| Saçmalık ! Tüm bunlar senin yaşayan, düşünen bir yaşam formu olduğunu ispatlamaz. | Open Subtitles | هراء لا يوجد دليل على هذا كله بأنك حي وتفكر بشكل الحياه واساليبها |
| Bu yüzden babanın adını verdi. Tüm bunlar hilenin bir parçasıydı. | Open Subtitles | لهذا كتبت اسم الوالد كان هذا كله جزءا من خطة تلاعبها |
| Tüm bunlar sayesinde galakside hayat var mı, yoksa sadece biz miyiz sorularına yanıt verebileceğiz. Cevap ne olursa olsun | TED | كل هذا سيساعدنا لفهم سواء كان الكون زاخرا بالحياة أو سواء، بالطبع، نحن فقط من نعيش فيه. كلا الجوابين، بخصوصيتيهما، |
| Oh, Tüm bunlar korkunç. Dikkatini dağıtmaya ihtiyacın var tatlım. | Open Subtitles | هذا الأمر برمته بغيض جداً تحتاجين ما يلهيك |
| Ve böylece, Tüm bunlar beni burada olduğum için heyecanlandırıyor, çünkü hayat sonsuz. | TED | وهكذا، فإن هذا الأمر كله قد قدر لي أن أكون مسرورا لوجودي هنا، لأن الحياة محدودة. |
| Bundan 13 yıl önce şirketi ilk kurduğumuzda Tüm bunlar beklemediğimiz dinamiklerdi. | TED | لذا كل هذه المتغيرات لم نتوقعها حين أسّسنا الشركة قبل 13 عامًا. |
| Belki Tüm bunlar tesadüf olabilir ama kesin bir şey var. | Open Subtitles | الآن لَرُبَّمَا كُلّ هذا صدفةُ لكن شيءَ واحد بالتأكيد |
| Yani Tüm bunlar özenle hazırlanmış bir intihar planı mıydı? | Open Subtitles | إذاً كُل هذا كانَ خِطةً مدروسَة للانتحار |
| Hala Tüm bunlar için onca insanı neden... öldürdüklerini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا زالت لا افهم لم يقتلون الناس لاجل هذا كله |
| Çocukluğum, golf, ve Tüm bunlar, güçlerle bir olma sürecidir. | TED | ومن خلال طفولتي ولعبي لكرة الجولف ان هذا كله عملية الانضمام للقوى |
| Tüm bunlar oyunun bir parçasıysa, artık aklım ermiyor bu işe. | Open Subtitles | إذا كان هذا كله جذءاً من اللعبة فهو خارج إدراكي في هذه اللحظة |
| Haftaya Tüm bunlar vizelerde var, ...okumanızı tavsiye ederim. | Open Subtitles | لان هذا كله سوف يكون في إمتحان نصف العام الاسبوع القادم, لذلك أنا أريدكم أن تقرؤها كلها |
| Tüm bunlar başlamadan önce, bana defalarca kendini ne kadar kaybolmuş hissettiğini söyledin. | Open Subtitles | أخبرتني كثيراً كيف كنت تشعر بالضياع قبل أن يبدأ هذا كله |
| Tüm bunlar, evrimin yalnızca küçük bir solak nüfusu yaratıp bunu binyıllar boyunca sürdürmesinin bir sebebi olduğunu gösteriyor. | TED | كل هذا يقتضي أن هناك سببًا أن التطور أنتج هذه النسبة الصغيرة من العسراء، وحافظ عليها لمدة آلاف السنين. |
| Tüm bunlar biz insanların yaptığı şekilde yapılıyor ve eğer Milo'nun gerçekçi gözükmesini istiyorsak bu çok önemli bir nokta. | TED | ومرة اخرى كل هذا صمم لكي يتحاكي مع الافعال الحقيقية للبشر وكان هذا ضروري جدا لكي يبدو مايلو حقيقيٌ جداً |
| Efendim. Sormamın sakıncası yoksa... Afedersiniz, Tüm bunlar biraz yeni de. | Open Subtitles | سيدي، لو لم تمانع سؤالي، آسفة، لكن كل هذا جديد عليّ |
| Tüm bunlar beni biraz kayıp ve boş... hissettiriyor. | Open Subtitles | . . الأمر برمته لم يتركني الا نوعا ما .. |
| Geriye baktığımda Tüm bunlar oldukça normal geliyordu bana. | TED | لكن بدا الأمر كله طبيعيا جداً، مروري بهذا. |
| İşte Tüm bunlar Maya, ve o hala sadece Maya. | Open Subtitles | مايا هي كل هذه الأشياء ورغم ذلك هي فقط مايا. |
| Ve Tüm bunlar bitiğinde, eğer hala hayatta olursan, o zaman soruşturmanı yaparsın. | Open Subtitles | وعندما ينتهي كُلّ هذا إذا أنت وأنا كنا احياء لقد اغلق التحقيق |
| Ama bu doğruysa Tüm bunlar ne için? | Open Subtitles | ,لكّن ان كان هذا صحيحاً فلِما كُل هذا العناء؟ |
| Ama eğer uzaylılar oradaysa, galaksideki tüm bilgilerin toplamına kıyasla Tüm bunlar hiçbir şey. | Open Subtitles | ولكن إذا كانت المخلوقات الفضائية موجودة هناك, كلّ ذلك هو لا شيئ مقارنة مع مجموع المعرفة في المجرة. |
| Eğer Tüm bunlar doğruysa, böyle bir zımbırtıyla ne yapmayı düşünüyorsun? | Open Subtitles | لو ان كل ذلك حقيقى ماذا تتوقع ان تفعله هذه البدعة؟ |
| Tahmin edeceğiniz üzere Tüm bunlar beni müthiş büyüledi. | TED | ولذا وكما يمكنك الرؤية لقد كنت مندهشًا جدًا بكل هذا. |
| Tüm bunlar Ultima National Resources ile ilgili. | Open Subtitles | هذا الأمر كلّه بشأن مؤسّسة "ألتما" للموارد الوطنيّة |
| Tüm bunlar, tabii ki toplumun yapısı üzerine korkunç miktarda stres binderecek. | TED | وبطبيعة الحال، سيكون لكل هذا تأثير هائل على نسيج المجتمع. |
| Yani Tüm bunlar Monaco Prensliği'nin iyi kalpli insanlarının yararına? | Open Subtitles | إذاً فكل هذا هو لصالح الناس الطيبين من إمارة موناكو؟ |
| Tüm bunlar hakkında kendisi ne düşünüyor onu çok merak ediyorum. | Open Subtitles | سأكون مهتماً جداً أن أعرف شعوره بشأن هذا الأمر برمّته |
| Tüm bunlar Mucizeler Sokağı'ndaki evler için. | Open Subtitles | كلّ هذه من أجل المنازِل الموجودة داخِل منطقة المُعجِزات |