| Eger yasayan tastan bir yaratiksan mükemmel saklanma yeri. | Open Subtitles | إذا كنت مخلوق من حجر فإن هذا المكان المثالي للإختباء |
| Çünkü suçlu sensin, zekice soruların ardına saklanma. | Open Subtitles | فإن كنت تتّهمني لا تختبئ وراء أحجياتك الذكية |
| Hem o açık alanda saklanma imkânımız da yok. | Open Subtitles | وليس هنالك مكانٌ للاختباء في تلك المقاطعة المفتوحة |
| Yani, saklanma yerini bilmesini açıklayabilirsiniz ve mısırdan bebeği, ama ben o odadaydım. | Open Subtitles | اعني، نستطيع ان نفسر معرفته بمكان الإختباء ودمى القش ولكنني كنت بتلك الغرفة |
| Alıcılar, kontrgerillaları, sivillerin arasına saklanma girişimlerinde veyahut inzivaya çekilme zamanlarında takip etmeye yarıyor. | Open Subtitles | طبقة حساسة يمكنها تعقب المسلحين كما تتعامل معهم أو تحاول الاختباء بين السكان المدنيين |
| Orası hainler için saklanma yerine dönerse, caminde işler yolunda gitmez. | Open Subtitles | لن تكون النتيجة حميدة على مسجدك إن تبيّن أنه مخبأ للخونة |
| Diğer saklanma yerinin adı neydi? İtaewon civarındaki? | Open Subtitles | أيها الوغد، أسم آخر لمكان الأختباء مكان بالقرب من "إتايوان"؟ |
| Asla böyle yapma, asla saklanma. Bunun gibi, sen böyle yaptın. | Open Subtitles | لا تعمل ذلك، ابداً لا تختبىء هكذاً، عليك بفعل هذا |
| Görevinizi aldığınızda, yapacağınız en önemli şey saklanma yerini iyi belirlemektir. | Open Subtitles | وعند الإنتهاء من مهمتكم الأكثر أهمية لكم هو تحديد موقع لكم للإختباء |
| En iyi saklanma yöntemi normal gözükmesi. | Open Subtitles | اجل، أفضل طريقة للإختباء على مرأى من الجميع |
| Merak etme. Benim gibi ormanda saklanma. | Open Subtitles | لا تقلق، فقط لا تختبئ في الغابة مثلما فعلت أنا |
| Benden sana güvenmemi istiyorsan odamda saklanma ve içeri girdiğimde ödümü koparma. | Open Subtitles | أتريدني أن أثق بك؟ لا تختبئ في غرفتي و تفزعني بشدة عندما أدخل |
| Sanırım açık garaj gerçekten iyi bir saklanma yeri değil. | Open Subtitles | مفتوح كراج أن أعتقد للاختباء الأفضل المكان ليس |
| Her ağacın, çalılığın ve saklanma yerinin. | Open Subtitles | جميع الأشجار, والشجيرات, أي مكان للاختباء. |
| Bir rüya ve erkekler tuvaletine saklanma içgüdüsüyle. | Open Subtitles | حلم و الإندفاع لدورة المياه من أجل الإختباء |
| Isı dalgalarının arası mükemmel saklanma noktası oluşturuyor. - Ben de geliyorum. | Open Subtitles | مع كلّ تلك الإشارات الحرارية المتدفقة، قد يكون مكان الإختباء المثالي. |
| saklanma yerleri ve keskin nişancı noktaları hakkında bilgisi olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | وقال انه حصل على معلومات حول أماكن الاختباء ونقاط القنص . |
| En güvenli saklanma bölgeme tehlike getirdin, öyle mi? | Open Subtitles | نمانع؟ أحضرت المسلحين إلى أفضل مخبأ هنا وتسألني إن كنتُ أمانع؟ |
| Seni bulacaktır. Senin saklanma becerin yok! | Open Subtitles | . ستجدك ، أنت لا تملكين موهبة الأختباء |
| Sen bununla doğdun, bu yüzden "Bunu istemedim."zırhının arkasına saklanma. - Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | لقد وُلدت مع هذا, لذا لا تختبىء وراء " أنا لم أسأل عن هذا " |
| Her tarafta asılı o "Aranıyor" ilanları varken başka bir yerde saklanma ihtimalin yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنظري،مع كل تلك المنشورات المعقلة في أرجاء المكان،أستطيع بصعوبة أن أفكر في أيّ مكان أخر تستطعين أن تختبئي فيه |
| Kötü giden hayatından saklanma yerin olmamalı burası. | Open Subtitles | ليس مكاناً تختبئين فيه حينما تتأزّم حياتك العاطفية |
| Bu, son saklanma yeri. Son incir yaprağı. | Open Subtitles | ذلك المخبأ النهائي هو ورقة التين النهائية |
| Küçük bir odanın içine penceresiz bir saklanma yeri yaparız. | Open Subtitles | يمكننا أن نبني غرفة بلا نوافذ لتختبئ فيها داخل غرفة النوم الصغيرة |
| Olası saklanma yeri olabilecek her yeri arayacak, özellikle de uzaktaki ek binaları. | Open Subtitles | تبحث تحديدًا عن المباني الملحقة النائية أيّ شئ قد يكون مكان إختباء محتمل |
| Bize bir arabanın arkasında harika bir saklanma yeri buldum. | Open Subtitles | وجدت لنا مكان اختباء رائع في مؤخرة سيارة |
| Sana iyi görünen bir saklanma yeri düşmana da öyle görünecektir. | Open Subtitles | الإختفاء جيد لك وكذلك جيد للعدو |