"tüketici" - Translation from Turkish to Arabic

    • المستهلك
        
    • المستهلكين
        
    • الاستهلاكية
        
    • كمستهلكين
        
    • مستهلك
        
    • الإستهلاكية
        
    • استهلاكية
        
    • كمستهلك
        
    Bir tüketici cep telefonunda ortalam bir saat alışverişe harcıyor. TED في المتوسط، قد يأخذ المستهلك ساعة على هاتفه أثناء التسوق.
    Ve dört, tüketici davranışlarını kökten bir şekilde şoka uğratan global bir durgunluk. TED ورابعاً ،الكساد العالمي الذي هز جذريا سلوكيات المستهلك.
    Kamusal konular üzerine olan tartışmalarda tüketici kelimesini kullandığınız sürece vermiş olduğumuz mücadelenin kalitesini düşürmüş olacaksınız. TED وطالما كنت تستخدم كلمة المستهلك في المناقشة العامة ، سوف تكون مهينة لنوعية المناقشات التي نحققها.
    Bu kararlar, yıllar süren devamlı aktivist hareketler, hissedar ve tüketici müdafaaları sonucunda alındı. TED كان كل هذا نتيجة عقود من النضال المستمر، ومن العمل على توعية مستثمري الشركات وتوعية المستهلكين.
    Çünkü bu laboratuvar tüketici ürünlerini hayvanlar üzerinde acımasızca test ediyor. Open Subtitles لان هذا المختبر ، يختبر المنتجات الاستهلاكية على الحيوانات قبل بيعها
    Genom bilimine yönelik tüketici uygulamaları anında ortaya çıkmaya başlayacaktı. TED سوف تزدهر تطبيقات المستهلك في علم الجينوم.
    Tabi ama bu yüzden tüketici hiç bir farkın olmadığını söyler. TED ولكن المستهلك سيقول انه لا مشكلة في ذلك .. ذلك تغير طفيف
    Ölçek uyarlamasının olduğu bir dünyada tüketici yakınlığı yeni kural. TED في عالم نطاق التخصيص قرب المستهلك هو المعيار الجديد
    tüketici pazarlarına yakın üretim yapan yeni model çok daha temiz, çevre için çok daha iyi olacak. TED أما النموذج الجديد، الصنع بجوار سوق المستهلك سيكون أكثر نظافة وأفضل بكثير للبيئة
    Louisiana yasasında 10 yıldır bekletilen bir tüketici koruma yasa tasarısı bizim faaliyetlerimiz ardından geçti. TED فقانون حماية المستهلك الذي كان متوقفًا لدى صانعي القرار في لويزيانا لمدة 10 سنوات أصبح مفعّلًا بعد تأسيس شركتنا.
    Sonuç olarak, özgünlük yeni tüketici hassaslığı haline geliyor. TED إذا، تصبح الأصالة هي حساسية المستهلك الجديد.
    Ancak bu harika erişimle birlikte yaratıcı ve tüketici arasında bir bölünme oluşmasını sağladık ve ikisi arasındaki ilişki daha çok tek yönlü hale geldi. TED لكن مع العملية المدهشة، سمحنا بالفصل بين المنشئ و المستهلك. والعلاقة فيما بينهما أصبحت في اتجاه واحد.
    Fakat bu bilgi mevcudiyeti ve şeffaflık konu tüketici ürünleri olduğunda neredeyse tamamen yok oluyor. TED ولكن توافر مثل هذه الشفافية في المعلومات قد يختفي كلياً تقريباً عندما يتعلق الأمر بمنتجات المستهلك.
    Ama sonunda, tüketici düzeyinde birkaç yüzdeden bahsediyoruz. TED لكن في النهاية، نحن نتحدث عن نسبة قليلة على مستوى المستهلك.
    Bunu anlamak için, ve bunun özellikle altını çiziyorum; bu durum tüketicilerin geri çekilmesi ile ilgili değil. tüketici güç kazandı. TED ولكي نفهم هذه النقطة و التي سوف اركز عليها فإن ا لمسالة ليست في تراجع دور المستهلك بل ان المستهلك قد أصبح فعالا
    Şimdi bu örüntü, tüketici modellemeleri ve perakende alışverişte de görülüyor, yani alışveriş yapmayı seçtiğimiz yerler. TED ويمكن ملاحظة هذا النمط في نماذج إنفاق المستهلكين في تجارة التجزئة، بمعنى، الأماكن التي نختار أن نتسوق فيها.
    Bir de ultra uygunluk için tüketici ihtiyacı söz konusu. TED ومن ثم هناك حاجة المستهلكين للراحة الكلية.
    Firmaların benimsemeye başladığı bu yüzdeyüz şeffaflık ve açıklık politikasından büyük bir güçlenme ve artış görüyoruz, çünkü tüketici bunu talep ediyor. TED ستشهدون بزوغ بعض القوى كنوع من الشفافية الكاملة والإنفتاح الذي بدأت الشركات بتبنيه كل ذلك لأن المستهلكين يطلبونه
    Bence bunu tüketici yaşam tarzı olarak değerlendirebilirsiniz. TED اعتقد انك يمكن أن يطلق عليه نمط الحياة الاستهلاكية.
    tüketici konumundaki zombilerin parlak ve işe yaramaz şeylere duyduğu akılsızca istek falan filan. Open Subtitles لقد فهمت الامر , الزمبى كمستهلكين بدافع الرغبة الطائش يحصلوا على الاشياء اللامعة الغير مجدية بلاه بلاه بلاه.
    Her ay 500 milyon tüketici telefonlarıyla alışveriş yapıyor. Bunu şöyle de ifade edebiliriz: Bu rakam ABD, Birleşik Krallık ve Almanya'nın toplam nüfusu demek oluyor. TED كل شهر، 500 مليون مستهلك يقومون بالشراء عن طريق هواتفهم الخلوية، ولتوضيح ذلك بشكل أدق، هذا يعادل عدد السكان في الولايات المتحدة والمملكة المتحدة وألمانيا مجتمعين.
    Gerçekten de bizim tüketici toplumumuz büyük oranda cazibe sermayesine dayanmaktadır. TED بالطبع، مجتمعاتنا الإستهلاكية مبنية بشكل واسع على رأس مال الإغواء
    Cuma öğleden sonrası, 2009 Noel'inden birkaç gün önce. San Francisco'daki bir tüketici ürünleri şirketinin operasyon müdürüydüm ve devam etmekte olan bir toplantıya çağırıldım. TED مساء الجمعة، قبل أيام قليلة من عيد الميلاد لعام 2009. كنت مدير دائرة العمليات في شركة منتجات استهلاكية في سان فرانسيسكو وتمت دعوتي إلى اجتماع كان قد بدأ مسبقاً.
    Salona, tek bir tüketici olarak girmiş olabilirsiniz, ama tiyatro, görevini yerine getirirse, kendinizi bir bütünün, toplumun bir parçası olarak hissetmiş ayrılırsınız. TED ربما دخلتم ذلك المسرح كمستهلك فردى، لكن إذا كان المسرح يقوم بعمله، فقد خرجتم بالشعور كجزء من كل، كجزء من مجتمع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more