| Biri bu bilgiyi sana sızdırdı sen de onun ve ailesinin öldürülmesi emrini verdin. | Open Subtitles | أحدٌ ما سرّب معلومات إليّك، لتصدر أمراً لقتله و عائلته |
| Bilinmeyen bir kaynak polis raporunu basına sızdırdı. | Open Subtitles | مصدر غير معلوم سرّب تقرير الشُرطة إلى الإعلام. |
| Seçilmiş komiteye verilen CIA brifingi içeriğini sana kim sızdırdı. | Open Subtitles | من سرب محتويات ما قيل في بيان الوكالة للجنة لكِ؟ |
| - Birisi senin FBI'dan olduğun bilgisini sızdırdı. | Open Subtitles | أعني أن هناك شخصا ما قد سرب أنك من مكتب التحقيقات الفيدرالية علاقاتك بفيركس |
| Birkaç fotoğraf sızdırdı, onu aşağılattı duygularımla oynayarak beni suçlu hissettirdi. | Open Subtitles | لذا قمتي بتسريب بعض الصور ، لإذلالها اللعب على إحساسي بالذنب |
| Andrew Nichols'ın uyuşturucu kullanması hakkındaki hikayeyi sızdırdı. | Open Subtitles | يحاول تسريب قصة عن إدمان آندرو نيكولز للمخدرات |
| CIA, Micha'nın raporunu New York Times'a sızdırdı. | Open Subtitles | الاستخبارات الأمريكية، سربّت تقرير ميشا لصحيفة النيويورك تايمز |
| Sonra birileri gazeteye belediye başkanının yolsuzluk yaptığına dair bilgi sızdırdı. | Open Subtitles | ثمّ قام شخص بالتسريب للجريدة معلومات تُورّط العُمدة في فساد. |
| Devlet yetkililerinin çoğu operasyonu doğrulamayı reddettiyse de, en azından bir anahtar şahıs hikayenin bazı parçalarını basına sızdırdı. | Open Subtitles | الإعتراف بالعملية علي الأقل شخص داخل الحكومة سرّب أجزاء من القصة للصحافة |
| Senin dosyanı o sızdırdı. Nedenini ben de bilmiyorum. | Open Subtitles | هو الذى سرّب القصة عنك ولا أعرف السبب |
| Pislik herif bizim Aracite belgelerini sızdırdı, sonra da gidip karısını öldürdü. | Open Subtitles | سرّب الوغد تقريرنا عن مركّب "إيراسيت"، ثمّ إنقلب و قتل زوجته! |
| İfade alınırken o da vardı. O sızdırdı. | Open Subtitles | لقد كانت في جلسة الشهادة هي من سرّب |
| Pekâlâ, randevu saatini kim sızdırdı? | Open Subtitles | إذاً من الّذي سرّب وقت موعدها؟ |
| Güvenilir bir kaynak haberine katkı sağlayacak bir şeyler sızdırdı. | Open Subtitles | مصدر معتمد سرب نباً سيساعد مقالك |
| Hakam birkaç bağlantısıyla fikrini bize sızdırdı. | Open Subtitles | لقد سرب " حاكام " الفكرة عن طريق بعض إتصالاته |
| Dash DeWitt, Blawker'a Henry'yle ilgili o haberi kim sızdırdı hemen söyle. | Open Subtitles | "أخبرني في هذه اللحظة يا "داش دويت من سرب قصة |
| Yani plan hakkında bilgi sızdırdı, saldırıyı durdurmak için çaba sarfediyor göründü, ve böylece kazandığı zamanla kendi işlerini yoluna koydu. | Open Subtitles | لذا, يقوم بتسريب معلومات عن المؤامرة يمثل أنه يريد إيقاف الهجوم وبعد ذلك, بالوقت الذي وفره يقوم بتجهيز نفسه |
| Ensest fotoğrafı sızdırdı, eve erişimi vardı. | Open Subtitles | لقد قامت بتسريب صورتكما تستطيع الدخول للمنزل |
| Çalışanlarımdan biri bilgi sızdırdı. | Open Subtitles | قام أحد موظّفيّ بتسريب بعض المعلومات |
| -Biri bilgi sızdırdı herhalde. | Open Subtitles | "لجنة تخطيط المستقبل" -لا بد إن هناك تسريب |
| Jai Wilcox bilgi sızdırdı diye kendi babasını hapse yolladı. | Open Subtitles | لقد أرسل (جاي ويلكوكس) أباه إلى السجن "بعد تسريب شركة "إنتل |
| Şimdi de Max, çünkü Kanal 6 hikayeyi sızdırdı. | Open Subtitles | و (ماكس) الآن بات هدفاً لأن قناة الأخبار السادسة سربّت الخبر |
| Sonra birileri gazeteye belediye başkanının yolsuzluk yaptığına dair bilgi sızdırdı. | Open Subtitles | ثمّ قام شخص بالتسريب للجريدة معلومات تُورّط العُمدة في فساد. |
| Bu işte kimsenin haberinin olmamasını diledim ama bazı şerefsizler tüm evrakları sızdırdı. | Open Subtitles | كنت آمل ألا يعلم أحد لكن أحمق ما سربها للصحف |