Şeker makinasına mı sıkıştın? | Open Subtitles | هل أنت عالق في آلة الحلوى تلك؟ |
Trafikte mi sıkıştın, ahbap? | Open Subtitles | هل مازلت عالق في الحركة المرورية ؟ |
Hamle yapamazsın. Kapana sıkıştın. | Open Subtitles | لا يمكنك انت تتحركى انتى عالقة |
Benim yüzümden mi sıkıştın? | Open Subtitles | هل أنت عالقة بسببي؟ |
Şu zaman şeyinde sıkıştın. Tahmin edeyim, orjinal mürettebattan birisin değil mi? | Open Subtitles | لقد علقت في الزمن دعني أخمِّن أنت واحد من الطاقم الأصلي, صحيح؟ |
Sana söylediler. Şimdi pişmansın ama sen de benim gibi sıkıştın. | Open Subtitles | أخبروك بماهيّتها وبتّ تتمنّى الآن لو أنّك لم تساعدهم قطّ، ولكنّك محاصر |
Dur tahmin edeyim, Trafikte sıkıştın kaldın. | Open Subtitles | دعني أخمن .. أنت عالق في الزحام |
O zaman burada sıkıştın. Bu benim başıma asla gelmez. | Open Subtitles | فأنت عالق إذاً لن يحدث هذا لي أبداً |
Sanırım, sen sıkıştın. | Open Subtitles | حسنا أنت عالق الآن |
Mezbahaya giden bir domuz gibi sıkıştın. | Open Subtitles | عالق كخنزير سأذبحه |
Mezbahaya giden bir domuz gibi sıkıştın. | Open Subtitles | عالق كخنزير سأذبحه |
Arada sıkıştın kaldın, değil mi? | Open Subtitles | أنت عالق في الوسط أليس كذلك؟ |
Yine mi sıkıştın. | Open Subtitles | أنتِ عالقة مجدداً. |
O delikten gizlice girip çıkıyor olmalısın. Neden sıkıştın? | Open Subtitles | لماذا أنتِ عالقة هكذا ؟ |
Şimdi sıkıştın. | Open Subtitles | و الآن أنتِ عالقة |
Selam baba, trafikte mi sıkıştın? | Open Subtitles | مرحباً أبي, هل علقت بالمواصلات؟ |
Eminim öyledir, Homer. Otomatlara sıkıştın. Peki. | Open Subtitles | طبعاً (هومر) علقت في آلتين للبيع ، حسناً |
Ne oldu küçük adam? sıkıştın mı? | Open Subtitles | ماذا بك أيها الصغير هل علقت ؟ |
Sen de bizimle Buraya sıkıştın | Open Subtitles | أنت محاصر هنا من قبلنا يا أخي |
Köşeye sıkıştın adamım, oradan çıkış yok. | Open Subtitles | ! أنت محاصر يا رجل لا يوجد مخرج |
Bu yüzden sıkıştın... | Open Subtitles | لهذا علقتِ في الفتحة... |
Kendi yarattığın bir durumda sıkıştın kaldın! | Open Subtitles | ستعلق بالموقف الذي خلقته أنت |