open Subtitles | وكان يريد ان يدفعني الى ذلك في المواقف بسرعة حقيقية |
| park yerinde geçireceği bir gecenin, onu adam edeceğini umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل بأن ليلة في المواقف ستجعله رجلاً |
| Fakat bir defasında park yerinde soyulmuştu. | Open Subtitles | لكن تعرض لسرقة ذات يوم في ساعة موقف السيارات |
| Tüm altı şovlarına. park yerinde uyudum. | Open Subtitles | كل العروض السته , ونمت كثيرا فى موقف السيارات |
| park yerinde bir adam vardı onu ısırmak istedim ve bunu yapmamak için kendimi zorladım. | Open Subtitles | الرجل الذي كان بموقف السيارات ، رغبتُ بأنّ أمتص دماءه. و تطلب ذلك حمل كلّ شيء بداخلي ألاّ أفعل ذلك. |
| park yerinde kafatasının eksik parçalarını buldum. | Open Subtitles | لقد وجدتُ القطعة المفقودة من الجمجمة بموقف السيارات. |
| Ertesi sabah cesedi bıçaklanmış halde park yerinde bulundu. | Open Subtitles | 00 مساء جثتها وجدت الصباح التالي في الموقف مطعونة حتى الموت |
| park yerinde bir cam kırığına bastım ve yaralandım. | Open Subtitles | دهست قطعة من الزجاج في مواقف السيارات آلمتني كثيراً |
| Max park yerinde bayılmış. | Open Subtitles | ماكس فقط إنهار في مكان الوقوف. |
| Sana arabana kadar eşlik ederdim ama park yerinde öfkeli aileler var. | Open Subtitles | أنا أَعْرضُ تَمْشِيتك، لكن هناك ما زالَ بَعْض الأباءِ الغاضبينِ في مكانِ الوقوف. - أوه. |
| Bak park yerinde kimi yakaladım! | Open Subtitles | انظر الذين مسكت في هيليس به موقف للسيارات. |
| Rüyamda adamın park yerinde bıçaklandığını gördüm. | Open Subtitles | راودني هذا الحلم رأيت فيه شاباً يُطعن في ساحة انتظار السيارات |
| park yerinde buldum. Kan serpintisi ile kaplıydı. | Open Subtitles | لقد عثرت عليه في مرآب الحديقة وعليه لطخات من الدماء |
| Belki bugün okuldan sonra park yerinde seninle buluşmalıyım? Olmaz. | Open Subtitles | أتعلم، لربما يجدر بي موافاتك اليوم بموقف السيّارات بعد المدرسة؟ |
| - Yine de, geçen cuma park yerinde birini gördüğünü hatırlıyor musun? | Open Subtitles | حتّى إذا، هل تتذكّر رؤية لشيءٍ في موقف السيّارات الجمعة الماضيّة ؟ |
| Sonra park yerinde ne göreyim? | Open Subtitles | ثم ماذا أجد في مواقف سيارات السجن؟ |
| park yerinde gümüş rengi, bombalı bir spor araba var! | Open Subtitles | مركونة في باحة وقوف السيارات بداخلها قنبلة |