"söğüt" - Translation from Turkish to Arabic

    • الصفصاف
        
    • صفصاف
        
    • ويلو
        
    • الصفصفاف
        
    Evet. Yaptığım tek şey Kraliçe'nin bahçesinden bir salkım söğüt almaktı. Open Subtitles كلّ ما فعلته كان محاولة قطف ورق الصفصاف مِنْ حديقة الملكة
    söğüt ağacından bir dizi çember oluşturuluyor. Doğal dünyanın oluşma aşamalarını ve hayatın güzelliklerini göstermek için bir zincir oluşturuluyor. TED سلسلة من الأطواق تُصنع من خشب الصفصاف ويتم توصيلهم معاً لخلق تشكيلات من العالم الطبيعي، لتظهر مظاهر جمال الحياة المتعددة.
    söğüt ağacı kadar ince, Parisli bir model kadar şık ve 30'dan bir gün bile fazla değil. Open Subtitles نحيفة مثل شجرة الصفصاف ترتدى مثل عارضة باريسية و لا تزيد يوماً عن الثلاثين
    Buradaki bir kunduz ve burada da akarsu, kavak, kızılağaç ve söğüt var. TED هذا هو القندس. وهذا هو الجدول، و السبين و ألدير و صفصاف
    söğüt dalını 50 adımdan vurabilirim. Open Subtitles أنا يمكن أن أتقدم صفصاف في 50 ساعة خطوات
    Annesinin adı Willow (söğüt). Open Subtitles هذا ما يبدوا لي أمها تدعى ويلو أها...
    Zehirli mantarların halkalarından, söğüt ağaçlarından ve meşe ağaçlarından uzak dur. Open Subtitles وابتعدي عن الفطر السام واشجار الصفصاف والسنديان القديم
    Tıpkı fırtınaya eğilen büyük meşe ve yeni bir güne boyun büken gözü yaşlı söğüt ağaçları gibi. Open Subtitles مثلما البلوط الهائل الذي يقطفه الريح الشديد ويطير به بعيداً لذا الصفصاف الباكي ينحني ويعيش حتى يرى يوم آخر
    Ama kafamda arka bahçemizdeki söğüt ağacının altına yattığıma dair görüntüler var. Open Subtitles لكنّي عندي هذه صورة ركود تحت شجرة الصفصاف في فنائنا الخلفي
    Şurada büyük bir gölet var. Belki de orada birkaç söğüt vardır. Open Subtitles هناك بركة كبيرة هناك لربما هناك بعض الصفصاف
    Şimdi söğüt ağacının sana nasıl iyi şans getirdiğini anlıyorum. Open Subtitles الآن فهمت كيف أن هذه الصفصاف تجلب لك الحظ
    Eğer benimle görüşmek istersen Lütfen saat 8:00'da söğüt Kavşağı'nda ol. Open Subtitles لعمل ذلك , كن في ملتقى الصفصاف الساعه 8 صباحاً
    söğüt çayının içine katarsan, tadının farkına bile varmazsın. Open Subtitles , إذا وضعتيه فى شاى الصفصاف . لن تشعرى بطعمه على الإطلاق
    Kömür söğüt ağacından yapılmalıdır. Open Subtitles فحم الخشب يجب ان يتم صنعه من اشجار الصفصاف.
    Rüzgarın söğüt ağaçlarını kamçılaması gibi kat'i-- Open Subtitles فقط بينما من المؤكد أن هذه الرياح ستذهب خلاله شجر الصفصاف
    Kısalan günler ve soğuyan geceler söğüt ve yaban mersini çalılarında çarpıcı bir değişimi tetikliyor. Open Subtitles تتسبب الأيام الأقصر والليالي الأبرد بتحولٍ كبيرٍ يطرأ على أشجار الصفصاف وأجمات التوت
    İlkbahar başlangıcında söğüt filizleri çıktığında yünlü ayı çoktan yemeye başlamış oluyor. Open Subtitles بالوقت الذي تنبت فيه أولى فسائل الصفصاف في الربيع المبكر يكون يسروع الدب الأصفر قد استهل حملة غذاءه
    Akışın kenarındaki yeşil söğüt şiiri. Open Subtitles .شجرة الصفصاف الأخضر أمام الماء .لقد كانت هذه القصيدة
    söğüt ağacından bir dal Dağ İneği'nin çanı bir de pazar günü doğan bir keçinin kemikleri. Open Subtitles عصا من شجرة صفصاف جرس من بقرة برية وعظام من ماعز ولدت يوم الاحد
    Ayrıca Westgate Parkında bir tane bile salkım söğüt yok. O ağaçların çoğu, taç tümöründen dolayı öldü. Open Subtitles ولا توجد أشجار صفصاف باكية في حديقة البوابة الغربية
    söğüt ağacı, dört kadın ve bir kaplandan bahseden mi oldu ya? Open Subtitles من قال أيّ شيء عن شجرة صفصاف و أربع نساء و نمر ؟
    Annesinin adı Willow (söğüt). Open Subtitles أمها تدعى ويلو أها...
    Ve söğüt ağacı, bu boya geldi. Open Subtitles وقد نَمَت شجرة الصفصفاف لهذا الطول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more