| Weemack Pascagoula'ya gitti ve ve o saçma sapan müzikleri dinliyor. | Open Subtitles | ويماك ذهب إلى باسكاجولا ليشترى إستيريو كبير ليستمع إلى تلك النفايات |
| Ben berbat şiirler yazmaya devam ettim, o ise matematik binasını havaya uçurmadı... ...ama Küba'ya gitti. | TED | ولكنني واصلت كتابة الشعر السيئ، وهو لم يتمكن من تفجير مبنى الرياضيات، ولكنه ذهب إلى كوبا. |
| Bobby buraya geldi ve konuşma yaptı, sonra Memphis'e gitti ve sonra Stockton ve California'ya gitti ve eski Sante Fe deposundaki Sante Fe treninde konuştu. | Open Subtitles | جاء بوبي هنا و قال أنه ذهب إلى ممفيس، ثم ذهب لستوكتون ، كاليفورنيا وتحدث عن قطار سانتا في مستودع سانتا القديم |
| Anna Avrupa'ya gitti, ve zamanla üniversiteye girdi, kendi istediği şekilde. | Open Subtitles | آينا ذهبت إلى أوروبا ووجدت طريقها في النهاية إلى الكليّة على شروطها الخاصة |
| Eğer biri bedeni soracak olursa Baş rahibin isteği üzerine cenaze için Londra'ya gitti. | Open Subtitles | أي شخص يسأل أين الجسم فهي ذهبت إلى لندن كجنازة رسمية لطلب رئيس الأساقفة |
| Yaşıyor. Telepati yoluyla görüştük. Yardım almaya Arboria'ya gitti. | Open Subtitles | تكلمت معه بالتخاطر لقد ذهب الى اروبريا ليجلب مساعدة |
| Şu manastırlardan bazılarını ziyaret etmek için Asya'ya gitti. | Open Subtitles | ولذلك سافر إلى آسيا كي يقابل بعض الرهبان |
| Ben de, ama o Avusturya sonra da Avustralya'ya gitti. | Open Subtitles | أعتقد انك احببته أنت ايضا حسنا .. لقد ذهب إلى النمسا وبعد ذلك إلى أستراليا |
| Bu adam Amerika'ya gitti ve kocaman bir ev aldı. | Open Subtitles | هذا الشخص ذهب إلى الولايات المتحدة واشترى منزل ضخم على الطراز الأمريكي |
| Evlendikten hemen sonra Victor, Çekoslovakya'ya gitti. | Open Subtitles | لم تكن مطولة بعد زواجنا فيكتور هذا ذهب إلى سيجوسلوفوكي |
| Ona karşı çok sertti, sonunda kaçtı San Francisco'ya gitti. | Open Subtitles | كـانت قـاسية معه وهرب في النـهاية ذهب إلى "سان فراسيسكوا" |
| - Aşşağılık Frankie Fish'le birlikte Florida'ya gitti. Eğer onu görürseniz paramı istediğimi söyleyin. | Open Subtitles | -لقد ذهب إلى فلوريدا مع الحقير فرانكي فيش إذا رأيته،أخبره بأنني أريد مالي |
| O gerizekalı Frankie Fish'le Florida'ya gitti. - Paramı istediğimi söyle. | Open Subtitles | -لقد ذهب إلى فلوريدا مع الحقير فرانكي فيش إذا رأيته،أخبره بأنني أريد مالي |
| - Sevgilisiyle Londra'ya gitti. Geçen gece. - Bana mesaj filan bıraktı mı? | Open Subtitles | ذهبت إلى لندن مع رفيقها، البارحة هل تركتَ أي رسالة لي أو أي شيء؟ |
| O sadece bir süreliğine ona bakmak için Alabama'ya gitti. | Open Subtitles | لذا ذهبت إلى "ألاباما" للإعتناء به لبعض الوقت. |
| Kısa süre sonra. Japonya'ya gitti. | Open Subtitles | ذهبت إلى اليابان مباشرة بعد ذلك |
| Yaz için Polonya'ya gitti | Open Subtitles | ذهبت إلى بولندا وقضت معظم الصيف هناك |
| Rikako Kochi Üniversitesi'ne kaydoldu, Yutaka Kyoto'ya gitti ben de Tokyo'da Üniversiteye gittim. | Open Subtitles | ريكاكو قبلت في جامعة كوشي ..يوتاكا ذهب الى كيوتو و انا.. ذهبت الى جامعة بطوكيو |
| Ben de kendime bunu diyorum ama Londra'ya gitti. | Open Subtitles | هذا ما أظل أقوله لنفسى لكنه سافر إلى "لندن" |
| Bebeğinin babasını aramak için Meksika'ya gitti. | Open Subtitles | لقد... لقد غادرت إلى "المكسيك" لتبحث عن والد طفلتها |
| Bu sabah Atina'ya gitti. | Open Subtitles | إيفي؟ تلك الفتاة. لقد رحلت إلى أثينا هذا الصباح. |
| Bu sabah Fransa'ya gitti, Jura Dağları'nda bir yerde. | Open Subtitles | سافرَ إلى "فرنسا" صباحَ اليوم في مكانٍ ما من جبال "جورا" |
| Adam parayı aldı ve evden çıktı. İtalya'ya gitti sanırım. | Open Subtitles | صاحب المكان أخذ المال وذهب إلى إيطاليا، على ما أظن. |
| Sıradaki haberse, bugün İsveç Başbakanı Washington'u ziyaret etti ve küçük meme uçlarım Fransa'ya gitti. | Open Subtitles | في الأخبارِ الأخرى، رئيس وزراء السويد زار واشنطن اليوم، وحلماتي الصَغيرة الصغيرة جداً ذَهبتْ إلى فرنسا. |