"sana izin" - Translation from Turkish to Arabic

    • أسمح لك
        
    • تسمح لك
        
    • يسمح لك
        
    • أسمح لكِ
        
    • سمحت لك
        
    • السماح لك
        
    • إن تركتك
        
    • يدعك تكمل
        
    • تكون موافقه
        
    • سمحت لكِ
        
    sana izin veremem. Eğer onu aramazsan ben ararım. Open Subtitles لن أسمح لك بذلك، إن لم تتصل به، سأتصل أنا
    Bu kararlar artık sana düşmez. sana izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن نقوم بمثل تلك الأفعال مرة أخرى، لن أسمح لك
    Eskiler'in teknolojilerini çalıştırmak için Eskiler geninin sana izin verdiğini ispatladın. Open Subtitles هيا جاك , أثبت أن لديك جينات القدماء التي تسمح لك بقيادة التقنيات القديمه
    - Budge sana izin vermemeliydi. - Özür dilerim komiser. Open Subtitles لم يكن من الواجب على بادج ان يسمح لك بذلك اسف يا جنرال
    Ne kadar cezbedici biliyorum ama bu yolda yürüyeceksen sana izin vermiyorum bir obje ile baştan çıkamazsın. Open Subtitles اعلم كم هدا مُغري لكن لن أسمح لكِ أن تسلكِ هاته الطريق أنتسمحِلنفسكأنتغويكِقطعةاثرية..
    Biliyor musun, sana izin verdim diye onlar da girmeye çalıştı. Open Subtitles لا شيء، لقد سمحت لك بإجراء محادثة، فتسببوا لي بمشكلة
    sana izin veremem. Daha halletmen gereken bazı şeyler olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles لا أستطيع السماح لك بالمغادرة هناك أمور يجب أن تعالج منها أولاً
    Evet, bu senin şansın. sana izin versem, sonsuza kadar oyalardın. Open Subtitles أجل، هذه فرصتك إذاً، فأنا أعلم أنّك ستماطل إن تركتك.
    İkimiz de Fitch'in sana izin vermediğini biliyoruz. Open Subtitles دعني أستريح كلانا يعلم أن (فيتش) لن يدعك تكمل الأمر
    Hep sana izin verdim ve hep yanlış şeyler yaptım. Open Subtitles أنني أسمح لك دائماً بالتأثير علي وأرتكاب أفعال خطأ..
    Ama işinden vazgeçmeyeceksin. sana izin vermeyeceğim. Open Subtitles لكنك لن تتخلّي عن عمل حياتك لن أسمح لك أن تفعلي
    Neden çekildiğini bilmiyorum ama sana izin vermeyeceğim. Open Subtitles لا أعرف بالضبط لماذا تبتعدين لكني لن أسمح لك.
    Yeteri kadar şey yaptın ona zaten! sana izin vermeyeceğim! Open Subtitles لقد فعلنا بها بما فيه الكفاية لن أسمح لك
    Sen bana izin vermedin, o zaman ben de sana izin vermeyeceğim. Open Subtitles بما أني لم أسمح لك .. لن تسمح لي ؟
    Sorun şu, sana izin verdiğimi ona söyleyemem. Open Subtitles "المشكلة أنه لا يجب أن يعرف أني أسمح لك بالدخول من الخلف"
    sana izin veremeyecegimi biliyorsun. Open Subtitles أنت تعرف أنني لا يمكن أن تسمح لك.
    - Nükleer Regülatör Komisyonu'na sana izin vermelerini emredebilir. Open Subtitles أريدك أن تعرض هذا على (هيللر) يمكنه أمر هيئة الطاقة أن تسمح لك بالدخول
    Uyumak isteyeceksin ama sana izin verilmeyecek... Open Subtitles سوف تريد النوم لكن لن يسمح لك بهذا
    Bu adam sana izin vermeyecek. Open Subtitles -لن تفعل ذلك . لن يسمح لك هذا الرجل بذلك.
    - sana izin veremem. Open Subtitles -فهذا سيكون أشدّ وقعاً عليّ من القتل -لا يمكن أنّ أسمح لكِ بفعل ذلك
    sana izin verseydim sürekli dışarda kalırdın. Open Subtitles كنتِ لتبقين في الخارج لو سمحت لك بذلك
    Belki onu düzeltebilirsin, ama sana izin veremem. Open Subtitles ربما بوسعك إعادة إصلاحها لكن لا يمكنني السماح لك
    - sana izin verirsem öbürleri ne düşünür? Open Subtitles كيف يبدو لهم إن تركتك تذهب؟
    Ikimiz de Fitch'in sana izin vermedigini biliyoruz. Open Subtitles كلانا يعلم أن (فيتش) لن يدعك تكمل الأمر
    - sana izin vermesi lazım. Open Subtitles - لا بد ان تكون موافقه -
    Gece için sana izin verirsem, herkese gece izin vermem gerekir. Open Subtitles إذا سمحت لكِ بأن تتغيبي عن تلك الليلة فسأضطر إلى أن أجعل الجميع يتغيب أيضاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more