"yaşayabileceği" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعيشوا
        
    • تعيش فيه
        
    • ليعيش
        
    Ve daha sonrası için bize önerdiğiniz şey... hepimizin aynı çatı altında yaşayabileceği. Open Subtitles وما أنت تقترحه هو أنه بعد ذلك يمكنهم جميعا أن يعيشوا معا تحت نفس السقف
    Biz Fransa gibi bir ülke değiliz cazibenin, ya da parlak, neşeli şeylerin yaşayabileceği. Open Subtitles نحن نختلف عن فرنسا فالحب والجمال يمكن أن يعيشوا ..
    İçinde, sizin ve benim gibi insanların beraberce, huzur içinde yaşayabileceği bir dünya! Open Subtitles في عالـمٍ أين يستطيع من هم مثلك و مثلي. أن يعيشوا بسلام جنباً إلى جنب
    Amacı annesinin intikamını almak ve dünyayı kız kardeşi Nunnally'nin huzur içinde yaşayabileceği bir yere çevirmekti. Open Subtitles وذلك لكي ينتقم لأمه ويحول العالم إلى مكان يمكن لأختة نانالي أن تعيش فيه بسعادة
    Diğeri de dünyayı kız kardeşi Nunally'nin huzurla yaşayabileceği bir yere çevirmek. "Geleceğe" götüren bir yol. Open Subtitles الآخر أن يحول العالم إلى مكان يمكن لأخته نانالي أن تعيش فيه بسعادة. أي مسار يؤدي إلى المستقبل
    Amacı, annesinin öcünü almak ve dünyayı kız kardeşi Nunally'nin mutluca yaşayabileceği bir yer haline getirmek. Open Subtitles ليقوم بالانتقام لأمه وليحول العالم إلى مكان يمكن لأخته نانالي أن تعيش فيه بسعادة
    Yani, evsizliği ele alalım. Dünya'daki herkesin yaşayabileceği bir yeri olsun. Open Subtitles مثلاً لنأخذ التشرد، ليحظى الجميع في .العالم على مكاناً ما ليعيش به
    Benimle yaşayabileceği kadar iyi mi? Open Subtitles بالقدر الكافي ليعيش معي فيه ؟
    Atalarımız, insanoğlunun ve Hathlerin bir arada çalışıp yaşayabileceği bir koloniyle yeni bir başlangıç hayali kurdu. Open Subtitles أسلافنا حلموا ببداية جديدة مستعمرة حيث يمكن للبشر و الهاث أن يعملوا و يعيشوا معا
    Lelouch anesinin öcünü almak ve kardeşi Nunally'nin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya yaratmak amacıyla çıktı yola. Open Subtitles يسعى ليلوتش للانتقام لأمه وأن يحول العالم إلى مكان آمن يمكن لأخته نانالي أن تعيش فيه بسعادة
    Ailemizin sonsuza kadar yaşayabileceği bir yer. Open Subtitles مكان حيث يُمكن لعائلتنا أن تعيش فيه للأبد.
    Anneni yaşayabileceği bir yerden mahrum et. Open Subtitles علشان تحرم امك من مكان تعيش فيه To deprive your mother of a place of live.
    Britanyalı genç, Lelouch, 8 yıl önce öldürülen annesinin intikamını almaya ve kız kardeşi Nunnally'nin mutlu bir şekilde yaşayabileceği bir dünya yaratmaya yemin etti. Open Subtitles ( أقسم الشاب البريطاني ( ليلوتش بأنه سينتقم لأمه قبل 8 سنوات وأن يوجد عالم يمكن لأخته ( نانالي ) أن تعيش فيه بسلام
    Onu yaşayabileceği herhangi bir yere mi götüreceksin? Open Subtitles ستأخذيه لمكان ليعيش فيه فقط؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more