| Bu bütün sorularını cevaplamaya yeter mi, meraklı küçük adam? | Open Subtitles | هل هذه الإجابة ستجيب على كل أسئلتك أيها الرجل الفضولي ؟ |
| Bu oturumu sona erdirmeden önce bana sorularını sormanı istiyorum. | Open Subtitles | قبل ان نختتم الجلسه أريدك ان تسألني أسئلتك |
| Çok pardon. Cidden gitmem gerekiyor. Çalışman hakkındaki sorularını bana e-posta ile yollarsın. | Open Subtitles | أنا آسف , عليّ حقّاً أن أذهب أرسلي لي الأسئلة عبر الإيميل لدراستك |
| Bir arkadaşımla sinemaya gitmem lazım ve filmden önce sordukları bilgi yarışması sorularını cevaplamayı seviyorum, o yüzden şimdi çıkacağım sanırım. | Open Subtitles | من المفترض أن أقابل صديقاً لمشاهدة فلم، وأحب الاجابة عن الأسئلة التي يضعونها حول الأفلام قبل العرض لذا أعتقد أني سأخرج |
| Kendi sorularını kendi cevaplamak istiyorsa o zaman salondaki tanıklara pek ihtiyacımız kalmıyor. | Open Subtitles | على كل حال ، اذا كان يصر أن يجيب بنفسه على أسئلته فاٍن وجود الشاهد سيكون زائدا عن الحاجة |
| sorularını cevaplamayı reddediyorum. Satranç oynamayacaksan, ben mektup yazmaya gidiyorum. Sen de yat. | Open Subtitles | انا ارفض الأجابة على اى اسئلة اخرى, لو لن تلعبى الشطرنج, ساذهب لفراشى |
| O zaman senin aptal sorularını cevaplamak zorunda kalmam. | Open Subtitles | إذاً لن أضطر أن أجيب المزيد من أسئلتك البلهاء |
| Sana prim yollayayım, sorularını yüzde yüz cevaplasın. | Open Subtitles | سأرسل لك عيّنة تجيب عن أسئلتك بنسبة 100 بالمائة. |
| sorularını yanıtlayamam çünkü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لأني لا أستطيع أن أجيب أسئلتك, لأني لا أتذكر. |
| Çünkü ben, sorularını cevaplayabilirim, dostum. | Open Subtitles | فأنا أستطيع الإجابة على كل أسئلتك يا صديقي |
| Gıcık sorularını, kırmızı şarabını, yağsız peynirini. | Open Subtitles | تعلمين، أسئلتك الصغيرة المشاكسة و نبيذك الأحمر كنت أحب جبنتك الخالية من الدهن وشبك حزام مقعدك |
| Bana sorularını sor bekçi. Korkum yok. | Open Subtitles | اسألنى الأسئلة يا مراقب الجسر أنا لست خائفاً |
| Pekâla, küçük hazırlık sorularını geçtik artık. | Open Subtitles | إذن ، نحن الآن قد تعدينا تمهيدات الأسئلة الصغيرة |
| Ve itirafları, babamın bütün sorularını cevapladı. | Open Subtitles | أجل ، وإعترافاته أجابت .. علي الأسئلة .. التي كان يطرحها أبي ولكنني لست مقتنعة |
| Bu da seninde onun sorularını cevaplamanı gerektiriyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنت أيضا ستعمل أن تعرف أسئلته. |
| Sana meydan okuyorum, onun sorularını cevaplayamayacaksın. Güven bana. | Open Subtitles | أنا أتحداك أنك لن تستطيع أن تجيب على أسئلته |
| Fraulein Sayer, lütfen susun ve mahkemenin sorularını cevaplayın. Pekâlâ. | Open Subtitles | فرالين ساير عليك الانضباط والاجابة علي اسئلة هذه المحكمة. |
| Doğum yaklaşıncaya kadar ona eşlik et, sorularını cevapla, korkularını hafiflet. | Open Subtitles | رافقيها ريثما يحين وقت عمليتها أجيبي على أسئلتها وهدئي من مخاوفها |
| sorularını Tanrının bir elçisinden daha iyi kim yanıtlayabilir? | Open Subtitles | من و افضل من رسول من الله ليجاوب على اسئلتك |
| - Yalnızca varsayımlı sorularını. | Open Subtitles | اسئلتهم الإفتراضية فقط |
| Hey. Onların sorularını cevaplamak zorunda değilsin ama benimkileri cevaplayacaksın. | Open Subtitles | ربما لستِ مضطرة إلى الإجابة عن سؤاله لكنك ستجيبين عن سؤالي بكل تأكيد |
| Çocuklarının sorularını nasıl cevaplayacaklarını bilmiyorlardı. | TED | ولم يكن يعرفن كيف يجبن على أسئلة أطفالهن. |
| Tüm sorularını cevaplamak için bolca zamanım olacak. | Open Subtitles | سأوفر الكثير من الوقت لأجيب عن كل تساؤلاتك. |
| sorularını sorarsın, ben de sana her türlü cevabı veririm. | Open Subtitles | بامكانكِ طرْح أسئلتكِ كلّها ، وسأعطيكِ كل أنواع الاجابات |
| Maguire'ın sorularını menü okur gibi yanıtladınız. | Open Subtitles | كل سؤال سأله ماجواير لك , أنتى أجبتـيـه كأنك كنت تقرئيــن من قائمة طعام |
| Nihayet sorularını cevaplıyorum ama sen lafımı kesiyorsun. | Open Subtitles | ًالآن وقد أجبت عن سؤالك أخيرا. هلا ستقومين بمقاطعتي |
| sorularını cevaplarken onun ofisine bakıp durmasan olmaz mı? | Open Subtitles | أيمكن أن لا تبحث بمكتبه بينما أجيب عن أسألتك |
| Bütün boktan sorularını cevapladım. Eğer hiç bir s.k yapmayacaksanız, Defolun evimden. | Open Subtitles | لقد أجبت على جميع أسئلتكم إن لم تفعلوا شيئا فاخرجوا من منزلي |