| Yargı sürecini suiistimal eden avukatlar için yaptırımlar uygulayacağım. | Open Subtitles | سأفرض العقوبات على المحامين الذين يُسيئون للعمل |
| Eğer bunun gibi başka oyunlar varsa, ...yaptırımlar iki katına çıkacak. | Open Subtitles | تم تكبدها في متابعه هذا الانتهاك و لو حدثث هذا ثانيه العقوبات ستكون مضاعفه هل تفهمين؟ |
| Bize 600 milyon sunup yaptırımlar kaldırılınca 760 milyon ödememizi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أنت تعرض علينا 600 مليون وتتوقع منا منحك 760 مليون عندما يتم رفع العقوبات ؟ |
| Hükümet, dahil olduğunu düşündüğü şirketinizin bölümlerine yaptırımlar uygulayabilir. | Open Subtitles | من ان هذه الحكومة ربما تسن عقوبات ضد اي قسم من شركاتكم يعتقد انه متورط في الأمر |
| nükleer bilim adamlarının suikastları, ekonomik yaptırımlar, politik ayrımcılık.. | Open Subtitles | إغتيال لعلماؤها النوويين عقوبات إقتصادية، حصار سياسي |
| Ekonomik yaptırımlar, uygulaması nispeten kolay ve ciddi anlamda etkiliydi. | Open Subtitles | من السهل نسبياً تنفيذ العقوبات الإقتصادية وهي مُؤثرة تاريخياً |
| Otuz yıllık yaptırımlar belimizi büküyordu. Kaldırılması için bir yol bulmak zorundaydık. | Open Subtitles | ثلاثة عقود من العقوبات كانت تقتلنا كان علينا إيجاد وسيلة لرفعها |
| yaptırımlar Irak'ı her gün öldürüyor. | Open Subtitles | العقوبات تقتل العراقيين كل يوم |
| yaptırımlar ve diplomasi işe yaradı. | Open Subtitles | العقوبات والدبلوماسبة جاءت بنتيجة |
| Engellenen ekonomik yaptırımlar ancak Saddam BM Silah Denetimcileriyle işbirliği yaparsa kaldırılacaktı. | Open Subtitles | تم إعطاء (صدام) تعهداً برفع العقوبات الإقتصادية الشديدة إن تعاون مع مفتشي الأسلحة من الأمم المتحدة |
| - yaptırımlar yeterli değil'in Rusçası ne? | Open Subtitles | كيف تقول "العقوبات لا تعمل" بالروسيه ؟ |
| Bu yaptırımlar artabilir ve artacak da. | Open Subtitles | هذه العقوبات ممكنه، وستتصاعد |
| yaptırımlar, Rusya'nın oligarşi sınıfını hedef alıyor. | Open Subtitles | Translated By Michel Shawwah المفروض أن تستهدف العقوبات طبقة حكم الأقلية في (روسيا) |
| yaptırımlar birkaç saate devreye girecek. | Open Subtitles | سننفذ العقوبات خلال ساعتين |
| yaptırımlar ortadan kalkınca da Le Bron bu hesaplarda bulunan paraları, emeğinin karşılığı olarak kendi zimmetine geçirmekte ve ciddi kar elde etmekteydi. | Open Subtitles | ليكونوا قادرين على مُواصلة إدارة أعمالهم كما هو مُعتاد عندما يتم رفع العقوبات ، يجني (ليبرون) أرباحاً ضخمة بالإستحواذ على الأصول المُجمدة |
| Önce yaptırımlar. | Open Subtitles | العقوبات أولا |
| Büyük para cezaları, yaptırımlar... Minimum değer düşecek. | Open Subtitles | غرامات كبيرة، عقوبات سيحدث انهيار كبير في القيمة |
| yaptırımlar olurdu. | TED | وستكون هناك عقوبات. |
| Banco Delta Asia karşı yaptırımlar ortaya koyacaktır. | Open Subtitles | عن طريق فرض عقوبات ضدهم |
| İran sorununda karara varmak için acele edilmeyecek. yaptırımlar tekrar uygulamaya konmayacak. | Open Subtitles | لن يكون ثمّة تسرّع في الحكم على قضية (إيران) لا إعادة فرض عقوبات |