Yaşadığım bunca zahmetten sonra böyle mi görünüyorum? | Open Subtitles | بعد كل العناء الذي تكبدته وهذا هو مظهري؟ |
En son beni zahmetten kurtardığında, seni Polis Merkezi'nde bulmuştum. | Open Subtitles | آخر مرة وفرّت فيها العناء عليّ بحثت فيها عنك مع مركز الشرطة |
O zaman siz de benim ona uygun olmadığımı söyleyip annemi de zahmetten kurtarırdınız. | Open Subtitles | حتى تخبريني أنها أعلى من مستواي ووفّرت العناء عن أمي |
Ya da hemen işbirliği yapıp herkesi büyük bir zahmetten kurtarırsınız. | Open Subtitles | أو يمكنكم التعاون الآن و تجنيب الجميع الكثير من المتاعب |
Sadece zili çalın ve bizi bir sürü zahmetten kurtarın. | Open Subtitles | تقدّم نحو الجرس وحسب وأنقذنا جميعاً من الكثير من المتاعب. تفضّلوا, |
Zaten yok edecektik. Bizi zahmetten kurtardı. | Open Subtitles | كان علينا تدميره بأية حال لقد وفر علينا المتاعب |
Ama onun yaşadığına dair en ufak bir ipucu olursa, hiçbir masraftan... ve zahmetten kaçınmazlar. | Open Subtitles | و لكن لو ظهرت أدني إشارة علي أنهاحيهفإنهملنيوفروامالاً , و لا جهداً للخلاص منها |
Hemen şimdi polisi aramamı ve seni zahmetten kurtarmamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن أتصل بالشرطة الآن وأوفر عليك العناء ؟ |
Ama bizi zahmetten kurtarıp içinde ne olduğunu söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لماذا لا تُوفر علينا العناء و تُخبرنا بمُحتواها ؟ |
Ama içinde ne olduğunu söyleyip bizi zahmetten kurtarabilirsin. | Open Subtitles | لماذا لا تُوفر علينا العناء و تُخبرنا بمُحتواها ؟ |
Bunu yapmayacağımı biliyorsunuz, neden beni zahmetten kurtarıp ne olduğunu söylemiyorsun? | Open Subtitles | حسناً, تعرف أنني لن افعل هذا, لذا لما لا تجنبني العناء وتخبرني ما في هذا الحقل؟ |
Onu öldürmemi ister misiniz, majesteleri? Sizi iki zahmetten de kurtarayım mı? | Open Subtitles | أتريدين منّي قتله يا صاحبة الجلالة وأوفّر العناء عنكما؟ |
Eğer bunun için geldiysen, seni zahmetten kurtarayım. | Open Subtitles | اذا كنت هنا لهذا السبب , فدعنى أوفر عليك العناء |
Onu almak için çektiğim zahmetten sonra tabiki bende. | Open Subtitles | بعد كل هذا العناء الذي بذلته للحصول عليها بالطبع معي |
Kendinizi bir yaşam yavaşlatma hücresine ışınlayın ve beni bu zahmetten kurtarın. | Open Subtitles | حسناً, أيها اللحوم ربما من الأفضل أن ترسلوا أنفسكم بداخل خلاليا الثبات. و تحفظونى من المتاعب. |
Keşke olsaydım. Senelerce kendimi büyük bir zahmetten kurtarırdım. | Open Subtitles | أتمنى لو كنت ,لكنت إستطعت إنقاذ نفسي من الكثير من المتاعب خلال السنين |
İkimizi de bir sürü zahmetten kurtarırdın. | Open Subtitles | الجدال , كنت ستوفرين عليها المتاعب |
Sir Thomas düğün törenine katılsa, bizi pek çok zahmetten kurtarabilir. | Open Subtitles | إذا ظهر سير (توماس) فى حفل الزفاف الآن فسيوفّر علينا جميعاً كثير من المتاعب |
Beni bu zahmetten kurtardığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لتوفيركي لي المتاعب. |
Seni onca zahmetten kurtarayım, Sayid. | Open Subtitles | حسناً إذاً، يمكنني تجنيبك الكثير من المتاعب يا (سعيد) |
Ama onun yaşadığına dair en ufak bir ipucu olursa, hiçbir masraftan... ve zahmetten kaçınmazlar. | Open Subtitles | و لكن لو ظهرت أدني إشارة علي أنهاحيهفإنهملنيوفروامالاً , و لا جهداً للخلاص منها |