| Basketbol gibi, boya önem verilen sporlarda, uzun sporcular daha da uzun oldu. | TED | في الرياضات التي يُقدّر فيها الطول، ككرة السلة، أصبح طول الرياضيين أطول من ذي قبل. |
| sporcular ekstrem fiziksel koşullarda su seviyelerindeki komplikasyonlar yüzünden sıkça, yüksek hidrasyonun kurbanı olurlar. | TED | الرياضيين عادة هم ضحايا زيادة المياه بسبب المضاعفات في تنظيم مستوى المياه في الظروف الفيزيائية الشديدة. |
| Sporda steroid kullanan sporcular hakkında ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | ما رأيك في الرياضيين الذين يتعاطون السترويد؟ |
| Çalışmanın birinde görebilen ve göremeyen sporcular kazandıklarında veya kaybettiklerinde aynı duygusal ifadeleri sergilediler. | TED | وفي دراسة، الرياضيون المكفوفون والمبصرون أظهروا جميعاً نفس التعبيرات العاطفية لدى ربح أو خسارة منافساتهم. |
| sporcular öncekinden farklı bir zihniyete sahip. | TED | يمتلك الرياضيون الآن عقلية مختلفة تمامًا. |
| Şimdi iyi sporcular olsunlar diye başkalarını eğitiyor. | Open Subtitles | وهو الآن يقوم بتدريب الآخرين ليصبحوا أفضل رياضيين |
| Benden iriler. Birinci sınıf sporcular. | Open Subtitles | حسناً، إنهم أكبر مني رياضيون على تصنيف عالمي |
| sporcular toplum hayatımızda çok önemli bir rol oynuyor, ama ne yazık ki, bazı profesyonel sporcular iyi örnek oluşturmuyorlar. | Open Subtitles | و الرياضيون يلعبون دوراً مهماً في مجتمعنا ولكن للأسف بعض الرياضيين المحترفين ليسو بقدوة حسنة |
| Benim bir plânım var. Elveda sporcular. | Open Subtitles | لدي مشاريع اليوم , وداعاً أيها الرياضيين |
| Günümüz kültüründe, sert erkekler, sporcular ve ünlülerin seks kasetleri sayesinde, iyi bir şöhretin hiçbir değeri kalmadı. | Open Subtitles | صورتي في هذه المدرسة لقد أدركت الآن أن ثقافة اليوم للأولاد الرياضيين الأشقياء و الأشرطة الجنسية للمشاهير |
| - Aslında bir boşluk var gibi çünkü sporcular olmasa da sporu kullanabiliriz. | Open Subtitles | -هنالك نوع من المنفذ لأنه حتى من دون الرياضيين لازال بإمكانك إستخدام الرياضة |
| En güçlü sporcular bile boylarının iki katı yüksekten güvenle atlamakta zorlanırlar. | Open Subtitles | حتّى أقوى الرياضيين الآدميين يكافحون للوثب بأمان لعلو يناهز ضعفي أطوالهم. |
| Şok haber. sporcular hep kullanır. | Open Subtitles | سبق صحفي كبير الرياضيين يتناولون المنشّطات |
| Ödüllü ve madalyalı sporcular takımlarından yalnızca fiziksel olarak değil, duygusal ve zihinsel olarak da yaralanarak ayrılıyorlar. | TED | مع جوائز وميداليات، غالباً ما يغادر الرياضيون فرقهم محطمين، ليس فقط جسدياً، بل شعورياً ونفسياً أيضاً. |
| sporcular sıkça yakalanır. Verem adamı sinsice yakalar. | Open Subtitles | الرياضيون يصابون به دائمًا السُل قد يُصيب أي شخص |
| Tabii sporcular öfkelerini kontrol edebilselerdi, kimse spor müsabakalarıyla ilgilenmezdi. | Open Subtitles | طبعاً لو تحكَّمَ الرياضيون بغضبهِم لما اهتَمَ أحدٌ بالرياضَة |
| Gerçek sporcular gerçek hareketler yapıyorlar. | Open Subtitles | إنه التقليد , رياضيين حقيقيين يقومون بحركات واقعية |
| Onlara tezahüra yapan yüzlerce hayranın önünde oynayıp ve onbinlerce dolar kazanan seçkin sporcular. | Open Subtitles | هم رياضيين خاصَ جَعْل الآلافِ دولاراتِ يَلْعبُ أمام المِئاتِ هِتاف أنصارِ. |
| Bu sırada ünlüler, sporcular, hatta yakın bir iş arkadaşınız bile yaşamına son verdi. | Open Subtitles | و في خلال ذلك الوقت ، مشاهير و رياضيون و حتى زميل لك قد أنهوا حياتهم |
| Biz sporcular... bununla başa çıkacağız. | Open Subtitles | نحن رياضيون سوف نهتم بهذا الأمر |
| Bu sporcular, oyunlarda yer alabilmek için çok büyük fedakarlıklar yapmışlardı. | TED | هؤلاء الرياضين ضحوا بكل شيء ليتسابقوا في السباقات |
| Her yıl Amerika Birleşik Devletleri'nde, sporcular ve eğlence faaliyetleri ile uğraşanların 2,5 ila 4 milyon kadarı beyin sarsıntısı yaşamaktadır. | TED | كل عام في الولايات المتحدة، يتعرض لاعبو الرياضة والأنشطة الترفيهية لما بين 2.5 و 4 ملايين حالة ارتجاج دماغي. |
| aşina olmayanlarınız için Özel Olimpiyatlar, zihinsel engelli sporcular içindir. | TED | لأولئك الذين ليسوا على دراية بالأمر، الألعاب الأولمبية الخاصة موجهة للرياضيين ذوي الإعاقة الذهنية. |