| Muhalefeti yönetmek fikir birliğine varmamanın, ihtilafın ve farklılığın değerini fark etmekle ilgili. | TED | إدارة المعارضة تتعلق بإدراك قيمة الرفض، الخلاف و الاختلاف. |
| Fakat şimdi, sadece diğer insanları yönetmek yerine ara elemanlardan oyuncu-koç rolünü üstlenmeleri beklendi. | TED | ولكن اليوم، بدلًا من إدارة الأشخاص فقط، كان من المتوقع من مديري الإدارة الوسطى أن يكونوا مدربين للموظفين. |
| Asla seninle evlenmek istemedim. Asla o pis yeri yönetmek istemedim. | Open Subtitles | لمْ أرد الزواج بك قطّ ولمْ أرد حكم ذلك المكان القذر |
| İnsanları yönetmek istiyorsan, bir hedefin olmalı. | Open Subtitles | أتعلم لو أرغمت على قيادة الناس يجب أن تبحث لك عن مكان تقصده |
| Bugünse, evimdeki televizyonda sadece bir program izlemek için beni tamamen bozguna uğratan 41 tuşlu televizyon kumandasını yönetmek zorunda kalıyorum. | TED | اليوم، لمجرد أن أشاهد برنامج على تلفازي في البيت، علي تشغيل جهاز تحكم بـ41 زرا والذي يهزمني تماما. |
| Falcone kontrolü kaybederse Maroni, Gotham'ı yönetmek için fazla vahşi. | Open Subtitles | اذا فقد فالكون السيطرة ماروني أيضا يريد أن يحكم جوثام |
| Buradan yönetmek zor olmaya başladı. | Open Subtitles | سوف يكون امراً شاقاً ان تدير الامور من هنا |
| Fakat çok nesilli iş yerlerini yönetmek için ortaya atılan gerçekten aptalca şeyler de duydum. | TED | ولكني سمعت بعض الأفكار الغبية حول كيفية إدارة بيئة عمل متعددة الأجيال. |
| Bu, mali durumlarını yönetmek için heyecanlı, enerjik ve eğitimli olan insanlara karşı bu şekilde olmayan insanlar hakkında bir durum. | TED | وهي أن هناك أشخاص متحمسون ونشيطون تعلموا إدارة أمورهم المالية كما أن هناك من ليسوا كذلك. |
| Şirketi başarıyla yönetmek mi | Open Subtitles | و ما هوَ الهدَف بالضَيط؟ إدارة عمَل ناجِح |
| Belki de aynı acımasız vasıf senin onun güvenini sorgulamaya iterek şirketi yönetmek için değerli bir varlık haline getirmiştir onu. | Open Subtitles | ربما نفس الصفات التي تجعلك تتسائل عن امانته هي التي تجعله معاون جيد عندما يأتي الأمر إلى إدارة الشركة |
| Bölümü yönetmek istiyorum. İşlerin çok daha iyi yürüdüğünü söyleyen sensin. | Open Subtitles | أود إدارة القسم و كما قلت بنفسك ستسير الأمور بسلاسة |
| Milyar dolarlık uluslararası bir şirketi yönetmek bunlardan biri değil. | Open Subtitles | إدارة شركة عالمية ذات رأس مال بحدود بليون دولار ليست أحدها.. |
| Eğer ben hala senin seçtiğinsem eğer dünyayı yönetmek benim kaderimse bana şimdi bir işaret gönder. | Open Subtitles | إذا لازلت المختار لو أن قدري هو حكم العالم أرسل لي علامه الأن |
| Günümüzde petrol tankerlerini yönetmek büyük bir sorumluluk. | Open Subtitles | قيادة ناقلات البترول النهاردة بقت مسئولية ختيييرة |
| "Cehennem'i yönetmek,Cennet'e hizmet etmekten daha iyidir!" demişti. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحكم فى الجحيم من ان تخدم فى السماء |
| Ancak en büyük prens, ülkeyi tek başına yönetmek istiyormuş. | Open Subtitles | ولكن، أراد الأمير الأكبر ان يحكم المملكه بنفسه |
| Eğer hâlâ okulu yönetmek istiyorsan, başka bir seçenek mevcut mu? | Open Subtitles | ،فلو أنك كنت تنوي أن تدير اللودس ما هي الخيارات الأخرى التي لديك ؟ |
| Kimseyi zaptetmek ya da yönetmek de istemedim. Eğer mümkünse, herkesi mutlu etmek isterdim | Open Subtitles | لا أريد أن أحكم أو أغزو أي أحد أنا أريد أن أساعد أي إنسان إذا كان في استطاعتي |
| Sevgi: size yakın olan insanlarla ve bir parçası olduğumuz topluluklarla ilişkilerimizi başarılı bir şekilde yönetmek. | TED | الحب : يعني القدرة على ادارة علاقاتنا بنجاح مع الاشخاص المحيطين بنا ومع المجتمعات التي ننتمي اليها |
| Bu bölümü yönetmek için izninizi istiyorum. İzin verir misiniz? | Open Subtitles | أريدك أن تأذن لي يا (مايكل) بإدارة هذه الجلسة، أتسمح؟ |
| Operasyonu yönetmek üzere onu bir S.E.A.L timiyle size göndereceğiz. | Open Subtitles | سوف ينتقل لكم هو وفريقاً من البحرية للإشراف على العملية |
| Ama idealizim çocuklar içindir... ve bir çocuk bir imparatorluğu yönetmek için uygun değildir. | Open Subtitles | لكن المثالية للأطفال وطفلة ليست ملائمة لحكم إمبراطورية |
| Bak, insanlar, sadece biraz daha iyi hayatımızı yönetmek gerekir. | Open Subtitles | إنظروا يا عالم ، يجب علينا أن ندير حياتنا بشكل أفضل |
| Buraya gelip benimkini yönetmek yerine, neden kendi mutfağını kuracak cesarete sahip değildin Nick? | Open Subtitles | لماذا ليس لديك الشجاعة لتدير مطبخك الخاص, "نيك"؟ بدلاً من أن تأتي إلى هنا و تستولي على مطبخي؟ |
| Kendi başlarına kendi kasabalarında Sivil Cumartesi'yi yönetmek için dünyanın her yerinden insanları eğitmeye başlamak için sivil bir seminer düzenlediğimizden beri farkındalar. | TED | لقد أنشأنا منذ ذلك الحين مدرسة دينية مدنية لتدريب الناس من كل مكان لقيادة تجمعات السبت المدنية بأنفسهم وفي مدنهم. |
| Şirketi yönetmek için kimi atadığım neden umurunda? | Open Subtitles | ما الذي يهمك فيمن أعيّن ليدير الشركة؟ |