"tırmanıyor" - Translation from Turkish to Arabic

• يتسلق
• يصعد
• تسلق
• تتسلق
• يزحف
• المربوطة
• يشق
• ويتسلق
• يتسلقون
• تصعد

Patron, bu çocuk sanki merdiven varmış gibi dağlara tırmanıyor!
. أيها الزعيم ، هذا الولد يتسلق الجبل كما لو أنه بضع درجات سلم

Adam hayır işleri için tüm dünyayı dolaşıyor dağlara tırmanıyor, uçak kullanıyor.
انه يطوف العالم و يقوم بالاعمال الخيرية يتسلق الصخور يحلق بالطائرات

Peşinden her gittiğimde daha da yükseğe tırmanıyor.
في كل مرةٍ اصعد خلفهُ فهوَ يتسلق إلى الأعلى

Hala besin zincirinde yukarı doğru tırmanıyor.
وان النفط .. الان يصعد في السلاسل الغذائية

Salağın biri tahıl öğütücüsüne tırmanıyor ve insanlar da izliyor işte.
شخص مجنون تسلق سلم الحبوب والناس تريد المشاهدة

Bu harika bir fikir. Uçurtma planörle uçuyor, buzlara tırmanıyor.
هي فكرة رائعة، هي تمارس الطيران الشراعي، تتسلق الجبال الجليدية

Sevişmek için arıyor, ve sonra pencereme tırmanıyor.
يضرب لي حتى للمكالمات الغنيمة, ثم يزحف في نافذتي.

İki. Bilinmeyen kişi arka duvara tırmanıyor, bekleyin.
من إثنان، المجهول يتسلق الحائط الخلفي، وأنا أنتظر بالخارج

Bu bir sır. Hayvan etkin bir şekilde kayarak tırmanıyor ve bakın -- ve faaliyet, aslında, son derece, saygıyla zemini kapıyor.
إنه سر. يتسلق الحيوان بفعالية بالإنزلاق والنظر -- والفعل، في الواقع، وبشكل رهيب، مع الإحترام للقافزين على السطح.

Vücudunuz aynı duvara tırmanıyor.
ما زال جسدك يتسلق الجدار ذاته.

Baksana nasıl tırmanıyor?
أنظر إليه وهو يتسلق , هلا فعلت ؟

İpi tırmanıyor. Ve bize yaklaşıyor.
أنه يتسلق الحبل و يحرز تقدما على حسابنا

Binalara,gökdelenlere tırmanıyor. Ve paraşüt takıyormuş!
يتسلق المباني وناطحات السحاب، ويقفز بالمظلات!

Gâliba, bir şeyler siktiğimin beynimde yukarılara doğru tırmanıyor!
أعتقد أنني أشعر بشيء يصعد السلالم في دماغي اللعين!

Kolunda, omzuna doğru tırmanıyor.
إنّه على ذراعكَ و يصعد إلى كتفكَ

Merdivene tırmanıyor. Bunu daha önce kimse düşünmemişti...
تسلق السلالم, لم يفكر أحد بذلك من قبل

İşte Ann'in istediği bu. O dışarıda kanoculuk yapıyor olmak istiyor. O dışarıda dağlara tırmanıyor olmak istiyor.
هذا ما ارادته آن ، أرادت ان تكون بالخارج تجدف، ارادت ان تتسلق الجبال.

Karıncalar ağzıma tırmanıyor ve benim hiç umurumda değil!
يزحف النمل إلى داخل فمي ولا أكترث لذلك

Bacaklarıma tırmanıyor.
المربوطة بساقيّ.

Bu yarasa adam, suç basamaklarında yukarı doğru tırmanıyor.
ذلك المدعو بالرجل الوطواط يشق طريقه عبر درجات الجريمة

Ya telefon direğine tırmanıyor. Ya da tutuklanıyor.
ويتسلق برجَ الهاتف ويعتقل؟

Küçücük çocuklar bile tırmanıyor.
يقيمون احتفالات أعياد الميلاد هنا الأطفال الصغار يتسلقون هذا

Bunlardan biri - buraları es geçiyorum - bu pürüzlü metal plakadan yapılmış dikey yüzeye tırmanıyor.
من بين ما أمرره بينكم الآن، هناك واحدة تصعد السطح الرأسي والذي هو عبارة عن لوحة معدنية ملساء