| Bir polis bir meslektaşına, hiç böyle bir şey yapar mı? | Open Subtitles | واحد شرطي إلى آخر، وأود أن تفعل شيئا من هذا القبيل؟ |
| Onun için onca yaptıklarından sonra, en azından bunu yapar. | Open Subtitles | بعد كل ما فعلته من اجله هذا اقل شيئ يفعله |
| Trent Seward benim ifade vermemi engellemek için herşeyi yapar. | Open Subtitles | إن ترينت سيورد سيفعل اي شيء لمنعي من الإدلاء بشهادتي |
| İkinci bir çip yaptığın duyulursa, hükümet sana ne yapar biliyor musun? | Open Subtitles | ماذا ستفعل حكومتك لك حين يعلمون أنك قمت بصناعة شريحة ثانية ؟ |
| Jim bizi bir kez uyarmıştı. Acaba yeniden yapar mı. | Open Subtitles | حذرنا جيم مرة وأتساءل إن كان بإمكانه فعل ذلك مجددا |
| Çoğu insan -normal olanlar- kavgadan kaçınmak için nerdeyse her şeyi yapar. | Open Subtitles | يا أبن السافله معظم الناس ، الطبيعيون يفعلون أي شئ لتجنب القتال |
| Yani, bu evrimi aniden Darwinci tanımından çıkarıp Lamarckiancı yapar. | TED | وهذا ما يجعل التطور أقرب الى لامارك منه الى دارون |
| Sadece haham ve meclis istedi diye bunu yapar mıydın? | Open Subtitles | لأن الحاخام و المجلس يطلب ذلك؟ ايمكنك أن تفعل ذلك؟ |
| Ama bize tahmin ettiğimden çok daha çabuk yetişti. Bunu hep yapar. | Open Subtitles | لقد لحقت بنا أسرع مما كنت أظن أنه ممكن إنها تفعل ذلك |
| Ya dediklerimi yapar ve yaşarsın,... ya da boşu boşuna ölürsün. | Open Subtitles | إما أن تفعل ما اقوله لك وستعيش، وإما ألا تطيع أوامري |
| Ama bugün kendi adıma yaptırdım çünkü dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | ولكن اليوم, وضعت اسمي لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء |
| Ve beni mutlu edecek ne varsa, ölecek olsa bilse yapar. | Open Subtitles | ومهما تتطلب الأمر كي يجعلني سعيداً يفعله.. حتى لة قتله الأمر |
| O ne yapması gerekiyorsa onu yapar, ben de ne yapmam gerekiyorsa onu. | Open Subtitles | انه يفعل ما عليه أن يفعله و أنا أفعل ما علي أن أفعله |
| Babanız bir kum yelkenlisini kaybettiğimizi öğrenirse ne yapar dersiniz? | Open Subtitles | ماذا سيفعل والدك إذا عرف أننا فقدنا قارب رمال ؟ |
| Adam ona asikti. Onun icin her seyi yapar. - Hayir. | Open Subtitles | هذا الفتى واقع في حبّها هو سيفعل ايّ شيئ من اجلها |
| Konu Han'ını ve İmparatorluğu korumaya gelirse yapılması gereken her şeyi yapar. | Open Subtitles | وعندما يتعلق الأمر بحماية خانها، وإمبراطوريتها فإنها ستفعل ما يجب القيام به |
| Zorbalar zorbalık yapar ve bir tepki almazlarsa ilgilerini kaybeder. | Open Subtitles | الفتوات يفرضون قوتهم إن لم يأتي رد فعل يفقدون الاهتمام |
| Sadece tenis ve golf oyuncuları bu yumruk pompasını yapar... | Open Subtitles | فقط لاعبي التنس والغولف هم الذين يفعلون تلك الحركة بأيديهم |
| Ama sebepsiz yere ona bağırmak bu beni kötü baba yapar. | Open Subtitles | و لكن الصراخ في وجهه بدون سبب يجعل مني أباً سيئاً |
| Geldiniz, onları öldürdünüz ve topraklarını aldınız. İşgalci uluslar böyle yapar. | Open Subtitles | أنتم أتيتم، قتلتموهم و أخذتم أرضهم، هذا ما تفعله أمم الاحتلال |
| Biliyorum bazen işleri karmakarışık eder ve büyük hatalar yapar. | Open Subtitles | أنا أدري أنها أحياناً تفسد الأمور و تقوم بالأخطاء الكبيرة |
| "Sadece gerçekliğin ve rüyanın birlikteliği tam bir yaşam yapar." | Open Subtitles | فقط اندماج الحلم والواقع يمكن ان تصنع حياة الإنسان الكاملة |
| Eğer bu konu sizi biraz temkinli olmaya sevkediyorsa sakin olun. İstatistik öğrenmek sizi çılgın bir komplo teorisyeni yapmaz, sadece şüpheci yapar. | TED | ولو كان هذا يجعلك في الحال حذراً بعض الشيء فلا بأس، فإن هذا لن يجعلك نوعا ما صاحب نظرية مؤامرة مهووس، بل متشكك. |
| Böyle tatsız biri nasıI böyle tatlı bir şey yapar? | Open Subtitles | كيف يكون شئ ما مُر جداً يصنع شئ جميل جداً |
| Birinin onu koruması gerekecek. Benim için yapar mısın? | Open Subtitles | يحتاج إلى من يحميه الآن هل تفعلين ذلك لأجلي؟ |
| Eğer başrahibe Immaculata sizden şu haçı çıkarmanızı isteseydi yapar mıydınız? | Open Subtitles | اذا امرتكي الام ايماكولاتا ان تخلعي هذا الصليب هل ستفعلين ؟ |