| Kemer takmamış ve ceketi de bir boy büyük. | Open Subtitles | أنه لا يرتدي حزام, وجاكيته مقاس واحد كبير جداً |
| Güvenlik kartını takmamış. Çalındığı rapor edilmiş mi? | Open Subtitles | إنّه لا يرتدي شارة الأمن هل بلّغ عن سرقتها؟ |
| Güvenlik kartını takmamış. Çalındığı rapor edilmiş mi? | Open Subtitles | إنّه لا يرتدي شارة الأمن، هل بلّغ عن سرقتها؟ |
| O bir acımasız. O bir yeşilci. Duruşmada giymesi için aldığım kravatı takmamış ama konusunu etmeyeceğim. | Open Subtitles | انه قاسِ ولكنه يحب الطبيعة وهو لا يرتدي ربطة العنق التي احضرتها له من اجل القضية |
| Klipsini takmamış. | Open Subtitles | يقول لم ينتهي من اصلاحها. |
| Sebebi buymuş. Aksiyon kamerası takmamış. | Open Subtitles | حسناً, هذا يفسر لنا لما لا نراه أنهُ لا يرتدي الكاميرا المحمولة |
| Birisi sutyen takmamış. | Open Subtitles | أحدهم لا يرتدي حمّالة صدرٍ. |
| Maske bile takmamış. | Open Subtitles | وهو لا يرتدي له قناع سخيف. |
| Birisi sutyen takmamış. | Open Subtitles | "أحدهم لا يرتدي صدريّةً". |
| Klipsini takmamış demek. | Open Subtitles | يقول لم ينتهي من اصلاحها. |