| Aramak istedim, ama Tüm zamanını boşa harcamak istemedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أتصل لكن إعتقدت أنه لا يجب أن أهدر كل وقتك |
| Tüm zamanını ve enerjini onu öldürmek için harcıyorsun. | Open Subtitles | كنت تهدر كل وقتك و . طاقتك في المحاولة لقتله |
| Tüm zamanını evi terk etmeden telefonda geçirerek süper ajanlık mı oynayacaksın? | Open Subtitles | إذا ستقضي كل وقتك بلعب دور الجاسوس الخارق, تقطع خطوط الهاتف, و لا تغادر المنزل؟ لا.. |
| Yani teknik olarak, her zamankinden daha fazla ömrümün sonundayım, dünyanın Tüm zamanını her zamankinden daha fazla hissetiyorum. | Open Subtitles | أقرب لنهاية حياتي من أي وقت مضى أنا بالواقع أشعر أكثر من أي وقت مضى بأنني أملك كل الوقت في العالم |
| Tüm zamanını Dewey Cox'u düşünerek geçiremezsin. | Open Subtitles | لا تستطيع تمضيه كل الوقت بالتفكير بــ ديوي كوكس |
| Tüm zamanını arkadaşları ile Pilar' da Alman denizaltısı avlayarak geçirdi. | Open Subtitles | لقد توقفه عن الكتابة وامضى كل وقته مع اصدقاء في الصيد |
| Albay Tüm zamanını bize iyi bir hayat vermek için harcıyor. | Open Subtitles | العقيد يقضي وقته كله من أجل أن يقدم حياة جيدة لنا |
| Hadi ama, Tüm zamanını onunla geçiriyorsun, sonra da tüm o mazeretleri ortaya atıyorsun. Neden peki? | Open Subtitles | هيّا، أنت تقضين معظم وقتك معه وبعد ذلك تختلقين كل هذه الأعذار |
| İşimiz bittiğinde Tüm zamanını gevezelik ederek geçirebilirsin. | Open Subtitles | حين ننتهي، يمكنكِ أن تقضي كل وقتكِ بالأحاديث التافهة. |
| Tüm arkadaşlarım gitti. Ernessa Tüm zamanını Lucy'nin odasında geçiriyor. | Open Subtitles | جميع أصدقائي رحلوا أرنيسا قضت كل وقتها في غرفة لوسي |
| Tüm zamanını ve paranı süper bir giysi için harcadın ve onunla ne yapıyorsun? | Open Subtitles | قضيت كل وقتك ومالك باختراع حلة خارقة، وماذا تفعل بها ؟ |
| Tüm zamanını bu aptal oyunu oynayarak mı geçiriyordun? | Open Subtitles | قضاء كل وقتك في هذه اللعبة الغبية |
| Şimdi de Tüm zamanını bu kitaplarla harcayan sensin. | Open Subtitles | والآن أنت تقضين كل وقتك مع هذه الكتب |
| Aramak istedim, ama Tüm zamanını boşa harcamak istemedim. | Open Subtitles | ..... لقد أردت أن أتصل لكن إعتقدت أنني لا يجب أن أضيع كل وقتك |
| Tüm zamanını kızların bacaklarına masaj yapayım derken kazanman imkansız. | Open Subtitles | -لا يمكنك ان تفوز اذا قضيت كل وقتك في تدليك سيقان الفتيات |
| dünyadaki Tüm zamanını alıyor. | Open Subtitles | تأخذ كل الوقت الموجود في العالم |
| Ve o bizimle Tüm zamanını geçirdi. | Open Subtitles | كان يقضي كل الوقت معنا |
| Tüm zamanını, parasını pahalı bir davaya harcayıp sonunda da kendini rezil eden bir adam görüyorsunuz. | Open Subtitles | إنه رجل قد استنفذ كل وقته و موارده في محاكمة كلفته الكثير، ناهيكم عن ما تعرض له من إذلال |
| Fabrikadaki çalışma süresinin yarıya indirilmesinden beridir... Tüm zamanını birşeyleri tamir etmekle harcıyor. | Open Subtitles | تعلم.. منذ أن خفض المصنع ساعاته ... يمضي كل وقته بتصليح الأشياء. |
| Ve öğretmeye de hakkı vardı, çünkü Tüm zamanını öğrenerek geçirmişti. | Open Subtitles | وله الحق كله بأن يُعلم لأنه أمضى وقته كله يتعلم |
| Asıl saçmalık, Tüm zamanını Melanie'yle ilgili rakam oyununa odaklanarak harcaman. | Open Subtitles | السخيف هو أنكَ تقضي معظم وقتك مركز على لعبة الأرقام الصغيره مع ميليني |
| Tüm zamanını ailesinden uzakta geçirdi ya da sessiz sedasız kitap okuyarak. | Open Subtitles | "لقد أمضت كل وقتها وهي منعزلةٌ مع عائلتها" "أو بين صفحات الكتب" |