| Beni hayal kırıklığına uğrattı. Tüm MSU'yu hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لقد خذلني ، لقد خذل الشرطة كُلها. |
| Çocukken kardeşini hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لقد خذل أخيه الصغير في طفولته |
| Sadece böyle biri çıkman beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | لكنني أشعر بخيبة أمل لأنني اكتشفت ما أنت عليه |
| Siyaset bizi başarısızlığa uğrattı. | Open Subtitles | السياسة قد خذلتنا ليس لدينا اختيار |
| Baban seni hayalkırıklığına uğrattı ama sen de kızına yanı şeyi yapma. | Open Subtitles | أعرف أن أبوك خذلك لكن هذا لا يعني بأن عليك أن تخذلها |
| Fakat bu sefer bizi başarısızlığa uğrattı. | Open Subtitles | لكنّه خذلنا هذه المرّة إنّ الجواب في الأشياء الشاذّة |
| Bu düşüncen beni hayal kırıklığına uğrattı Onbaşı Antikus | Open Subtitles | لقد خاب أملي فيك وفي موقفك ايها القائد الروماني أنتيكواروس |
| Dünya, Noel Baba'yı başarısızlığa uğrattı. | Open Subtitles | (العالم خذل (سانتا |
| Tanrısını başarısızlığa uğrattı! | Open Subtitles | -لقد خذل الهه. |
| Öğrencilerimden birinin bu saçmalıkla uğraşması beni çok ama çok büyük bir hayalkırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل كبيرة لأن أحد تلاميذي قد انغمس في هذه التفاهات |
| İtiraf etmeliyim ki bu sayı beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أعني, علي آعترف لك بهذا أشعر بخيبة أمل قليلة بشأن العدد. |
| Hepimizi uğrattı. | Open Subtitles | لقد خذلتنا جميعا |
| Kendine yüklenme bu kadar. Leah bizi hayal kırıklığına uğrattı. - Sen her şeyi doğru yaptın. | Open Subtitles | لا تلومي نفسكِ، لقد خذلتنا (ليا) لقد قمتي بكل شيء بشكل صائب |
| Ama o seni hayalkırıklığına uğrattı, değil mi? | Open Subtitles | لكنه خذلك , أليس كذلك؟ |
| - Ama kanunlar seni hüsrana uğrattı. | Open Subtitles | -لكن القانون خذلك |
| Ama bir şey var ki bilim bizi bu hayvanların... ...sahip olduğu özgün kişilikleri... ...karşısında hayal kırıklığına uğrattı. | TED | و لكن إحدى الأشياء التي خذلنا فيها العلم هي الشخصية, - شخصية الحيوان - الشخصية الفريدة التي تملكها هذه الحيوانات. |
| Bir kişi bizi hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | شخص واحد خذلنا, لكن هنالك جنس بأكمله |
| Dün. Beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | البارحه ، لقد خاب أملي فيها كثيراً |
| Sadece 'şans' olması beni hayal kırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | خاب أملي كثيراً لأنه .كان مجرَّد حظ |