| Merak ediyordum da yanaştıktan sonra bizi törenle mi karşılayacaklar? | Open Subtitles | كنتُ أتساءل، أيخططون لإقامة مراسم عندما نبلغ هناك؟ |
| Sanırım bir çeşit dinsel törenle Amaru'ya ibadet ediyor. | Open Subtitles | أعتقد هو يصلّي إلى أمارو خلال نوع من مراسم. |
| Bu basit ama hareketli törenle ben de sizleri, karı koca ilan ediyorum. | Open Subtitles | وبهذه المراسم البسيطة المؤثرة أعلنكما زوجاً وزوجة. يمكنك تقبيل العروس |
| Sevdiklerimizi bir tür törenle uğurlamamızın.... ... sebeplerinden biri budur. | Open Subtitles | وهي السبب الوحيد الذي يجعلنا نودع أحبائنا بنوع ما من المراسم |
| Güzel bir törenle evleneceğiz ve bir sürü çocuk yapacağız. | Open Subtitles | وسنتزوج قى إحتفال فخم وننجب أولاد كثيرون كرونك المحب |
| Ellie, hayallerin gerçek oluyor. Bana kalsa, kumsalda küçük bir törenle evlenecektim. | Open Subtitles | أذا كان هذا عائد إلى فسيكون مجرد إحتفال على الشاطيء |
| Ay geçen develerin üstünde gezdiğinde gece ay ile birlikte ilerlediğinde yıldızlar bir törenle takip ederken... | Open Subtitles | "حينما يرتحل القمر وراء الجمال المارة" "ويتقدم الليل جنباً بجنب مع القمر" "تلحقهم النجوم فى موكبهم" |
| Ve bugün, senatör Patrick Darling törenle yeminini edecek. | Open Subtitles | واليوم سيقدم عضو مجلس الشيوخ باتريك دارلنق مراسم أداء اليمين |
| Aynı zamanda Dorne'da gizli bir törenle başkasıyla evlendirmiş. | Open Subtitles | وتزوجه مرة أخرى إلى شخص آخر في نفس الوقت في مراسم سرية في دورن. |
| General Hammond bize madalyalarımızı üste, özel törenle verecek. | Open Subtitles | الجنرال " هاموند " سيعطينا الأوسمة فى مراسم خاصة فى القاعدة |
| Lara Tyler ve James Arber'ın bugün küçük ve zevkli bir özel törenle sonunda evlendiklerini teyit edebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اؤكد ان (لارا تايلر) و (جيمس أربر) تزوجا أخيراً اليوم بحفلٍ ذو مراسم صغيرة ولائقة |
| Asan Körfezi Kuş Barınağı'nın uzun süredir geciken imarı ezber bozan bir törenle bugün kaldığı yerden devam etmeye başladı. | Open Subtitles | في مراسم وضع حجر الأساس اليوم، مع الرئيس جانغ هيون سيوك ،منْ شركة جوك-دونغ للتطوير، خضر كلاً منْ المُستشار كانغ يونغ سوك |
| Bay Muhteşem ve Görünmez Kadın olarak da bilinen, Reed Richards ve Susan Storm bugün New York'da yapılan bir törenle, yeniden evlenmeyi deneyecekler. | Open Subtitles | المعروفان أيضاً بـ(السيد خارق... ) و(المرأة الخفية)... سيحاولان ثانية أن يعقدا قرانهما اليوم في مراسم في (نيويورك) |
| törenle ilgili planlarda değişiklik oldu. | Open Subtitles | بخصوص المراسم يوجد تغير بالخطط |
| Bu törenle beraber, ruhlarınız birbirine bağlanacak ve sonsuza dek birlikte olacak. | Open Subtitles | "بهذه المراسم ستتحد روحاكما في رباط أبديّ" |
| Bir törenle bir şey değişmeyecek. | Open Subtitles | المراسم لن تغير أي شيء |
| Diğerleriyle dini bir törenle evlenmiş. | Open Subtitles | واحدة، الأخريات تزوجن في إحتفال ديني |
| Büyük bir düğünün üzerimde yarattığı baskıyla başa çıkamadığımı fark ettim bu yüzden Will'e eğer evleneceksek bunu gizli bir törenle özel bir yerde ve sevdiğimiz insalarla yapamk istediğimi söyledim. | Open Subtitles | لقد إكتشفت أني لا أستطيع إحتمال ضغط زفاف كبير، لذلك أخبرت (ويل)، إذا كنا سنتزوج، فأنا أريد إحتفال حميمي |
| Bugün başkentte düzenlenen hüzünlü bir törenle Başkan Yardımcısı Nance... yemin ederek Birleşik Devletlerin 45. başkanı oldu. | Open Subtitles | ففي إحتفال متواضع، نائب الرئيس ( غاري نانس)... أدى اليمين رسمياً اليوم كرئيس للـ(الولايات المتحدة الأمريكية) الخامس والأربعون |
| Ay geçen develerin üstünde gezdiğinde gece ay ile birlikte ilerlediğinde yıldızlar bir törenle takip ederken... | Open Subtitles | "حينما يرتحل القمر وراء الجمال المارة" "ويتقدم الليل جنباًالى جنب مع القمر" "وتلحق بهم النجوم فى موكبهم" |