| Öncelikle koridorumuza gider ve daha fazla raf alanı kaplarız. | Open Subtitles | في الأول بتيجو الممر بتاعنا وبتاخدوا مساحة أكتر من الرف |
| Ben dışarıdayken mutfaktaki raf devrilmiş. | Open Subtitles | لقد وقع الرف الموجود بالمطبخ عندما كنت بالخارج |
| Bak. Hitler 1938'de raf'ı ele geçirdi,... ..ki bunu çok, ama çok basit bir şekilde yaptı. | Open Subtitles | هتلر في عام 39 أخذ راف |
| Kötü bir ruh raf Hurtado'yu topuklarından Whaley House'ta astığından beri kullanmadım. | Open Subtitles | لم أستعملهم منذ أن تعلق الروح الشريرة (راف هورتادو) بكعبي حذائه في منزل (ويلي) |
| raf dizmek, raf dizmek! Böyle işler sana yakışmıyor, değil mi? | Open Subtitles | ملء الرفوف, ملء الرفوف, لكنةُ عمل ليس من مستواك, أليس كذلك؟ |
| Banyoda benim için bir raf boşaltır mısın? Çok ilaç alıyorum ben. | Open Subtitles | هل يمكنك اخلاء رف لى فى الحمام انا اتناول العديد من الأدوية |
| İçinde yakılanların küllerini koyabilmek için yalnızca bir kaç raf varmış. | Open Subtitles | هنالك بضعة رفوف تحوي بقاياه المحروقة فحسب |
| - Üst raf, solda mıydı sağda mı? | Open Subtitles | هل قلتَ الرف العلوي الذي على اليسار أم اليمين ؟ |
| Onun raf Üzerinde Toz Olmayan | Open Subtitles | لقد لاحظت أنها القارورة الوحيدة على الرف |
| raf örtülerini değişiyorum. Bitince muhteşem görünecek. | Open Subtitles | أنا أبدل أوراق الرف سيبدو كل شئ رائعا هنا |
| Şuradaki raf, zahmet olmazsa Çavuş. Kahverengi şişe, sodyum hipoklorit. | Open Subtitles | ذلك الرف,من فضلك أيها الرقيب الزجاجة البنية,كلوريد الصوديوم |
| Depocularınızın iğrendiği raftan çünkü bilgisayarlar çok ağır ve o raf çok aşağıda. | Open Subtitles | الرف الذي يمقته السماسرة لأن الحواسيب ثقيلة والرفوف منخفضة |
| En üst raf da olamaz. Napolyonvari patron çalışanların önünde merdiven kullanmaz. | Open Subtitles | لذا لن يكون الرف العلوي، ورئيس كهذا لن يستخدم أبداً سلّماً أمام موظفيه.. |
| raf, bir şey yapmayacak mısın? | Open Subtitles | راف هل ستفعل شيء بخصوص هذا |
| Aslında, Bu çantayı raf bana onunla ilgili... ..makale yazdıktan sonra vermişti. | Open Subtitles | في الواقع ، لقد كانت هذه الحقيبة هدية خاصة من (راف). بعد أن كتبت مقال عنه. |
| raf, sana karşı dürüst olmalıyım. | Open Subtitles | لكن (راف) على ان اكون صادقة، عندما التقيت بك فكرت |
| Bu parça ise elektrikli testere ve elma püresi eşliğinde yapılamamış raf ünitesi. | Open Subtitles | وهذه القطعة اسميتها ، ملأ الرفوف بصلصة تفاح مع منشار كهربائي |
| Buradaki raf alanımız eksik. | Open Subtitles | نعاني من نقص في حيّز الرفوف في الأعلى هنا |
| Buna istinaden, bu eksiklikleri gidermek amacıyla gittik ve internet üzerinden özel raf yeri teklif ettik. | TED | و بدأنا بجعلها متاحة بالذهاب و تأمين مساحة رف على الشبكة |
| Sevinmenize sevindim, ama tuvalet kağıdı yerine üç deniz kabuğunun durduğu bir raf var. | Open Subtitles | أنا مسرور لأنّكم سعداء لكن بدلاً من أوراق المرحاض لديكم رفّ مع 3 أصداف |
| Bu konu üzerine kitapçılarda bir sürü raf ayrılmış durumda. | Open Subtitles | ثمّة أرفف كاملة بالسوق التجاريّ، و مكتبات مُتخصصة لذلك. |
| Parolan "Güzel raf." | Open Subtitles | كلمة السر هي "نهد رائع" |
| Şu geçen yıl aldığım ayakkabılar... gibi olmayacak... ya da Noel için aldığım raf süsleri gibi. | Open Subtitles | فهي ليست مثل واقي الحذاء الذي اشتريته له العام الماضي. أو الرفّ الورقي الذي اشتريته له في عيد الميلاد. |
| Yakında çok farklı bir çekim için onu raf'a teslim edeceğiz. | Open Subtitles | والذي سنعيده قريباً للقوات الجوية الملكية لنوع آخر ومختلف تماماً من التصويب |
| Ya da tercih ederseniz eski raf Bölük Lideri ve Bayan Blaney'in evlilik yatağının ortağı diyebilirsiniz. | Open Subtitles | او يمكنك أن تقولى قائد السرب السابق بلانى بالقوات الجويه الملكيه سابقا و الزوج الأسبق لمسز ميلانى |
| Şu anda Doğu Sahilinin en büyük raf malzemesi satıcısı. | Open Subtitles | الأن هو الممول الرئيسي للرفوف على الساحل الشرقي |
| Çadırıma bir raf takımı yapmıştım. | Open Subtitles | لقد قدمت وحدة الجرف لبلدي كوخ. |
| Sahil güvenliğin hazırlıklarının cılız kalmasına karşın, görev raf'a verildi[13]. | Open Subtitles | هذه المهمه تكفل بها سلاح الطيران الملكى رغم ضعف أمكانياته فى القطاع الساحلى |
| Odada yamuk bir raf varken uyuyamam. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ النَوْم مَع a أمالَ رفّاً في الغرفةِ. |