| Tüm o kadınları bir yerde toplamak yetenek ister. Yetenek budur işte. | Open Subtitles | يتطلب الأمر الموهبة لجمع كل هؤلاء الفتيات في مكان واحد، تلك موهبة |
| Tüm o insanlar buraya aynı anda nasıl getirilebilir ki? | Open Subtitles | كيف تجمع كل هؤلاء الناس هنا في وقت واحد ؟ |
| Tüm o yaptıkların ve göldeki anlar... Demek işini yapıyordun ha? | Open Subtitles | اذا فالبحيرة وكل شيء، كل ذلك كان من أجل مهمتك، صحيح؟ |
| Golf oynayarak güzel bir gün geçireceğimi, beni şeytanmışım gibi gören ve bir çeşit karabasanmışım gibi davranan Tüm o insanlardan uzaklaştığımı sanıyordum. | Open Subtitles | بعيد عن كل أولئك الناس الذين قاموا بتشويه صورتي وجعلوني أبدو مثل شخص شرير على الرغم أنه تمت برائتي من قبل لجنة التحكيم |
| Yani demek istediğim, Tüm o gördüğünüz şeyler bir dümendi. | Open Subtitles | أعني، كلّ تلك الأشياء التي رأيتماها قد قمتُ بالتلاعب بها. |
| Onu savaş değiştirdi meydana gelen Tüm o kötü olaylar. | Open Subtitles | أنها الحرب التي غيرته كل تلك الاحداث الفظيعة التي حدثت |
| Tüm o kin ve zehrini kus üstüme. | Open Subtitles | كلّ ذلك النكد، وكل ذلك السمّ فقط ألقه عليّ |
| Bak, eğer Tüm o çocuklar birbirlerine karşı bu sihiri kullanıyorlarsa, | Open Subtitles | لو أنّ كل هؤلاء الأطفال يَستخدمون التَعاويذ السحريّة ضدّ بعضهم البعض، |
| Kağıt üzerinde, Tüm o adamlar dini bir şirket değil mi? | Open Subtitles | على الورقة , كل هؤلاء الأشخاص يعملون أعمال دينية , صحيح؟ |
| Tüm o yeni yeşil kentselliği yansıtmak için belirgin cezbedicilikle çok güçlü mıknatıslar gibi olmalılar. | TED | عليها أن تكون قوة جذب مع روح فريدة لتستقبل كل هؤلاء القادمون الجدد. |
| Evlerinde oturup, denizcilerin hayatlarını tehlikeye atarak ayaklarına getirdiği şeylerin tadını çıkaran ama bir damla içkiye dokunsalar zavallılardan nefret eden, hatta senin benim gibi onlara iyilik etmeye çalışanlara dudak büken Tüm o aptalların anlaması için. | Open Subtitles | كل هؤلاء المدللين التافهين القابعين في بيوتهم علي أرائكهم ينعمون بوسائل الراحة |
| Tüm o kuvark ve süpercisim zırvaları. Ben hepsini biliyorum zaten. | Open Subtitles | كل ما يخص الكوارك و الأوتار الفائقة، كنت أعرف كل ذلك |
| Tüm o cinayet konuşmaları dedikodu. Bana sorarsan tamamen palavra. | Open Subtitles | كل ذلك الكلام عن القتل اشاعة, وان سالتني, تلك تفاهة |
| Sizden önce gelenlerin hissettiği Tüm o hayreti siz de hissedin. | Open Subtitles | قد تشعر بالتعجب الذي انتاب كل أولئك الذين اتوا من قبلك |
| Tüm o çocuklara ulaşamam. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيع الوصول الى كل أولئك الأولاد |
| Bu benim Tüm o hayatlar için ödemem gereken kefaret. | Open Subtitles | هذا ما عليّ فعله للتعويض عن كلّ تلك الأرواح المهدورة |
| Tüm o duygular etrafta uçuştuğu için ortalık dağılıyor mu? | Open Subtitles | هل يغدو الأمر فوضويًّا مع كلّ تلك المشاعر المترامية هنا وهناك؟ |
| Yani bilirsiniz, suç filmlerinde olan Tüm o havalı şeyler. | Open Subtitles | تعرفين, كل تلك الاشياء الرائعة التي تريها فقط في الافلام |
| Tüm o liman şehirlerine yaptığı gezilerin sebebi netleşti. Ödemelerin ve gizliliğin de. | Open Subtitles | وهو ما يُفسّر كلّ ذلك السفر لتلك المُدن ذات الميناء، والمدفوعات، والسرية. |
| Tüm o ağaçlara bunu garip bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | يبدوا أن شيئاً ما غريباً فعل هذا بكل تلك الأشجار |
| Sheila, Tüm o yıllar boyunca bu kasabada kalmamın tek nedeni sendin. | Open Subtitles | شيلا، أنت السبب بقيت في هذه البلدة كلّ هذه السنوات. |
| Tüm o insanlar bütün bu ölümler hakkında kızgınlar. | Open Subtitles | مع كل هؤلاء الناس الغاضبون من جميع تلك الوفيات |
| Onu çevirerek, Tüm o yabancı ve uzak yerlerin isimlerini okuyarak saatler harcadım. | Open Subtitles | أمضيت ساعات وأنا فقط أحركها بهدوء أقرأ الأسماء لكل هذه الأماكن الغريبة البعيدة.. |
| Her zaman para için bu işin içinde oldun. Yoksa yaptığın Tüm o meme işleri, dünyaya borcunu ödemek için miydi? | Open Subtitles | أَو هَلْ كُلّ تلك الوظائفِ ثدي طريقِكِ مِنْ الإعادة كَانتْ العالمُ؟ |
| - Ama Tüm o insanlar gece yarısı soğuk denizde donarak ölüyorlar. | Open Subtitles | ولكن جميع هؤلاء الأشخاص يتجمدون حتى الموت في منتصف الليل على المياه الجليديه. |
| Peki Tüm o hayvanları ne yapacaksınız? | Open Subtitles | انتهوا اذا ماذا ستفعل بكل هذه الحيوانات؟ |
| Sana anlattığı Tüm o yalanlara sana karşı tüm ilgisizliğine rağmen. | Open Subtitles | , بالرغم من كل الأكاذيب التي قالها لكِ كم أنه تجاهلكِ |
| Burada Tüm o duyulamayan sesler için bulunuyorum. | Open Subtitles | أنا هنا لكل تلك الأصواتِ التي لا يمكن أن تسمع |