| Bunu sağır insanlarla bir süredir deniyoruz ve yalnızca biraz süre geçtikten sonra insanların bunu hissedebildiği ortaya çıktı, yeleğin dilini anlayabildiği. | TED | نقوم باختبار هذا الاختراع على الصم الآن، وتبين أنه بعد فترة ليست بطويلة، سيبدأ الناس بالشعور بها وباستيعاب لغة السترة. |
| - Ne? Bombanın tetikleyici mekanizmasını bozduğumuz vakit yeleğin bir daha patlatılması imkânsız olması gerekiyormuş. | Open Subtitles | لقد افترضوا أنه بمجرد أن نشوش إشارة الصاعق، فسيستحيل على المشتبه به أن يفجر السترة |
| yeleğin neler yapabildiğini göstermek için canlı bir gönüllü kullanmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اتمنى لو لتمثيل قوة السترة من خلال متطوع بشري |
| Sıradan bir çelik yeleğin durdurmayacağı mermiler değil. | Open Subtitles | إنها لا شيء بالنسبة لسترة "كيلفر" عادية يمكنها إيقافها. |
| Kilo almışsın. yeleğin kesinlikle ceketten daha yeni. | Open Subtitles | لقد ازداد وزنك الصدرية أجدد بشكل واضح من المعطف |
| Kurşun geçirmez yeleğin mi vardı? | Open Subtitles | صدريّة Kevlar. اللعنة، التي لدغ! |
| Kurşun geçirmez yeleğin nerede? | Open Subtitles | -أين سترتكَ الواقية؟ |
| Camdan baktığımda seni o sarı yeleğin içinde görmek istemiyorum. Beni deli ediyor. | Open Subtitles | لا أريد رؤيتك عبر هذه النافذة مرتدياً هذه السترة الصفراء، ستخيفني |
| Başlığı çıkarınca, bir de yeleğin arkasında ipler var. | Open Subtitles | ، إذا أزلتِ القلنسوة . ستجدين رباط في السترة القصيرة |
| Bu yeleğin kötü bir fikir olduğunu biliyordum, ...ama ofisteki eşcinsel adam geri döndüklerinde söyledi bunu. | Open Subtitles | عرفت ان هذه السترة فكرة سيئة ولكن الرجل الشاذ في المكتب اخبرني انها رائجة مجددا |
| yeleğin neler yapabildiğini göstermek için canlı bir gönüllü kullanmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اتمنى لو لتمثيل قوة السترة من خلال متطوع بشري |
| Yakın mesafeden doğruca yeleğin içinden. | Open Subtitles | إطلاق من المدى القريب للغاية يخترق السترة الواقية |
| Sanık, ayakkabıların ve yeleğin kaybolduğunu kanıtlayamadı. | Open Subtitles | المتهم لم يتمكّن من اثبات فقدان الأحذية و السترة |
| Mermi yeleğin içinden geçti ve kalbini deldi. | Open Subtitles | الرصاصة دخلت مباشرةً عبر السترة ومزقت قلبه. |
| Bu telefon vasıtasıyla alacağın talimatlarla yeleğin içine yerleştirilmiş paketi teslim edeceksin. | Open Subtitles | ستتلقى تعليمات من خلال الهاتف لتسليم حزمة محفوظة فى هذة السترة |
| Bu yeleğin her vuruluşum için bir kurşun deliği var. | Open Subtitles | هذه السترة بها ثقوب لكل الرصاصات التي اخترقت في كلّ مرة |
| Tamam, hala bombayı etkisiz hale getirebilme şansım var ama yeleğin içindeki devre sistemini görmem lazım. | Open Subtitles | حسنا ، لازالت هناك فرصة أن بإمكاني تفكيك القنبلة و لكن يجب على رؤية الدوائر الكهربائية داخل السترة. |
| yeleğin mucidi konferans için şehre gelmiş. - Buraya geliyor. | Open Subtitles | مُخترع السترة في المدينة للمؤتمر |
| Lincoln'ın giydiği yeleğin tetiğini ben istemedim. | Open Subtitles | (لم أسألك للحصول على مفتاح القتل لسترة(لنكولن |
| Kilo almışsın. yeleğin kesinlikle ceketten daha yeni. | Open Subtitles | لقد ازداد وزنك الصدرية أجدد بشكل واضح من المعطف |
| can yeleğin nerede ? | Open Subtitles | اين الصدرية |
| Hayır, senin kurşun geçirmez bir yeleğin yok. | Open Subtitles | لا، أنت ما عندك a صدريّة مضادة للرّصاص. |
| - Çelik yeleğin nerede? | Open Subtitles | -أين سترتكَ الواقية؟ |