| Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك كَذبتَ لي. | 
| Yüzüme karşı yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا اصدق أنه كذب علي بهذه الطريقة | 
| Bunca zamandır babamı tanıdığı hakkında yüzüme karşı yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه يكذب بوجهي حيال معرفته بأمر والدي طيلة الوقت | 
| Çocuğun gözlerime baka baka yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | هذا غير معقول، لقد حدّق ذلك الصبيّ مباشرة في عينيّ و كذب عليّ | 
| Victor'ı öldürmediğini söylerken yalan söylediğine dair bir belirti yoktu, değil mi? | Open Subtitles | حينما قال أنه لم يترصد قتله، لمّ يكن هنالك دلالة على الكذب ، صحيح؟ | 
| Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | نجاح باهر، لا أستطيع أن أصدق أنك كذبت علي. | 
| Bu insanlara yardım edebilmek için herkese yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ كذبتِ على الجميع لتساعدي هؤلاء الناس | 
| Tekrar ben. Bana yalan söylediğine inanamıyorum. Sana güvenmiştim. | Open Subtitles | لا استطيع تصديق انك كذبت علي لقد وثقت بك | 
| Diğer konularda yalan söylediğine ne kadar eminsem, bunda da yalan söylediğine eminim. | Open Subtitles | ..أنا متأكد من أنها كذبت كما أنا متأكد من انها كذبت بخصوص أشياء أخرى أيضا | 
| Yüzük hakkında bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك كَذبتَ لي حول تلك الحلقةِ. | 
| Elimde yalan söylediğine dair kanıt var. | Open Subtitles | كلا، عندي إثبات أنه كذب علي، حسناً؟ | 
| Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه كذب علي | 
| Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنه كذب عليّ | 
| Bizim için yalan söylediğine sevindim. | Open Subtitles | حسناً، أنا سعيد أنه يكذب من أجلنا. | 
| - Kalp atışları yalan söylediğine işaret ediyor. | Open Subtitles | مؤشراته الحيويه تشير إلى أنه يكذب | 
| Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّه كذب عليّ | 
| Ne yüz ne de vücut dili yalan söylediğine dair bir belirti göstermiyor. | Open Subtitles | ليس بقراءات وجهه، أو بلغة جسده شيئاً يدلل على الكذب. | 
| Sirk hayvanlarına yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنك كذبت علينا كلنا نحن حيوانات السيرك | 
| Aslında, Sue, yalan söylediğine sevindim. | Open Subtitles | في الواقع يا (سو).. أنا سعيد أنكِ كذبتِ | 
| Bana yalan söylediğine inanamıyorum ya. | Open Subtitles | لا استطيع التصديق انك كذبت علي | 
| Özgeçmişinde yalan söylediğine dair kanıt bulmadıkça işten kovamazlar. | Open Subtitles | وأنها لا يمكن أن يكون أطلق لها إلا إذا كانت بالفعل كان بعض الأدلة على أن انها كذبت عليها ص י י المبلغ. |