| Tedavi işe yaradı. Başkasında kullanmam gerekti ama evde daha ot var. | Open Subtitles | لقد نجح العلاج اضطريت لحقنه بشخص آخر ولكن يوجد المزيد منه بالمنزل |
| Acaba işe yaradı mı ? Hathorne onu her an öldürebilir. | Open Subtitles | هل نجح الامر من الاساس؟ هاثورن سيقتله فى اية لحظة الان |
| Bu, Vietnam'dan dönmek için oynadığın bir numaraysa işe yaradı. | Open Subtitles | إذا كانت هذه مسرحية استهدفت اخراجك من فيتنام, فقد نجحت |
| Eğer buysa, artık buna bir son verebilirsin. Çünkü işe yaradı. | Open Subtitles | إذا كان ذلك ما تريده عليك أن تتوقف لأنك نجحت جداً |
| Beni patakladığın zaman işe yaradı diye Hope'u pataklamamı söyledin. | Open Subtitles | أعني، أنت اقنعتني بأن اضرب هوب لأن الضرب نفع معي |
| Dinleyin Çocuklar, o hayatını açtı ve bu işe yaradı. | Open Subtitles | إسمعا يا رفاق، لقد باح بأسرار حياته، وقد أفلح الأمر. |
| Bazı şeyler işe yaradı, bazıları yaramadı. Vücuda çok miktarda titanyum, | TED | نجح بعضها وفشل البعض الاخر. وضعوا كميات من التيتانيوم بداخلي |
| İddiamız bu yöndeydi ve işe yaradı. | TED | كان هذا هو رهاننا الكبير، وقد نجح هذا الرهان. |
| Oakland A's için işe yaramıştı New Jersey eyaleti için de yaradı. | TED | لقد نجح الأمر لنادي أوكلاند أي، و نجح الأمر لولاية نيوجيرسي. |
| İki yıl boyunca iki haftada bir çalışanlarına gitti ve onlardan maaşlarından feragat etmelerini istedi ve bu işe yaradı. | TED | لذلك كل أسبوعين لمدة سنتين في يوم دفع الرواتب كان يقف أمام موظفيه ويطلب منهم التضحية برواتبهم، ولقد نجح |
| İşe yaradı. O ikisi diğerlerini toplayıp arabayı takip edecek. | Open Subtitles | نجح الأمر هذان سيجمعان البقية ويطاردون الحافلة |
| Ve bu çok işe yaradı, çünkü bir daha hiç silahımı düşürmedim. | Open Subtitles | و لقد نجح هذا معي لأنني لم أسقط سلاحي مذذاك |
| Ama bir şekilde işe yaradı ve adayı taşıdık diyelim. | Open Subtitles | لكن افترض بطريقة ما ان العملية نجحت وقمنا بنقل الجزيرة |
| Köstebeği bulmak için şeflere yanlış bilgi verme planın işe yaradı. | Open Subtitles | إن فكرتك في كشف الواشي بتزويد قوادنا بمعلومات مزيفة، قد نجحت. |
| Hatta, o kadar işe yaradı ki şu anda Limburger peyniri aromasının Tanzanya'da kullanılan yapay bir karışımına sahibiz ve bu karışımın orda sivrisineklere, insanlardan iki ya da üç defa daha çekici geldiği görüldü. | TED | فى الحقيقة، لقد نجحت لدرجة أننا الآن لدينا خليط اصطناعي له عبير جبن ليمبورجر و الذى تم إستخدامه فى تنزانيا و الذى أظهر هناك أنه من مرتين إلى ثلاث مرات أكثر جذبا للبعوض من الإنسان. |
| Bu işe yaradı ve 1962'de bilgisayar Connecticut eyaleti şampiyonunu yendi. | TED | وبالفعل نجحت فكرته وفي عام 1962 فاز هذا الكمبيوتر ببطولة ولاية كونيتيكت |
| Tekila yerine viski içmeye başlamasını söyle. Bende işe yaradı. | Open Subtitles | أخبريه أن يستبدل البوربون بالتيكيلا، نفع هذا معي |
| Geçen hafta George Peppard ile tanışınca işe yaradı. | Open Subtitles | أفلح معي ذلك عندما قابلت جورج بابارد الأسبوع الماضي. |
| Bak, galiba işe yaradı. | Open Subtitles | كف عن هذا. لقد نجحنا لا يمكن العثور علينا |
| O seksî kıyafet işe yaradı. Yüzbaşı beni bu davaya verdi. | Open Subtitles | لقد أجدى زيّ الجنس نفعاً فلقد الحقني القائد بالقضيّة |
| Evet yaradı, Hyde. Bu yüzden klüpteyim. | Open Subtitles | نعم , لقد نفعت , . لهذا انا في داخل النادي |
| Ama işe yaradı ve bu da birkaç ay içinde kendi sigortamı... | Open Subtitles | ولكنها أجدت نفعاً, مما يعني بأنني سأحصل |
| İyi avukat, kötü avukat, bebeğim. Büyü gibi işe yaradı. | Open Subtitles | المحامي الجيد و المحامي السيء يا عزيز سار الأمر كالسحر |
| Dik saçlı çakalımız Barry, sonunda bir işe yaradı. | Open Subtitles | حسنٌ ذلك القط ذو رأس الفرو نجح بجعل نفسه مفيداً |
| İşe yaradı ! Onlar için, şimdiden üzüldüm. | Open Subtitles | هذا يجدى نفعاً . أنا أشعر بالأسى حيالهم بالفعل |
| Birleşik Devletlerde işe yaradı, Fransa'da işe yaramadı, Almanya'da henüz işe yaramadı. | TED | ولقد فلح الأمر بالولايات المتحدة ولم يؤتي ثماره في فرنسا. ولم ينجح فى المانيا. |
| İşe yaradı mı? | Open Subtitles | أنفع هذا الآمر ؟ |
| Sakinleştiriciler bir zaman işe yaradı, ama buna karşı dayanıklılık geliştirdi. | Open Subtitles | المسكنات أدت المفعول لبعض الوقت لكنه طور تحمله |
| Evet, bu kıyamet benim çok işime yaradı. | Open Subtitles | أجل، أمر نهاية العالم هذا أفادني كثيراً. |