| Benim için bir şey yapacağını biliyordum. Sadece ne ve nasıl olacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها ستفعل شيئا و لكنى لم أعرف ماذا و كيف ؟ |
| - Onun ne yapacağını bilemezsin. - Ne, bana ateş mi eder yoksa? | Open Subtitles | ـ أنت لا تعلم ماذا سيحاول فعله ـ ماذا، هل سيطلق النار عليٌ؟ |
| -Uyandığında herkes ne yapacağını biliyor mu? -Evet efendim, ama... | Open Subtitles | هل كل شخص يعرف جيدا ماذا سيفعل حين يستيقظ ؟ |
| Ben olsam, ne yapacağımı biliyorum ve terse döndürünce rakibimin ne yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | حسنا ، أنا أعرف ماذا سأفعل وأنا فقط سأقلبه لمعرفة ما سيفعله خصمي |
| İki buçuk milyon dolar kaldıran herkes o parayla ne yapacağını bilir. | Open Subtitles | لديك مليونين ونصف المليون أي مغفل في العالم يعلم ما يفعل بها |
| Veri analizleri ile ne yapacağını sana sen daha yapmadan söyleyebilirim. | TED | أستطيع التنبؤ بما ستفعله بتحليل البيانات حتى قبل أن تفعل ذلك. |
| Bahse girerim geçen hafta, böyle bir şey yapacağını düşünmezdin, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنه لم يخطر ببالكِ أنك ِ ستفعلين هذا الأسبوع المنصرم, صحيح؟ |
| Bu, Multi-Health Systems gibi bir şirketin elindeki verilerle ne yapacağını bilmediğinden değil. | TED | وذلك ليس لكون شركة مثل أنظمة الصحة المتعددة لا تعرف ما تفعله بالبيانات. |
| Ne yapacağını biliyorsun sanırım, baba. Toz ve kir arayacaksın. | Open Subtitles | أظنك تعرف ما ستفعل بها إبحث عن الغبار و القاذورات |
| Seni pusuya düşürmek. Çünkü çocukları kurtarmak için her şeyi yapacağını biliyorlar. | Open Subtitles | يغروك بالدخول الى كمين لانهم يعلمون أنك ستفعل أي شيئ لانقاذ الأطفال |
| Sürekli böyle konuşursun ama kardeşin için her şeyi yapacağını biliyorum. | Open Subtitles | أيّما تتحدث، فإنّي موقن أنّكَ ستفعل أيّ شيء من أجل أخيك |
| Sadece çocuk ne yapacağını biliyor mu diye kontrol et. | Open Subtitles | فقط تأكد من أن الفتى يعلم جيداً مايفترض به فعله |
| Eğer ayrılmak istiyorsa, ki pek sanmıyorum sen bilirsin ne yapacağını. | Open Subtitles | إن كان سينهيها، وذلك ما أشك به، ستعرفين ما عليك فعله. |
| Neyi farklı yapabileceğini, yapacağını ya da yapman gerektiğini düşünme. | Open Subtitles | ماذا كان أو وَجَب أو افترض عليك فعله بطريقة أخرى |
| Başkan Fowler'ın da aynı şeyi yapacağını garanti ediyor musun? Hayır. | Open Subtitles | وما هى الضمانات التى سأحصل عليها بأن الرّئيس فاولر سيفعل مثلى؟ |
| O ne yapacağını biliyor. Bu işi halleder. İşinde en iyisidir. | Open Subtitles | سيعلم ماذا سيفعل , سيحل هذا الامر انه الافضل في مجاله |
| Şimdi, bunu yapabiliyorsa onu tekrar sokağa salarsanız neler yapacağını kimse bilemez. | Open Subtitles | إن كان بوسعه فعل ذلك فلا جزم لما سيفعله إن أطلقتم سراحه |
| Kim olduğunu, ne yaptığını ve bir daha nerede yapacağını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف من هو ؟ وماذا يفعل وماذا سيفعل لاحقا ؟ |
| Çünkü başına gerçekten bir şey gelse ne yapacağını şaşırırdı. | Open Subtitles | لأنه لو حدث معها أمر حقيقي فلن تعرف مالذي ستفعله |
| O zaman bunu nasıl yapacağını konuşalım. | Open Subtitles | إذن أظن علينا التحدث بشأن كيف ستفعلين ذلك |
| Devlet Alfa sırrının ortaya çıkması durumunda ne yapacağını bilemedi. | Open Subtitles | الحكومه لا تعلم ما الذي تفعله لو وصل الامر للعامه |
| Kendisine sürekli ne yapacağını söyleyen tüm insanlardan rahatsız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال انه متضايق من كل الناس الذين يقولن له مالذي يفعله |
| Onunla ne yapacağını bulana kadar onu elinde tutabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الاحتفاظ بها حتى تعرفي ماذا تفعلين |
| Ne yapılması gerektiğini biliyorsun. Ve bunu yapacağını bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | تعـلم ما ينبغي الـقيام به وأحتاج لمعرفة أنك ستقوم بهذا |
| Umarım yapacağını düşündüğüm şeyi yapmazsın. | Open Subtitles | اتمنى بانك لن تفعلي ما اعتقد بانك ستفعلينه |
| Marduk Cyrus'a insanları özgürlüğüne kavuşturmak gibi büyük, cömert şeyler yapacağını söyler. | TED | ماردوك أخبر كورش أنه سيقوم بأشياء كريمة وعظيمة بتحرير الشعب. |
| yapacağını aklına hiç getiremeyeceğin şeyler yaptırır. | Open Subtitles | أفعال حتى فى مليون عام لن تتخيل أنك ستفعلها |
| Ve bir kral zor olsa bile ne yapacağını bilir ve de yapar. | Open Subtitles | والملك يعرف دائماً ما عليه القيام به ويفعله حتى عندما يكون الأمر صعباً |