| Düşene tekme vurmak. senin tarzın buydu. | Open Subtitles | اركل الدمية بينما هو بالأسفل لقد كان دوماً أسلوبك |
| Şirket bilgilerini araklamak senin tarzın değil. | Open Subtitles | ضرب البيانات المتعلّقة بالشركات ليست أسلوبك |
| Evet, biliyorum bu adamlar senin tarzın değil. | Open Subtitles | أجل، أعرف أن هؤلاء ليسوا من نوعك المفضل من الرجال |
| Öyleyse, senin tarzın nasılmış anlat bakalım. | Open Subtitles | في هذه الحالة دعني اسمع ما هو نوعك المفضل |
| - her şeyi bana tam oluyor. - Tam senin tarzın. | Open Subtitles | كل شيء مناسب على الأغلب هي من نمطك المفضل |
| Yumuşak oynamak hiç senin tarzın değil. | Open Subtitles | ليس من شيمتك التعامل مع العدوّ بالرأفة. |
| ve pazartesi geleceğini... Sadece senin tarzın değil. | Open Subtitles | ومع حلول يوم الإثنين لا يبدو هذا من طبعك |
| Çok boktan. Bayılacaksın, McCoy. Tam senin tarzın. | Open Subtitles | ستحبينها يا "ماكوي" لأنها تناسب أسلوب حياتك حسناً "كودي" ما هي الخطة؟ |
| Bu senin tarzın değil ki. | Open Subtitles | هذا حقاً ليس اسلوبك |
| Eski bir Wertheim kasasını sardalye konservesi gibi açmak senin tarzın değil, Kirsch. | Open Subtitles | فتح فيرتهايم قديمة مثل علبة من السردين هذا ليس أسلوبك, كيرش |
| Politik sebeplerden dolayı bir şüphelinin üzerine gitmemek pek senin tarzın değil biliyorum. | Open Subtitles | حياة الناس أعلم أن التساهل مع مشتبه به لأسباب سياسية, ليس أسلوبك |
| Gerçeği asla öğrenemezdim ama bu senin tarzın değil, değil mi? | Open Subtitles | وما كُنت لأكون الأكثر حكمة لكن ليس هذا أسلوبك ، أليس كذلك ؟ |
| "basit"in senin tarzın olmadığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | فسأفترض أن البساطة ليست أسلوبك تحديدًا، صحيح؟ |
| Ortaklarına ne yapmaları gerektiğini söylemek senin tarzın değil, biliyorum ama stilini bu şekilde değiştirmezsen, sonum gelecek. | Open Subtitles | وأعلم أن أسلوبك لا يقضي بإملاء الأفعال على شركائك لكن إن لم تجعله أسلوبك فسينتهي أمري |
| senin tarzın biraz daha gösterişli gibi duruyor. | Open Subtitles | الكثير من نوعك يُفضلون شيئاً مُتباهي أكثر |
| Güzelmiş ama senin tarzın değil gibi. | Open Subtitles | جميلة، ولكنها ليست من نوعك مع ذلك |
| Güzelmiş ama senin tarzın değil gibi. | Open Subtitles | جميلة، ولكنها ليست من نوعك مع ذلك |
| Ortaklarına ne yapmaları gerektiğini söylemek senin tarzın değil, biliyorum ama stilini bu şekilde değiştirmezsen, sonum gelecek. | Open Subtitles | واعرف ان هذا ليس نمطك لتخبر شركائك بما عليهم فعله ولكن ان لم تجعله نمطك |
| Pes etmek senin tarzın değildir. | Open Subtitles | إن الاستسلام ليس من شيمتك. |
| Ev temiz görünüyor. Pek senin tarzın değil. | Open Subtitles | المكان يبدو نظيفاً ليس هذا من طبعك |
| Hançer pek senin tarzın değil gibi. | Open Subtitles | الخنجر لا يبدو حقاً أنّه أسلوب حياتك |
| Neden senin tarzın benimkinden iyi olsun ki? | Open Subtitles | لم اسلوبك يُخالف اسلوبي؟ |