| Seni takip ettim. Posta kutusuna gidiyordunuz. Sizi otobüs durağında gördüm. | Open Subtitles | لقد تبعتك عندما ذهبتي لصندوق البريد رأيتك في موقف انتظار الحافله |
| - Dün gece Seni takip ettim. - Bütün gece burada mıydın? | Open Subtitles | تبعتك إلى منزلك الليلة الماضية كنت هنا طوال الليل؟ |
| Evet, sen yukarı çıktın ve bende Seni takip ettim, ...kolayca söyleyebilirdim. | Open Subtitles | حسنًا، يمكنني القول بسهولة إنك أتيتِ إلى هنا وبالتالي أردت أن أتبعك |
| Yürüyüşe çıkacaksan da daha güvenli olmalıyız çünkü biri Seni takip ediyor olabilir. | Open Subtitles | وإن كنت ستذهب للمشي، من الأفضل أن نتحصن في حالة تبعك أحدهم للمنزل |
| Fred Krueger Seni takip edemez Nancy. | Open Subtitles | فرد كروجر لا يستطيع أن يتبعك بعد الأن نانسي |
| Biliyor musun, sanki yüce bilge bir kadın gibi Seni takip ediyoruz ama belki de zırdelinin tekisin. | Open Subtitles | تعلمون، ونحن جميعا تتبع لكم حول كأنك هذه المرأة الحكيمة كبيرة، ولكن ربما كنت مجرد مجنون. |
| -Evet. Değil mi? Peki ya sen okula yürürken, annemin tüm yol boyunca Seni takip etmesi? | Open Subtitles | وماذا عن ذهابك للمدرسة وأمي تتبعك طوال الطريق؟ |
| Ben Seni takip ettim. Çıkışı ne bileyim? | Open Subtitles | لقد تبعتك إلى الداخل فكيف يكون لدى طريق للخروج؟ |
| Seni Atlantic City'ye kadar Seni takip etti. | Open Subtitles | لماذا؟ تبعتك إلى مدينة أطلنطا , إنها تعرف بشأن أمرأتك الأخرى |
| Bir gece Seni takip ettikten sonra vazgeçtim. Şehir dışına çıkarken. | Open Subtitles | لقد توقفت بعد أن تبعتك ذات ليلة ،إلى خارج المدينة |
| Neden bencilce olmak zorundasın, Seni takip etmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | ، لماذا يجب أن تكون أنانياً لتأمرنى أن أتبعك ؟ |
| Evet, ben de Seni takip etmek_BAR_isterdim s*ktiğimin salağı... nereye gittiğini, ne yaptığını görmek. | Open Subtitles | نعم كنت أتبعك لأعرف ماذا تفعل و أين تذهب |
| Eğer Seni takip ettirsem, evlat, bundan haberin olmazdı. | Open Subtitles | إذا كنت أتبعك ، يا بني لن تعلم بذلك وأظمن لك ذلك |
| Kimsenin Seni takip etmediğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكدة أن لا أحد تبعك ؟ |
| Ve şu ağaç kabuğundaki nereye gidersen git Seni takip eden... tuhaf suratı görmekten usandım. | Open Subtitles | ورؤية ذلك الوجه الغريب في لحاء الشجر الذي يتبعك أينما ذهبت |
| Onlarla iletişime geçtiğimde Seni takip edeceğim. | Open Subtitles | أنا سوف تتبع لكم مرة واحدة اجراء اتصالات معهم. |
| Bu cihaz Seni takip etmemizi sağlayacak ve sana söz veriyorum, senin için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | .هذه الالات ستساعدنا في تتبعك وأعدك أني سابذل ما في وسعي من أجلك |
| Sana bakıyorum Seni takip ediyorum da hiç sarhoş olmuyorsun! | Open Subtitles | كلما أنظر اليك أو أراقبك لا أجدك سكرانا |
| Ve evet, Seni takip ediyorum. Ama sadece endişelendiğim için. | Open Subtitles | ونعم، أنا ألحق بك لكن فقط لأنني قلق |
| Artık Len döner topuyla Seni takip edebilir, siz ikiniz en iyi arkadaş olabilirsiniz! | Open Subtitles | والآن بما أن لين يستطيع اللحاق بك في كرة الإنطلاق خاصته يمكنكما أن تكونا أن أفضل صديقين |
| Belki de İstihbarat'tan Seni takip etmelerini istemeliyim. | Open Subtitles | ربما يتحتم ان اطلب من البوليس السري ملاحقتك |
| O gün kumsalda olacağını öğrendim ve Seni takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعتك ، وقد علمت أنك ستكونين عند الشاطيء ذلك اليوم ثم لحقت بك |
| Sana söylüyorum, Seni takip ettiği için cesedi buraya attı. | Open Subtitles | اقول لك انه لحق بك الى هنا فحسب والقى الجثه ساتحقق من ذلك .. |
| - Peki, Bende Seni takip etmeyi bırakmayacağım - Bunu senden kim istedi? | Open Subtitles | . حسناً ، أنا لا أستطيع الإستمرار بملاحقتك من طلب منك ذلك ؟ |
| Oraya kadar Seni takip edip senin kendini daha fazla nasıl kaybedeceğini görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتتبعك إلى هناك و أرى كم تفتقد كثيرا لنفسك. |
| Üç aydır Seni takip ediyorum. Daha zeki olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أطاردك لثلاثة أشهر لقد ظننتُ أنّك مجرمٌ عبقري.. |