| - Bütün akşam beni izliyordun. - Mahkemeye karşı senden sorumluyum. | Open Subtitles | لقد كنت تراقبنى طوال المساء اننى مسئول عنك حتى يوم المحاكمة |
| Ona senden ve gittiğin yerlerden bahsettim ve o çok ilgilendi. | Open Subtitles | و عندما اخبرته عنك و عن الاماكن التى زرتها كان متشوقا |
| Bu bilge doktorların, senden daha üstün olduklarını anlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعرين أن هؤلاء القضاة المثقفين أكثر حكمة منكِ ؟ |
| Sense bana bir soru soruyorsun ve birden soğuyorum senden. | Open Subtitles | أنتِ تسأليني سؤالاً وأنـا لا أودّ ذلك منكِ بعد الآن |
| senden hoşlanırlarsa belki dönem sonunda tam zamanlı bir iş verirler. | Open Subtitles | إن أعجبوا بك فربما سيعطونك عملاً بدوام كامل في نهاية الفصل |
| Meşgaleler beni senden uzaklaştırdı, ama hiçbir zaman ayrılmak istemedim. | Open Subtitles | العمل أخذكِ بعيداً عني لكنني أبداً لم أُرِد الإنفصال عنكِ |
| senden altı paket istedim. Bana uzun bir çocuk getirdin. Sadece söylüyorum. | Open Subtitles | لقد طلبتُ منكَ ستَ علب بيرة ، فأحضرت لي علبةً واحدةً كبيرة |
| Aslında senden hiç haber alamadım. Nasıl olduğunu merak ettim. | Open Subtitles | في الواقع, لم أسمع منك منذ مدة وأردت السؤال عنك. |
| Ben babanın yerine geçmeye... ya da anneni senden çalmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | لا أُحاولُ الحلول محل أبّيكَ أَو ان أسْرقُ أمَّكَ بعيداً عنك |
| Yeter ki Tony'yi senden uzakta kendi hayatını kurması için serbest bırak. | Open Subtitles | فقط اذا سمحت لتونى بالخروج بحرية وان يكون لديه حياته بعيدا عنك |
| senden uzak olabilirim, ama ...sen şu anda tam karşımdasın. | Open Subtitles | بالرغم من أني بعيداً عنك إلا إنني أراك دائماً أمامي |
| Ama senden ve bu kasabadan uzaklaştığımda fark ettim ki, aklı başındaki herkes gitmeye devam ederdi benim dönmem gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكن كلما أبتعدت أكثر عنك وعن هذه البلدة أدركت أنه رغم أن أي إنسان عاقل سيواصل الإبتعاد فإني أردت العودة |
| Ben senden böyle bir şey istemedim. Sen istediğini söyledin. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منكِ ذلك، أنتِ قلتِ بأنّكِ تريدين ذلك |
| İstersem sana kaba kuvvet uygularım. senden iki kat güçlüyüm. | Open Subtitles | يمكنني استخدام القوة معكِ إن أردت، فأنا أقوى منكِ بكثير |
| Beni buraya kilitliyorsun ha! Sezi kabiliyetim senden geliyor demek ki! | Open Subtitles | يبدو أنك تقفل علي الأبواب لقد حصلت على مهارات المحقق منكِ |
| Caroline, bunu yapma. Aman Tanrım, adam senden ayrıldı. Onun araması gerek. | Open Subtitles | لا تقومي أبداً بذلك لقد قطع علاقته بك, عليك تركه يتصل بك |
| Ve sonra seni televizyonda gördüm ve hatırladım. senden hep hoşlanmıştım. | Open Subtitles | ثم رأيتك على التفزيون و تذكرت ، لطالما كنت معجباً بك |
| Terfiim beni senden biraz ayırmış olabilir ama maaş artışı da beraberinde geldi. | Open Subtitles | لربما قد أبعدتني ترقيتي قليلاً عنكِ و لكنها تترافق بزيادة ضخمة في الراتب |
| senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب |
| Şimdi, senin benden şüphelendiğin gibi, ben de senden şüpheleniyorum. | Open Subtitles | والآن، أنا لا أثق بكِ مثلما أنتِ لا تثقين بي |
| senden tek istediğim, lütfen Rachel Banks konusunda bana güven. | Open Subtitles | أنا أطلب منك أن تثقى بى فى موضوع راشيل بانكس |
| Ayrıca, senden film izlerken, kadın oyunculara dikkat etmeni istiyorum. | TED | وبينما تشاهد أي فيلم، أريدك أن تنتبه إلى الشخصيات النسائية. |
| Değiştiremeyecekleri ya da ellerine alamayacakları için senden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | يكهونك لأنهم يعرفون أنهم لا يستطيعون أفسادك أو التحكم فيك |
| senden bir tek şey istiyorum. Sadece bir tek şey. | Open Subtitles | فقط أسألك عن أمر واحد فقط هذا الأمر من فضلك |
| senden bunu istiyorum, çünkü paraya ihtiyacın var. Sana kalmış. Karar senin. | Open Subtitles | أطلبك ذلك لأنني أعلم أنك تحتاج لذلك الأمر يعود إليك, القرار لك |
| Senin egonu tatmin edeceğin başka bir olay. senden ne sakladığımı öğrenene kadar gözüne uyku girmeyecektir. | Open Subtitles | هذهِواحدةاخرىَمنذلاتكَالغرورة، لا ترتاح حتى تكتشف ،ما قد يكون مستور عنكَ. |
| Tatlım o senden, senin ondan korktuğundan daha çok korkuyor. | Open Subtitles | صدقيني يا عزيزتي إنها تخاف منك أكثر مما تخافين منها |
| -Dur bakalım, anladım mı? senden onunla gitmeni istiyor işi için. -Evet. | Open Subtitles | دعني أستوضح الأمر لقد طلبت منك الحضور لحفلة لشركتها لتحافظ على وظيفتها |
| Başardım. Sonunda senden daha az hoşuma giden birisini buldum. | Open Subtitles | لقد فاض بي ، الان وجدت شخصا احبه اكثر منكم |