| Ve seninle temas kurmaya çalışmak benim için çok da uygun olmaz. | Open Subtitles | وسيكون من غير الملائم مطلقا بالنسبة لى, ان احاول عمل اتصال معك |
| Hastanın kanı yüksek oranda zehirli. Herhangi bir temas çok tehlikeli olur. | Open Subtitles | من الواضح أن دم المريضة سام بدرجة عالية أيّ اتصال بها خطير |
| Teşekkürler temas halinde olacağız. Ödülümü ne zaman alacağım ? | Open Subtitles | سوف نظل على إتصال متى سوف أحصل على جائزتى ؟ |
| Avrupa ve Afrika arasında Akdeniz üzerinden yüzlerce yıllık bir temas vardı. | TED | عمر الاتصال بين أوروبا وأفريقيا يمتد عبر قرون عبر البحر الأبيض المتوسط |
| Sadece üç tane, hepsi sağlık bölümünde. Onlarla temas kurmamı istiyor musun? | Open Subtitles | ثلاثة فقط , كلهم في الغرفة الطبية هل تريد مني الإتصال بهم؟ |
| Ama sarılmak yok, dokunmak yok, hiçbir şekilde temas etmek yok ve üç saniyede cevap vermezsen teklif iptal. | Open Subtitles | لكن غير الضم, أو اللمس, أو أي تواصل بأي شكل, يجب أن تقرر خلال الثلاثين ثانية التالية أوأعتبرأن العرضأنتهى. |
| İçinizdeki süper kahramanla tamamen temas içindeydiniz. | TED | وكنت على اتصال كامل وتام مع البطل الخارق الذي يكمن بداخلك. |
| Oksitosin aileniz ve arkadaşlarınızla fiziksel temas kurmanızı sağlar. | TED | فالأوكسيتوسين يجعلكم ترغبون في اتصال بدني مع أصدقائكم وأسركم. |
| Transa girip yazıyorum. Genellikle de bir ölüyle temas kuruyorum. | Open Subtitles | أنا أكتب متجولة وأنا دائماً في اتصال مع الموتى |
| Dışarı çıkmasın içeride beklesin dedi, sizinle temas kuracak. | Open Subtitles | قال ان تبقى ملاصقا، استقر وسوف تكون على اتصال معه |
| Vücutlarımız, aramızdan hiç ışık sızmayacak şekilde sürekli bir temas içinde olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون جسدنا على إتصال مستمر بدون أي شعاع ضوء بيننا |
| Biyo-Kubbe Tüneli'ne giriş yasaklandı. Andy ve Tarak'a da bulaşmış. temas kurmayın. | Open Subtitles | دائرة الحديقة محظورة طارق وأندي مصابين أكرر مصابين , لاتعملوا أي إتصال |
| Son yüz yılda insanlar bedenleriyle ve hisleriyle temas hâlinde olma, duyma, koklama, hissetme becerilerini kaybediyorlar. | TED | في المئة سنة الماضية، فقد الناس قدرتهم ليكونوا على إتصال مع أجسادهم وحواسهم، ليسمعوا، ليشتموا، ليشعروا. |
| Ancak temas kurmaya çalışması durumunda bu blok çevresinde araçlarımız var. | Open Subtitles | لكن هناك عدة سيارات بالجوار في حالة إن حاول الاتصال بكِ |
| Beklenmedik ya da tanımadığınız biri sizinle temas kurdu mu? | Open Subtitles | هل حاول أحد غير متوقع أو غير معروف الاتصال بك؟ |
| Hepimiz çalışmak zorundayız, hatta yepyeni bir hayata kavuşsak dahi... ..ama insanlarla temas kontrolünü sağlamak için çalışma şeklimizi seçtik. | Open Subtitles | جميعنا عليه أن يعمل حتى عندما نحصل على حياة جديدة ولكننا إخترنا نوع عمل لديه درجة محددة من الإتصال البشري |
| Anlamsız fiziksel temas kurmaya karar verdik. | Open Subtitles | . نحن الإثنان أتفقنا بأن يكون بيننا بعض الإتصال الجسدي فقط لا أكثر |
| Hakeme sportmenlik dışı temas, diskalifiye faul ve oyundan atılmaya sebep olabilir. | Open Subtitles | تواصل غير رياضي مع حكم يمكن أن يؤدي إلى خطأ إقصائي والطرد. |
| Yüz yüze temas sağlamak için çok fazla sebebimiz var. | Open Subtitles | هناك أسباب كثيرة تجعلنا نسعى إلى عن التواصل وجهاً لوجه |
| Bir nöron pek çok bşaka noktalara temas edebilir çünkü bu temas noktalarında sinapslar olabilir. | TED | الخلية الواحدة من الممكن أن تتصل بعدد كبير جدا من الخلايا من خلال الإشتباكات العصبية عند كل نقطة تلامس. |
| Bu, onunla temas halinde olduğunu farz etmek. | Open Subtitles | حسناً ، هذا على إفتراض أنّها كانت على إتّصال معه |
| Yeraltındaki Ori karşıtlarıyla temas kurmamızı sağlayabilirmiş. | Open Subtitles | هو يعتقد أنهُ بأمكانهُ مساعدتنا على أقامة أتصال لمكافحة الأوريون من جوف الأرض |
| Güney merdivenlerinde temas sağlandı. | Open Subtitles | إشتباك في السلم الجنوبي. |
| Bastığım yerler dışında diğer yerlere hiçbir şey temas etmemeli. | Open Subtitles | لا تلمس أي شيء على السطح، ما عدا ما أخطوه. |
| Lütfen, Karatina dakiler ile, temas etmeye teşebüs etmeyin. | Open Subtitles | لذا رجاءا عدم المحاولة في لمس أي شخص كان متواجد في منطقة الحجر الصحي |
| Galaksiler arası köprüyü tamamlamak için potansiyel uzay geçitlerini tanımlamak... önceliğimiz olmalı, bütün küçük köylerin yerlileriyle temas kurmak değil. | Open Subtitles | يجب أن نحدد بوابات الفضاء لإكمال الجسر بين المجرات ذلك يجب أن يكون أولوياتنا ليس إقامة اتصالات مع السكان المحليين |
| Hafta sonunu çamaşırhaneye gitme hadisesi etrafında bina etmenin ne olduğunu veya otobüs biletçisi kazara temas ettiğinde iliklerine dek işleyen bir hasret ürpertisi hissedecek kadar müzmin bir el değmemişlik içinde olmayı. | Open Subtitles | كيف يكون أن ترتب لعطلة أسبوع كاملة لزيارة متجر غسيل الملابس، أو ألا يلمسك أحد منذ دهراً، لدرجة أن لمسة عرضية بيد أحدهم |